Acil okumalıym
20 stories
Bulvar by denizyolcusu
denizyolcusu
  • WpView
    Reads 237,329
  • WpVote
    Votes 25,705
  • WpPart
    Parts 29
Görünmez bir adamın son derece sıradan hayatı, çekimine kapılarak peşinden sürüklendiği tuhaf bir kadınla karşılaşmasıyla alt üst olur. Adı dışında hiçbir hatıra taşımayan bu adam, geçmişiyle ilgili huzursuz edici rüyalar görmeye başlar. Geçmişini aydınlatabilmek için çıktığı yolculuk, dünyadan oldukça uzağa, ayrı bir aleme dek uzanır. Ve sonunda kendini, küllerinden doğmuş bir savaşın tam ortasında bulur. Ağır yenilginin izlerini hala üzerinde taşıyan ve bir kadının yaralarını sarmak zorunda olan bu adam, yoluna devam edebilecek midir? İkinci kez savaşmaya cesaret edebilir misiniz? ∞ Unutulanların, hayattan koparılanların ve sürgünden dönenlerin hikayesi.
DELİ MAVİ (Treló Ble) by NurdanKeles
NurdanKeles
  • WpView
    Reads 612,015
  • WpVote
    Votes 29,861
  • WpPart
    Parts 36
Denizin maviliğinden sıcak kalpli iki insanın hayatına uzanan deli bir aşk romanı... Bir varmış bir yokmuş berrak bir denizin içinde güzel bir deli maviyle, yemeklere fısıldayan havalı bir adam varmış ve bu hikâye denizin tam da ortasında başlamış. Ardı sıra kattığı bavuluyla birlikte yanına bolca aldığı çılgınlıklarıyla yeni hayatı için çıktı yola. Yaşadığı hayal kırıklıkları geriye bırakıp iş hayatı için Atina'ya gelen Sezgi kendini daha ilk günden maviliğin en derinliğinde buluverdi. Kendi hayatından çok başkaları için yaşadığını fark eden Konstantinos için artık hayatını bir savaş meydanından çekip kendi için yaşamayı seçti. Yunanistan'ın en iyi şeflerinden biriydi. En iyisi için daha fazla mücadele ederken mavinin en şanslı tonuna denk geldi. Bu iki insanın yolu tam da denizin ortasında kesişti. Yemek yapmayı çok seven adam, yemek yemeği çok seven kadının en büyük şansı olduğunu düşündü. Hayallerin yaşandığı, aşkların gözlerle konuşulduğu, yemeklerin bolca tüketildiği ve tenlerin sır tanımadan bolca birleştiği bu delilik için hazır olun.
Dorian Gray'in Portresi by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 55,372
  • WpVote
    Votes 2,809
  • WpPart
    Parts 21
Keşke tersi olabilseydi! Keşke her zaman genç kalacak olan ben olsaydım da portrem yaşlansaydı! Bunun için... bunun için her şeyi verirdim!" Özellikle bir genç adamın büyümesini, eğitimini, gelişimini, kendini ve inançlarını keşfetmesini işleyen Dorian Gray'in Portresi için Oscar Wilde, 'bir ruhun hikayesi' demişti. 1891'de ilk basıldığında ahlaksızlığı yücelttiği gerekçesiyle büyük tepki çeken romanın baş kişileri olan Lord Henry ile Dorian'ın karşılıklı etkileşimleri, Dorian'ın kendini giderek kötüye, şeytani olana, hazcılığa adaması kitabın eksenini oluşturuyor. Son derece saf ve yakışıklı Dorian'daki değişim, Lord Henry'nin sözleriyle ve Dorian'ın kendi portresinde kendi güzelliğini keşfetmesiyle başlar. Lord Henry'nin etkisiyle kötülüğün ve zevkin çekimine kapılan, dünyada gençlik ve güzellikten önemli bir şey olmadığına inanan Dorian için heyecan, kötülükte ve günahtadır; iyilik ve erdemse sıkıcıdır, edilgendir. İyiliği temsil eden Basil'in Dorian'a duyduğu saf tutkuda eşcinsellik öğeleri açıkça hissedilir. Dorian'ın büyük sırrını, portredeki değişimi gören yalnızca Basil olur. Portreye odaklanan, sonsuz gençlik karşısında ruhunu satan ve ruhunun ölmüş olmasından korkan Dorian için kurtuluş var mıdır? Ve Oscar Wilde'ın dediği gibi, herkes Dorian Gray'da kendi günahını mı görecektir?
