Dönem / Köy / Mahalle♥️
28 Geschichten
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR von ceyzabel
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR
ceyzabel
  • GELESEN 802,651
  • Stimmen 60,795
  • Teile 54
"Ve unutma Zümrüt; tüm çiçekler yavaş yavaş, kırmızı güller çabuk solar." *** 1980 yılının Mayıs ayında, Dilektaşı Mahallesi'ndeki aylardır boş olan daireye genç bir adam taşındı. Tek başınaydı, bir karısı veya çocukları yoktu. Kimseyle konuşmazdı ve soğuk çehresi, tenindeki yanığa benzer farklı renkte izleri, şüpheli hareketleri nedeniyle kimsenin de onunla konuşmaya niyeti pek yoktu. Mahalleli, bu suskun ve gizemli adamın dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak bir Amerikan ajanı olduğuna karar vermişti ve adama kendi aralarında 'Dilsiz Ajan' diye sesleniyorlardı. Zümrüt Ayten Özsoy ise henüz yirmisine yeni basmıştı. Altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Hayat hakkında bilgisi bu aileyle ve bu mahalleyle sınırlıydı. Liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı, hayata en büyük kızgınlığı da buydu. Hayallerini baltalayan şey yoksulluk ve yoksulluğunun sebebi ise başlarındaki sorumsuz babalarıydı. Çoğunlukla bu kalabalık mahallenin cıvıltısında ömrünün çürüyeceğini ve ailesine rağmen yapayalnız öleceğini düşünürdü. Onun için hayat, ışıltılı bir oyun sahnesiydi ve bu sahne, akşam babası eve geldikten sonra perdelerini kapatarak karanlığa bürünürdü. Ve bir gün Dilsiz Ajan nihayet konuştu. Zümrüt Ayten Özsoy ise hayallerine çok yakın olduğunun henüz farkında değildi. (30.03.2021)
BÜLBÜL von papatyakorusu
BÜLBÜL
papatyakorusu
  • GELESEN 172,403
  • Stimmen 15,161
  • Teile 23
*avareyim,asudeyim,yorgunum bilmiyorum,neden sana vurgunum? -bir mahalle hikâyesi- 18/05/2023 " Dökme yüzünü." dedi. Yüzüne vuran kızıl ateşlere bakarken gözlerinde kararlı bir ifade vardı. Kurşuni bulutlar, karşıdaki binaların silüetlerin üzerine yığılmışlardı ve akşamın alacasına güneşin son kızıllıkları karışıyordu. Hafif bir rüzgâr çıkmıştı. Sesi, bulanıklıktan uzak, net ve kendinden emindi. Hiç tereddütleri olmamıştı zaten. Şimdi oturduğumuz bu tenhalıkta, gözleri yerdeki ateşin kızıllığındayken düşen yüzümü, incinen kalbimi nasıl fark etmiş, nasıl sezmişti bilemiyordum. Beni şaşırtmaya devam ediyordu. Kemikli yüzündeki kararlı ifadeye baktım. Gözleri ateşten uzaklaşıp bana döndüğünde yanağında şimdi sakalların gizlediği yara izini ve sebebini düşünüyordum. Yaralar her zaman görünür değildi, olamazdı ama sanki onun yaraları gördüğümden daha derinlerde bir yerlerde gibi geliyordu bana. Gözleri, uysal bir kuştan uzak, gelip gözlerime ilişti. Bakışları karanlık bir orman gibiydi ama tekinsiz değildi. Alaz alaz bir ifade vardı. Hummalı, sert ve kendinden emindi. Kaşlarının arasındaki çukurlar inen akşamla karanlık çizgilere dönmüştü. Garip bir şekilde yanında kendimi hiç olmadığı ölçüde güvende hissettiğimi fark ediyordum. Bana bakarken gözünü bile kırpmıyor, bakışlarındaki bir şey beni gözlerimi kaçırmaya hatta buradan çıkıp ardıma bile bakmadan kaçmaya zorluyordu. Ama direniyordum. Ne gözlerimi mızrak gibi saplanan bakışlarından çekebiliyordum ne de koşup uzaklaşmaya derman bulabiliyordum. " Dökmedim." dedim inkar ederek, az önceki sözünü esasında kendime hatırlatmak için. Elindeki uzun çubukla ateşi karıştırırken tüylerimi diken diken eden ifadesini de çekip almıştı üzerimden. " Döktün. Ama sen yine de dökme yüzünü. O yüz, dökülecek yüzlerden değil."
