Birini bütün hata ve kusurlarıyla, her türlü zorluğun üstesinden gelerek, içtenlikle sevmene rağmen yine de seni sevmesini sağlayamamanın mümkün olduğuna karar vermiştim. Açıkçası o zamanlar bunun hayatıma sadece bir parça hüzün kattığını düşünüyordum. Ta ki Mehmet Emir ile karşılaşana kadar. Yemyeşil yamaçları ıslatan yağmurun altında, elinde şemsiyesiyle gözlerimin içine baktığında başımın fena halde belada olduğunu ve aslında gerçek bir hüzünle tam da o an tanıştığımı anlamıştım. Haklıydım da. Çünkü o günden sonra, hiçbir şey eskisi gibi kalmadı. İçimde büyüttüğüm hislerin kederli bir uçurumun kenarına adım adım ilerleyişine şahit oldum ve kaderimi göz yaşları içinde sessizce izlerken her zerremi ele geçirip bana acı veren bu aşkın kaçınılmaz bir trajediye dönüşmesine izin vermekten baka bir şey yapamadım. ASİYE; KARADENİZ'İN BÜYÜLÜ COĞRAFYASINDAN İSTANBUL'A UZANAN, HER SATIRIYLA KALBİNİZİ ELE GEÇİRECEK, DOKUNAKLI VE ETKİLEYİCİ BİR SERÜVEN. GÖZYAŞLARI İÇİNDE GÜLERKEN SONUNA KADAR BİR MUCİZENİN YAŞANMASI İÇİN DUA EDECEKSİNİZ.

"Ben çiçekçi kızdım. En güzel çiçekleri, eşsiz kokularını içime çekerek ya da muazzam yapraklarına dokunarak tanıyabilirdim. Bu yüzden onun dikenler arasında kalan bir gül gibi gizlenmiş kalbini hissetmek benim için hiç zor olmamıştı. Tek yapmam gereken, duyguları solmadan bir araya getirip bir buket yaparak ona sunmaktı. Çünkü söylediğim gibi. Ben çiçekçi kızım ve benim işimde buydu işte." Teoman... Bu yakışıklı genç adam Mihriban için dikenlerle dolu bir gül bahçesidir. Ama asıl merak ettiği bu gizli bahçeye habersizce sürüklenirken ve ayağına batan dikenler birer göz yaşına dönüşürken yoluna devam edebilecek mi? |Kalbinizi yerinden çıkaracak bu hikayeye hazır olun. Çünkü aşk Azrail'in kanatları altındayken sevmek; hiç bu kadar zor, hiç bu kadar ölümcül olmamıştı.|