Kendi zihninin cehenneminde boğulan Helena'nın önünde tek bir yol vardı, o da anlamsız hayatına bir son vermek. Ya da, hayatın anlamını yeniden bulmak... Helena'nın cehennemdeki günlerine son vermek için can atan Kurtan'ınsa daha büyük bir sınavı vardı. Helena'yı kendi cehenneminden uzak tutmak. 𝐵𝑢̈𝑡𝑢̈𝑛 𝐷𝑢̈𝑛𝑦𝑎 𝑘𝑎𝑟𝑠̧ı𝑚𝑑𝑎 𝑑𝑢𝑟𝑢𝑟𝑘𝑒𝑛, 𝑠𝑎𝑑𝑒𝑐𝑒 𝑡𝑒𝑘 𝑏𝑖𝑟 𝑘𝑖𝑠̧𝑖 𝑦𝑎𝑛ı𝑚𝑑𝑎 𝑑𝑢𝑟𝑠𝑎 𝑦𝑒𝑡𝑒𝑟𝑑𝑖. 𝑂 𝑘𝑖𝑠̧𝑖 𝑑𝑒 𝑧𝑎𝑡𝑒𝑛 𝑘ı𝑦𝑎𝑚𝑒𝑡 𝑘𝑜𝑝𝑠𝑎 𝑦𝑎𝑛ı𝑚𝑑𝑎 𝑘𝑎𝑙𝑚𝑎𝑦𝑎 𝑑𝑒𝑣𝑎𝑚 𝑒𝑑𝑒𝑟𝑑𝑖... AY KUŞAĞI SERİSİ İKİNCİ KİTABIDIR, İLK KİTAP OLAN TEMPERSİTAR'I OKUDUKTAN SONRA OKUMANIZ ÖNERİLİR. Bu isimle Wattpad'de yayınlanan ilk ve tek kurgudur, tüm hakları saklıdır.

Maya parga ailesini kaybettikten sonra ona halası ve amcası kol kanat gerdiler ama bir sorun vardı Maya dünya ya ait değildi o Pontariya'ya aitti.

Kendini tanrı ilan eden bir ejderha insanların dünyasına lanetli gök taşları yağdırdı. Metin taşı adı verilen bu lanetli taşlar toprağı çoraklaştırdı, hayvanları vahşileştirdi ve ortaya garip hastalıklar çıkardı. Tanrıcılık oynayan Mavi Ejderha bir süre sonra bu taşların içinde hediyeler de göndermeyi ihmal etmedi. İnsanlar ise yaşanan kaos ile birbirlerine düşmekte gecikmediler. Lanetin kökünü kazımak yerine birbirlerine düşman oldular. Yetmez gibi hastalıklardan etkilenip, insandan kurt şekline dönüşmeye başlayan bir aileyi günah keçisi ilan ettiler. Yavaş yavaş kurda dönüşen insanlar hastalıkları yüzünden acınıp yardım göreceği yerde; tam aksine dünya, onlar yüzünden bu lanetin üzerlerine yağdığına inandı. Laneti kaldırmak ve Mavi Ejder'i yok etmek için birleşemeyen insanlar, hastalanıp kurt dönüşümü yaşayan-yaşamayan Hun-an Hanedanı'nın bütün fertlerini tamamen ortadan kaldırmak için kısa zamanda birleşmişlerdi. Diğer hanedanların bilgeleri ise bu haksız ve mantıksız saldırıyla bir ailenin yok olmaması için erişilmez, büyülü, gizemli ve gizli bir dünya yarattılar. Geri dönüşün olmadığı sihirli bir yol üzerinden hanedanın bir kısmını bu dünyadan göndermeyi başardılar. Maharetlerini sergileyip zavallı insanları katledenler lanetin kalkacağını düşünüyordu. Tam aksine lanet zaman geçtikçe kötüleşip artık insanlığın sonunu getirecek aşamaya gelmişti. Bu kıyametten nasıl kurtulacakları ise tam bir belirsizlik. Belli olan bir şey varsa hiçbir insanın yenemediği hatta daha önce görmediği Mavi Ejderha'nın insanlığı yok etmeden yok edilmesiydi.

Her şey kurgudur. Gerçek kişi, olay, kurum ve kuruluşlar ile hiçbir ilgisi yoktur. Kurgunun temel esin kaynağı Scp Vakfı'dır. Bu nedenle: Fazlasıyla Scp Vakfından esinlenilerek yapılmıştır. Özellikle Merry Claus, Scp-4666 dan gelme.

Savaş bir sis bulutu gibi çökmüş, insan ölümleri sebebi bilinmeyen bir kaynaktan ötürü milyarları bulmuştu. Dünyadan geriye kalan bir harabeydi; arbede izleri, bir zamanlar insanların yaşadığı şimdiyse yaşayan son sınırlı sayıda gencin ayak basmaya cesaret edemediği tehlikeli boş caddelerden ibaretti. Savaşın ardında yatan Ölüm Tercihi, kimliği belirsiz karanlıktan doğan ve kanla beslenen bir çeteydi. Kurbanlarını öldürürken seçtikleri yöntemlerse kan dondurucuydu. Ölüm Tercihi çete lideri tarafından sekiz yıldır takip edilen Avcı bir seçim yapmak zorundadır. Ya bir bilinmezlikte kaybolacak ya da çetenin kurbanlarından biri olacaktı.