Leyla ile Karabağırlı von alraganinsahibesi
Leyla ile Karabağırlı
alraganinsahibesi
  • GELESEN 859,987
  • Stimmen 63,038
  • Teile 46
Seha Bey bir ayağını öne atıp ona dengesini vererek şöyle bir durdu. Leyla'yı kısacık üstün körü süzdü. Rahatsız eden bir bakış değildi ama olmasa da olurdu yani. Leyla neler oluyor diye düşünüyordu. "Küçüksün." dedi adam, burnunu çekti. "Gözüm de tutmadı pek seni. Biraz büyü. Bakalım hale yola gelecek misin..." Leyla'nın gülümsemesi soldukça soluyordu. Gözü tutmamıştı madem gelin odasına ne diye sokmuştu bu herif onu? Hale yola gelmek ne demekti? Ah bir eski Leyla olabilseydi ona hali de yolu da gösterirdi ama kaç gündür yaşadıkları onu bitap düşürdüğünden karşılık vermek için laf gelmiyordu aklına. "Eğer aynı yastığa baş koyasım gelirse, haberin olur. Sana söylerim." dedi adam. Leyla'nın gülüşü tamamen düştü bu sefer. Ne ince düşünceli adam! Ya habersiz gelse ne olurdu?! "Ama ben bunu yapmazsam eğer, sen aşkımdan ölsen bile bana gelmeyeceksin." ••• -Yaş farkı içerir- ~hikâyemiz 1989 yılında başlamaktadır~
Yılanın Kızı  von alraganinsahibesi
Yılanın Kızı
alraganinsahibesi
  • GELESEN 643,971
  • Stimmen 46,173
  • Teile 48
Pusat Ali Şahoğlu, en yakın dostunun kız kardeşi Gökbeyaz Çakır'ı kurtarırken istemeden katil olur. Onun için hapse girer, dört sene yatar, elinden birçok fırsatı kaçırır, sözlüsü Suna tarafından terk edilir ve yaralı, ihanete uğramış bir adam olarak hapishaneden çıkar. O çıkarken, Virankaya'da anlı şanlı bir düğün başlamak üzeredir: kardeş bildiği, kardeşini kurtarırken katil olduğu Baran Çakır ile, eski sözlüsü Suna'nın düğünü. Virankaya artık bir savaş beklemektedir. Yörenin iki güçlü ailesini de kasıp kavuracak, tam ortasında da iki büyük beyi birbirine düşüren Suna'nın olduğu bir savaş... Fakat hiçbir şey beklendiği gibi olmaz. Sebebi Pusat Ali Şahoğlu'nun çıkar çıkmaz Suna'ya değil de, kimsenin beklemediği birine yönelmesidir. Gökbeyaz Çakır'a. İNTİKAM SÖZCÜĞÜNÜ FAZLASIYLA İÇERSE DE İNTİKAM OLAY ÖRGÜSÜNÜ İÇERMEZ :)
KIZILCA von __Katre__
KIZILCA
__Katre__
  • GELESEN 96,683
  • Stimmen 8,148
  • Teile 19
Hafiften yaklaştı Yiğit. Bununla birlikte aynı anda geri gitti Dilruba. Yere bıraktığı bidona takılsa da Yiğit'e kalmadan toparladı kendini, azıcık utandı al al oldu yanağı. Öksürdü, soracağı sorudan emin olmayarak şöyle bir etrafta gezdirdi gözlerini Yiğit. Ağaca, kurda, kuşa, yerdeki tırtıla, köşede şip şip su içerek keyifle kendilerini izleyen kediye baktı. "Yavuklun var mı? Bi' sevdiğin?" Ani bir şok geldi geçti Dilruba'nın mavi gözlerinden. Köşedeki kedi bile şok olmuş gibi su içmeyi bıraktı. Bir tövbe çekti sessizce. 'Belli...' dedi kendi kendine. 'Bu az çapkın değil. Tipi de müsait az kız koşmuyordur bunun peşinden.' Bir elini beline koydu, eğilip bidonunu aldı eline. "Var!" dedi. Bilmem kaç bıçak saplandı Yiğit'in gönlüne. Ardından söylediği sözler bir bir söktü o bıçakları, yarasını sardı, üzerini bile öptü. "Kocam var benim, bebem de karnımda! Yanımda seni görürse vurur topuğundan alimallah! Hadi var git yoluna." Saçını savurur gibi başını salladı şöyle bir. İçinden 'Hıh!' demeyi de ihmal etmedi. Eli belinde ardını döndü, salına salına gitti tahta kapıya. Girmeden önce arkasını dönüp kontrol (!) etme amacıyla baktı sadece. Göz göze gelince çekemedi birazcık bakışlarını. Eli cebinde kendine bakıp gülümseyen adamda takılı kaldı gözleri. O hafifçe başını eğip selam verince kendine geldi. Omzunu silkti nazlı nazlı. Ayaklarındaki çamuru otlara silip girdi tahta kapıdan içeri. Ardında ise derince iç çeken Yiğit'i bıraktı şüphesiz. "Ah ulan!" dedi cebinden sigarasını çıkarırken. "Ah ulan Kızılca, yaktın beni!" Kızılca'sının onu yaktığı gibi o da sigarasını yaktı. Akşama kadar ayrılmadı oradan, belki camdan başını uzatır diye.