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR by ceyzabel
ceyzabel
  • WpView
    Reads 876,005
  • WpVote
    Votes 63,684
  • WpPart
    Parts 54
"Ve unutma Zümrüt; tüm çiçekler yavaş yavaş, kırmızı güller çabuk solar." *** 1980 yılının Mayıs ayında, Dilektaşı Mahallesi'ndeki aylardır boş olan daireye genç bir adam taşındı. Tek başınaydı, bir karısı veya çocukları yoktu. Kimseyle konuşmazdı ve soğuk çehresi, tenindeki yanığa benzer farklı renkte izleri, şüpheli hareketleri nedeniyle kimsenin de onunla konuşmaya niyeti pek yoktu. Mahalleli, bu suskun ve gizemli adamın dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak bir Amerikan ajanı olduğuna karar vermişti ve adama kendi aralarında 'Dilsiz Ajan' diye sesleniyorlardı. Zümrüt Ayten Özsoy ise henüz yirmisine yeni basmıştı. Altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Hayat hakkında bilgisi bu aileyle ve bu mahalleyle sınırlıydı. Liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı, hayata en büyük kızgınlığı da buydu. Hayallerini baltalayan şey yoksulluk ve yoksulluğunun sebebi ise başlarındaki sorumsuz babalarıydı. Çoğunlukla bu kalabalık mahallenin cıvıltısında ömrünün çürüyeceğini ve ailesine rağmen yapayalnız öleceğini düşünürdü. Onun için hayat, ışıltılı bir oyun sahnesiydi ve bu sahne, akşam babası eve geldikten sonra perdelerini kapatarak karanlığa bürünürdü. Ve bir gün Dilsiz Ajan nihayet konuştu. Zümrüt Ayten Özsoy ise hayallerine çok yakın olduğunun henüz farkında değildi. (30.03.2021)
B U Z K A L P by Sombre00
Sombre00
  • WpView
    Reads 3,441,052
  • WpVote
    Votes 117,356
  • WpPart
    Parts 36
Seni defalarca kırsa da dönüp dolaşıp ona varıyorsun çünkü başına yıkılsa da o senin evin.
Sahra by Merfck
Merfck
  • WpView
    Reads 6,291,925
  • WpVote
    Votes 78,413
  • WpPart
    Parts 20
- 19 Mayıs 2015 tarihinde yayımlanmaya başlanmıştır - Yaşayacağım hayatı biliyor olsaydım yine doğmak ister miydim, çok merak ediyorum. Öyle bir kozanın içinde açtım ki gözlerimi, kapkaranlık, dapdar. Nefes alsam yok olacakmışım gibi. Her geçen gün biraz daha küçük gelen, öyle ki hareket etmemi bile engelleyen bir koza. Beni korumak için değil de hapsetmek için etrafıma örülmüş duvarların arasında kalakaldım. Ve bir kelebek bir günlük de olsa tadacağı özgürlük için o kozayı yarıp hayata kavuşabilirken, benim bir kelebek kadar bile umudum yok. Benim adım Sahra. Adım artık annemin kaderi değil benim hikayemin ön sözü.
ÖLÜ TANRININ ŞARKISI  by ozcelikdilaraa
ozcelikdilaraa
  • WpView
    Reads 2,443,572
  • WpVote
    Votes 180,963
  • WpPart
    Parts 63
•Yetişkin okurlar içindir• Kandan kıyafetlerimizi kuşanıp da, İçtiğimizde suyundan kehanetin, Biliriz hepimiz aslında, Ona ait bedenlerimiz. Apollon, Apollon. Gel de gör bizi, Kutsal bakirelerini. Al da götür bizi, Kutsal gelinlerini. Çıplak bedeni suyun içinden çıkarken biraz önce sunağa döktüğüm kanım ona doğru aktı. Önce damla damla sonra da bir nehir gibi hızla. Bedeni giderek görünür kılınırken kanımdan güç alıyor, yeniden hayat buluyor gibiydi. Güçlü bedeni tamamen görünür kılındığında dudaklarını araladı. "Konuş," dedi ölümsüz sesiyle. Sesi az önce damarlarımda akan kan kadar akışkan ve sıcaktı. "Bana sunduğun şey nedir?" Bu hikaye Kehanet Tanrısı Rae'ye adanmıştır. Not: Hikaye 18 yaş ve üstü okuyucular için uygundur. Cinsellik ve çıplaklık içerdiğinden bu uyarıyı yapmak durumundayım. 1. Kitap 05.11.2022 tarihinde tamamlanmıştır. 2. Kitap güncel olarak yayınlanmaktadır.