Her şeyi ile yalan olan bir evren. Her kesin acımasız ve gaddar olduğu bir hayat. Burada sadece mantığın konuşmalı,diğer insani duygulara veda etmelisin. Eğer kalbinle kararlar verip, insanlara acırsan, acınacak hale düşersin. Böyle bir evrende temiz kalmak imkansızdır. Karanlık her kesin içinde vardır ve er ya da geç ortaya çıkacaktık. Kimileri kalbinde karanlıkla doğar kimileri ışıkla. Peki bunlardan en korkunç olanı hangisidir? İşığı ortadan kaldırabilecek güçte olan KARANLIK'mı? YOKSA Karanlığı tek bir parlamada mahvedebilecek IŞIK'mı?

Sıkıcı bir hayatı olan Luis, boş ve karanlık sokaklarda yürürken bir kız çocuğu ile karşılaştı. Birkaç günlüğüne ona bakmaya karar verdi. Belki hayatı bir nebze olsun neşelenecekti. Ama o çocuktan kopamadı, ona öz çocuğu gibi bakmaya başladı. Belki de sıkıcı hayatının amacını bulmuştu, bu çocuğu canı pahasına koruyup büyütmek. Sonrasında birisi geldi, eski bir dost. ''Son bir maceraya ne dersin Luis?'' **** Argo ve küfür içerir.

Larie Elli küçük yaşlarda ailesini kayb etdi. İki ayrı krallık vardı. Bu krallıklar birleşmişdi ve Aura krallığı yaranmışdı. Amma bir gün Slon krallığının kraliçesi Saria'nın ölümü ile Slon krallığının kralı Maykx sinirlenip Oplin krallığına saldırıyor fakat varislerin isyanı ile savaş duruyor. Fakat Maykx intikam peşinde olduğu için Varisleri buralardan çok uzak bir saraya gönderiyorlar ancak bu saraydaki öğretmenlerin ölümü ile oyun başlıyor. Bu sarayda ne oyunlar, ne yangınlar, ne olaylar baş vericek. Sadece öğretmenler diyil varislerin de çoğu ölücek. Hadi okuyup öğrenelim bu savaş Krallıkların savaşı mı, yoksa Varislerin savaşımı. *BENİM KALBİM SAVAŞIN YÜREĞİ OLSUN* ~LARİE~

Dört element. Bir kehanet. Sonsuz sırlar. Gücün dokunduğu her şey değişir. Her sır, bir bedelle açığa çıkar. Ateşi, suyu, toprağı ve havayı eğip bükebilen büyücülerin dünyasında, güç yalnızca bir armağan değil ölümcül bir tutkudur. Bir zamanlar yeminle birbirine bağlı olan üstatlar, şimdi yozlaşmış öğretiler, karanlık arzular ve içlerinden yükselen ihanetle parçalanmanın eşiğindedir. Her bir şato kendi sırrını saklar; her biri yıkıma bir adım daha yakındır. Kudretli Diyar'ın en zeki üstatlarından Rawnos, özgür iradeye hükmetme yeteneğini gizlerken, yozlaşmış topluluğunu değiştirme hayaliyle yanar. Fakat bu hayal, her adımda karanlıkla kör edilmiş bir yolun başlangıcıdır. Güç uğruna her şeyden vazgeçen bir adamın dönüşümünü izlerken, biz de şu soruyla yüzleşiriz: İçindeki ışığı kaybeden biri, karanlıktan kurtulabilir mi? Öte yanda, elde ettiği büyülü taçla Vatonen'de imparatorluk yükselmiş; adalet, hırsla yer değiştirmiştir. Halkı için savaşan onurlu bir lider olan İmparator Wilbur, artık güce doymayan zalim bir hükümdara dönüşmüştür. Bir zamanlar korumakla yükümlü olduklarından kolayca vazgeçebilmektedir. Büyücülerin verdiği taç tüm kimyasını değiştirir. Soylular şimdi imparatorun korkusuyla titremektedir. Güç mü insanı bozar, yoksa insan mı gücü kirletir? Gizemli ölümler, kaybolan büyüler ve unutulmuş bir kehanet... Her şey yaklaşan bir felaketin habercisi. Üstatlar dengeyi mi sağlayacak, yoksa yok oluşu başlatan kıvılcım mı olacaklar? Gerçek açığa çıktığında, kimse eskisi gibi kalmayacak. Güvenmenin bedeli ağır, ihanetin sonucu ölümcül olacak. Kayıp Taç: Gizli Sırlar - Büyüyle yazılmış, sırlarla örülmüş ve karanlıkla mühürlenmiş bir kaderin destanı.