Bir Bakış Bir Gülüş von gabrielhardy
Bir Bakış Bir Gülüş
gabrielhardy
  • GELESEN 98,249
  • Stimmen 6,490
  • Teile 20
Yıl 1965 Yer Adana, Türkiye 18 yaşındaki Narin Gümüşlü ve 27 yaşındaki Kenan Efe Türk ailelerinin ön ayak olmasıyla görücü usulü bir evlilik yoluna girerler. Narin öğretmen lisesini bitirmiştir. Kenan Efe ise inşaat mühendisidir. Hikayemiz bu iki güzel insanın görücü usulü evlilikleri ile başlar. Bizler onların gözünden hikayelerini okuyacağız. 12 mayıs 2023 Tarihi Kurguda 1.Sıra
Bir Kara Sevda  von gonulhane
Bir Kara Sevda
gonulhane
  • GELESEN 83,582
  • Stimmen 3,427
  • Teile 17
Halil ve Gülsüm'ün masalı... "Ağam, seni avrat deyin alıp gelmiş emme bilesin ki benim gönlüm doludur!"
AHLÂ  von Rookiegirll
AHLÂ
Rookiegirll
  • GELESEN 3,297,585
  • Stimmen 126,932
  • Teile 40
•Ana karakter Ahlâ ve Mahir'den sonra yan karakterlerin hikayesine geçiliyor. Bunu sevmeyenler başlamasın lütfen ❤️ Zeynep, "Çok şükür bu aralar iyi şeyler oluyor, Abim bugün çıktı hapisten."dediğinde Ahlâ bozguna uğramıştı. Mahir abi hapishaneden çıkıyordu. Bitmek bilmeyen bu dava peşinden daha kaç insanı götürecekti bilmiyordu ama Mahir abinin hapisten çıkmasıyla olayların daha da büyüyeceğine emindi. Not: Hikayede yetişikin unsurlara yer verilecektir!
Gül KOZASI von 0Astrolojik
Gül KOZASI
0Astrolojik
  • GELESEN 1,004,564
  • Stimmen 56,481
  • Teile 40
"Demez mi anası, topallığına bakmadan benim kızıma göz koymuş diye? Der. Bu konuyu bir daha açma anne." ****** "Seni yaktım, kül ettim ruhumda; ama yine bana senin kokun geldi. Meğer ben seni küle çevirirken, ruhum iradesizce kokunu saklamış," dedi gözlerime bakarken. Sözleri dudaklarından her saçıldığında, benim cehennemden farksız kuyularım harlanarak coşkunca alevlendi ve onun sözlerinin ucunu yaktı, tutuşturdu. Yakmalı ya da yanmaya hazır olmalıydım. GÜL KOZASI İSMİ İLE YAYINLANAN İLK KİTAPTIR. 13.08.2020 tarihinde yayımlanmaya başlamıştır. HİKAYE ŞAHSIMA AİTTİR. ÇALINMA DURUMUNDA YASAL İŞLEM BAŞLATILACAKTIR...
KÖYGÖÇÜREN von servestizm
KÖYGÖÇÜREN
servestizm
  • GELESEN 4,976,411
  • Stimmen 420,258
  • Teile 80
Hasret köyden uzakta bir dere kenarındaki küçücük evinde hem hayatla hem de annesiyle mücadele eden başı dik, dili sivri bir kızdır. Yaşadığı yerin yazı kurak, kışı çorak, baharı biraz rahattır. Ama babası olmadığından evin direği sürekli gıcırdar. Annesinin zoruyla gittiği bir düğünde gözü bir Külhanbeyine çarpar, ama başı diktir, pek yüz vermek istemez. Düğün boyu bakışırlar, tek kelime etmezler. Adam da pek bir hoşuna gitse de Hasret bunca bakışı hayra yormaz, yine de içi kıpraşır. Beyaz gömleğine, yanık tenine, kara kaşına, üstünden ayrılmayan kara gözüne... Sonra nasıl olduysa düğünün gecesinde evine gitmiş, saçılmış dökünmüşken penceresinden bir ses işitir, akşamki adamı daha görmeden tanır. Penceresinin köşesine siner, perdesinin arkasına saklanır. Sesini duyar adamın, sonra sesini duyurur. Onca yıllık Hasret bir toz olur bir duman. Sonrası dere kenarı, dut ağaçları, üzüm bağları.. Geçmişten gelen bir Köygöçüren lafı, Hamza'nın Görgülü belası... ..... Tarihi bir hikayedir.