Hayat bazen zordur. Ne gel diyen olur, ne git diyen. Ansızın çıkıp gelebilir mutluluk. Ya da hiç hesapta olmayan hayal kırıklıkları sarar sarmalar yüreğini. Öyle bir sarar ki nefesin kesilir. Bu mevsim sen kokar. Doğanın sesi seni anlatır bana. Gökyüzünden kalbime inen, yerde bulduğum Gökyüzümsün. Yaz ayında başlayan müthiş bir aşk hikayesi. Aynı yere tatile gelen iki gencin heyecanlı ve duygusal maceraları sizi bekliyor. Not: Masum aşk içerir. +18 konular bulunmaz.

Acının, karamsarlığın ve göz yaşlarının içine hapsolmuş karanlık hayatımın ışığı olmuştu Poyraz. O uzun, dar ve sonu görünmeyen koridorumu aydınlatmış, soğuk hayallerimi nefesiyle ısıtmıştı. Bir nevi yeniden doğmuş olmanın sevincini yaşıyordum ben onunla. Aynı zamanda yıllar önce kaybetmiş olduğum hayallerimi, umutlarımı ve mutluluğumu geri bulmanın..Ancak her mutluluğun bir sonu var derler ya, işte ben o noktadaydım. Ela gözlü sevdiceğimin ihametine uğramış, anahtarının Poyraz'da olduğu derin dünyama yeniden dönmüştüm. Bir ilkbahar sabahı son bulacaktı her şey. Sonsuza dek... ~19 Şubat 2015~

Genç bir kız;ne tanrı,ne de bir fâni.O bir yarı tanrı.Sadece bununla da kalmıyor.Çünkü o Tanrıların Tanrısı'nın kızı.Çünkü o ZEUS'UN KIZI. ~Hikâye de,Percy-Annabeth olmayacaktır.Başrol kızımızla,Percy'i aşık bile edebilirim.~

Romantik - Genç Kız Edebiyatı "Sonuçlarına hiç bu şekilde katlanabileceğimi düşünmemiştim ama pişman değilim, sadece anılar beni katlediyorlar." *** İki ayağımda yere bastığında, yere doğru seken basketbol topunun mucizevi bir şekilde ayaklarımın önünde durduğuna tanık oldum. İstemsizce elim topun çarptığı yere gitmişti. Belli belirsiz sızlıyordu, yine de eğilerek topu aldım ve iki elimle sıkıca kavramış bir şekilde kucağıma kilitledim. Gözlerim onunla buluştuğunda, kendi kendime "Sakin ol Dünya, bu şansını akıllıca kullan, " diyerek telkinde bulundum. Onunla en son iki hafta kadar önce, kasım ayının üçüncü haftasında, ekmediğim bir etüt çıkışı karşılaştığımdan beri konuşmamıştım. "Olmadı," dedi, buz mavisi gözleri önce kucağımda tuttuğum topu süzdü sonra benim fenerlerimi kıstırdı, sesi alaycı bir tınıya sahipti. Yaklaşarak karşımda durduğunda hızlıca onu inceledim. Bembeyaz teni uzun süredir basketbol oynadığından olsa gerek hafifçe kızarmış bir halde yanaklarını süslüyordu, , uzamış siyah saçları dağılmıştı ve sağdan soldan alnına tutamlar bırakmıştı. Tozlu gri renginde hafif bol tişört üzerine lacivert bir hırka, dar boru paça koyu lacivert bir pantolon giyinmişti, ayağında da bilek hizasında siyah motorcu botları vardı. Zayıf ve uzun olduğundan vücudu mükemmel görünüyordu. Sağ tarafından kıvrılan dudakları, bembeyaz ve inci dişlerini ortaya sermişti. Yüzü yorgunluğunu taşıyamıyor gibi çökmüştü, gülümsemesi zorlama değildi ancak bir şeyler eksik görünüyordu. "Selam Dünya." dedi sakince. Nazikti ama tavırlarında, sözlerinde farklı bir şey seziyordum. İki hafta önceden bahsetmiyordum, yaklaşık bir yıl önceden bahsediyordum. *** ||09/04/2014|| ++ Kapak Tasarımı: sunilsahn