Yaz Gecesi (Kitap Oldu) by CaglaFulya
CaglaFulya
  • WpView
    Reads 321,901
  • WpVote
    Votes 2,604
  • WpPart
    Parts 21
Bu hikâye, ne yazık ki çiçekler ve kalplerden ibaret değil. Bu hikâye, çiçekler ve dikenlerle çevrili. Vücudu kadar ruhu da yaralarla dolu olan Efran, yıllar sonra o korkunç yerden kurtulup geri döndüğünde artık hiçbir şey eskisi gibi değildir. Yokluğunda dönmeye devam eden dünya, Efran'ı dünde bırakmıştır. Bir zamanlar ölümün eşiğinden çekip aldığı küçük kız ise artık genç bir kadındır ve Efran'ın tüm ezberlerini bozmaya kararlıdır. Havin, kaybettiği her şeyle biraz daha eksilse de hayata iyi tarafından bakmayı başarmıştır. Efran'ın geri dönüşüyle yıllar sonra kaybettiği birçok şey ona geri verilmiş gibidir ancak ne var ki bu mutlu kavuşma, arkadaşlıklarının güçlenmesine yetmemiş, görmezden gelinen ve hatta varlığından bile bihaber oldukları birçok yasak duyguyu tetiklemiştir. Aşk ve yasak olan şeylerle çevrili bir dokunuş kaç acıya iyi gelebilir? Ruhu yaralarla dolu olsa da çığlık atmayacak kadar cesur olanlara... ~~~ Romantizm türünde kuşağının en iyi yazarlarından biri olan Çağla Fulya, yeni romanında önlenemez bir tutkunun aşka dönüşünü ele alıyor. Üşümenin sıcak hissi, kelimeleri aşan duyguları titretirken Yaz Gecesi, derinliğin sınırlarına kendi çizgilerini çiziyor. - Agâh Ensar Can ~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~ 16 Yaşından büyük okuyucuların okumasını tavsiye ederim. Hikâyede yetişkin içerik bulunmaktadır. Yaz Gecesi, kitap olacağı için yayından kaldırılmıştır. Tanıtım amaçlı ilk üç bölümü yayındadır.
GİRAY by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 1,872,372
  • WpVote
    Votes 122,965
  • WpPart
    Parts 53
"Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın. Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken saçını açmaktan çekinmemesi gerektiğini düşünmüştü, helaldi artık sonuçta... Aynadan onunla göz göze gelince sordu aynı tereddütle, "Keseyim mi yani?" Giray kaşlarını çattı kızın tavrıyla, ilk tanıştıklarında her lafıyla bir kasırga koparacak kadar kesin olan Dilrûba artık her daim kırılgandı.. Artık evli olduklarında, kocası sıfatı taşıdığından mıydı bu tavrı? Bazen düşünüyordu, ona yardım edeyim derken bastırmış, ya da ezmiş miydi hiç? Boyun eğmeye mahkum mu hissettirmişti? Düşündüğüyle kendine olan öfkesini atamadan sordu kıza, "Niye kesecekmişsin?" "Dökülür belki. Aynı odada olacağız ya.." yutkundu, boğazını tazeledi ama sözlerini tazeleyemedi, ne diyecekti ki? Bilemedi Dilrûba.. "Dağılır her yere." Giray rahatsız olurdu belki kendisinden parçaları her yerde görürse.. Onun konuyu açmamasını uzun bir süre aynı odada kalacaklarına yormuştu çünkü.. Gözlerini kızdan ayırmadan yaklaştı Giray. Bakışları onun uzun saçlarını okşasa da eli çekindi, mahrum kaldı bu tatlı zevkten, "Dökülsün.." dedi yumuşakça, Ben toplarım senin ardından.' dedi içinden, 'Bir de saklarım, kimseler göremez, benim mahremim olur..' 'Senin gibi...' Saçlarını tutarak hafifçe tebessüm etti Dilrûba, "Salık gezmem o zaman, fazla dökülmez.." dedi ama saç değildi tam olarak kastettiği. Hayatında bana dair pek bir iz bırakmam, rahatsız, olmazsın diyordu.. Şu akşamdan itibaren herkes biliyordu evli olduklarını... O yüzden sanki iki gün önce değil de şimdi kıyılmış gibiydi nikâhları.. Öyle hissediyordu. "İstediğin gibi gez, nasıl rahat eder, nasıl istersen.."