Hayatım güzeldi...O eve taşınana kadar.. İğrenç bir ev! Hizmetçimiz kötü, ormanın içinde ev yok demlerine rağmen kötü bir adam olan Conor! Korkunç....Rüya gibi! Evim bana hapis oldu! Başka eve taşınamk en büyük hediye olurdu! Kurtulacağız böyle bir his var içimde! -The Home korku ve genç kurgu kategorilerini barındıran bir hikayedir..Umarım sizde beğenirsiniz!

Hayatımızda ki en kötü günlerimiz , ruhumuzun en güçlü olduğu zamanlardır.Bir yanınızdan ateş püskürürken diğer yarınız soğuk ve karanlıktır. Zaman içinde hayallerinizi , başarılarınızı ve hatta sevdiklerinizi hayatınızdan çıkartacaksınız. Sizde kalan tek şey acı olacak ve o günü hiçbir zaman unutmayacaksınız. İntikam kokan bedeniniz , ömrünün geri kalanını nefretle sonlandıracaktır.Umut sizin için imkansıza dönüşecek , belkide onu sevdiğiniz bir şarkının küçük bir mısrasında bulacaksınız. 'Umut şimdi hiç görmeyen birine gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkansız.'Bunlar gittikten sonra ruhunuzda kalanları bir kavanoza dolduracak ve uçsuz bucaksız bir okyanusun derinine bırakacaksınız. 'Benim Kalemim' sizleri gerçek hayata hazırlamaya çalışan küçük bir yardımcıdır. Yaşantınızda ki zorluklarla savaşmayıda öğretecektir, zayıf yanlarınızıda yüzünüze bütün içtenliğiyle söyleyecektir. Dışardan bakıldığında içi karamsarlıklarla dolu bir hikaye olarak görebilirsiniz. Ama gerçekten bakarsanız içinde sizler için hazırlanmış küçük sürprizler ve bilgiler olduğunu görebilirsiniz. 'Benim Kalemim' hayatımda yaşadığım acılarımı , başkalarıda yaşarsa diye önlem alarak ve onları bu konuya adapte ederek yazıyorum. Kısacası burası gerçek hayat ve bu hayat sandığınız kadar toz pembe değil. Öğrenmeniz gereken çok şey var. Acıyı en derinine kadar yaşayacağınız, aşkı tutkulu gözlerle göreceğiniz , cesareti bedeninizde hissedeceğiniz bir yer burası.. Telif Hakkı Saklıdır.

Hayat, bataklıkta bütün belaları başına toplayan Naz'ı daha da çok dibe çekmeyi istiyordu.Naz durumdan memnun muydu bilinmez ama bir ışığa ihtiyacı vardı.Belki o ışık onu kurtarabilirdi ya da tam tersi ışık ta karanlığa gömülebilirdi. Peki ya ön yargılar o ışığı ister miydi?Beden ışığı isterken ön yargılar karanlıkta batmak için hazırlanıyordu.Galip gelen Naz'ın karanlığı mı,yoksa bütün ışığıyla ona gelen Araf mı olacaktı? Zorlu bir mücadeleydi bu.Aşk kapısını herkese kapatan bir kızdan ne kadar aşık olması beklenebilirdi ki,peki ya aşk onun yaşadığı en güzel duyguysa buna engel olabilir miydi onun karanlığı,ön yargıları,geçmişte yaşadıkları? Buna engel olabilir miydi??