Yaz aşkım Park Sunghoon'a kapılmak ve bir anlığına da olsa bize 'biz' diyebileceğimi sanmak çok yanlıştı. Çünkü o hiç kaybedebileceğim kadar benim olmamıştı. ©yutaneko | enhypen's sunghoon fanfiction (+ enhypen's jay) ❝Uzaktan sevmeye alışmış yaz, kışın güzelliğine, beyaz saçlarına, beyaz tenine, şimşekler çakan gözlerine ağlar. İlkbahar, sonbahara kavuşmak ister, özleminden ağlar. Sevgilisinin ağlamasına üzülen sonbahar, ilkbaharın hâline ağlar. Kış ise... Kış, benim. Bencil kış, ilkbaharın onu sevmeyişine ağlar çünkü yazın sevgisi onun için yeterli değil. Lanet kışın istediği hiç yaz, onun sıcaklığı, parlak güneşi ya da sevgisi olmadı.❞

Doğduğu günden beri tekdüze yaşamış biri için farklı olan en ufak şey ilginçtir.

-tamamlandı- Gerçek sandığı her şeyin sahte olduğu, baştan beri aldatmacalarla dolu olan ahşap bir sahne gibiydi Taehyun'un kafatası... Neyin doğru olduğunu bilemediği amansız bir rüyanın içinde aylarca halüsinasyon gören ve bu sahneden kanatlanarak uçup uzaklaşmayı bekleyen bir hastaydı. Oysaki sahteliğin her damlası kanına işlemişti. Kurtulsa da unutamayacağı bir rüyanın, gerçek olmayan karakterine âşık olmuştu. ℘ ©vinvinknat Kang Taehyun (bxg) | Tüm hakları saklıdır. başlangıç: 31052020 bitiş: 30122020

" Sen engel olabileceğin hâlde hep seyirci koltuğundaydın,bu sefer de benim dudaklarım,seninkilere seyirci kalacak heeseung-ah " ©️beomlly Lee heeseung 🏅#jake12 🏅#Heeseung5

"Çünkü burası çok soğuk, senin için..."

(Slow Update) Biz, artık kendi yolumuzu çiziyoruz... Yürüyeceğimiz yolu kendimiz çizeceğiz. "Bu yolda yürü" nefret ettiğim bu sözün artık bir önemi yok. 𝚂ı𝚗ı𝚛da kalan bir intikam... 𝙸̇𝚕𝚔 𝚐𝚞̈𝚗den beri yanıp tutuşan kalpler ve akan göz yaşları... Av mısın, avcı mı 𝚒𝚔𝚒𝚕𝚎𝚖𝚒 daha fazla sorulmayacak. 𝙲𝚎𝚟𝚊𝚋ı𝚖ı𝚣, avcıları avlayan avlar olduğumuzdur. Dünyayı tersine çevireceğiz. Ne olursa olsun. Bugün ilk gün. Gözlerini aç. Uyan! Kırmızı güneşe yüzünü dön! Yalan yok. Bu 𝚘𝚢𝚞𝚗𝚞𝚗 kazananı biziz. Suçlulara yer yok. Ezilmeye yer yok. Küçümsenmeye yer yok. Üzülmeye yer yok. Mutlu olacağız. Hep beraber zirvede duracağız. ☆࿐ཽ༵༆༒༒༆࿐ཽ༵☆ Escape Game'in 2. Kitabıdır. B×G ☆࿐ཽ༵༆༒༒༆࿐ཽ༵☆ Olumsuz örnek oluşturabilecek şiddet barındıran içerik. Bu hikaye gerçek dünyayla ilgili değildir. İdollerin gerçek hayatlarıyla ilişkilendirilemez. Bu yüzden karakterlerden nefret etmeyin veya onları eleştirmeyin. Cheonsa kurgusal bir karakter ve ana karakterdir. Herhangi bir nefret söylemli eleştiri kabul edilmemektedir.

𝐾𝑒𝑛𝑑𝑖𝑛𝑖 𝑏𝑒𝑙𝑙𝑖 𝑒𝑑𝑒𝑛 𝑘𝑎𝑟𝑎𝑛𝑙ı𝑘... 𝐻𝑎𝑟𝑒𝑘𝑒𝑡 𝑒𝑡𝑚𝑒𝑚𝑖 𝑒𝑛𝑔𝑒𝑙𝑙𝑒𝑦𝑒𝑛 𝑒𝑙𝑙𝑒𝑟 𝑏𝑒𝑛𝑖 𝑠ı𝑘ı𝑐𝑎 𝑡𝑢𝑡𝑢𝑦𝑜𝑟. 𝐴𝑔̆ı𝑟 𝑏𝑖𝑟 𝑘𝑜𝑘𝑢 ℎ𝑒𝑟 𝑦𝑒𝑟𝑖 𝑠𝑎𝑟𝑚ı𝑠̧, 𝑘𝑎𝑟𝑎𝑛𝑙ı𝑘𝑙𝑎 𝑢𝑦𝑢𝑚 𝑖𝑐̧𝑖𝑛𝑑𝑒. 𝐵𝑜𝑦𝑛𝑢𝑚𝑎 𝑦𝑎𝑘𝑙𝑎𝑠̧𝑎𝑛 𝑠𝑖𝑣𝑟𝑖 𝑑𝑖𝑠̧𝑙𝑒𝑟... 𝐴𝑔̆𝑙ı𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 𝑎𝑚𝑎 𝑑𝑖𝑟𝑒𝑛𝑚𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚. 𝐾𝑜𝑟𝑘𝑢𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 𝑎𝑚𝑎 𝑖𝑧𝑖𝑛 𝑣𝑒𝑟𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚. 𝐴𝑚𝑎𝑙𝑎𝑟 𝑔𝑒𝑟𝑒𝑘𝑠𝑖𝑧. 𝑉𝑒... 𝐶̧𝑢̈𝑛𝑘𝑢̈ 𝑏𝑒𝑛 𝑦𝑎𝑝ı𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚. 𝐾𝑜𝑟𝑘𝑢𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 𝑣𝑒 𝑖𝑧𝑖𝑛 𝑣𝑒𝑟𝑖𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚... 𝐸𝑛 𝑠𝑜𝑛𝑢𝑛𝑑𝑎 𝑏𝑖𝑟 𝑏𝑎𝑔̆ı𝑟𝑡ı 𝑘𝑢𝑙𝑎𝑘𝑙𝑎𝑟ı𝑚ı 𝑑𝑜𝑙𝑑𝑢𝑟𝑢𝑦𝑜𝑟. **DARK MOON yayımlanmadan önce yazılmıştır. Bu sebeple &Team üyelerinin tamamı kurguya dahil değildir ve konu DARK MOON'dan bağımsız, bir başka hayal ürünüdür. ***B×G ☆࿐ཽ༵༆༒༒༆࿐ཽ༵☆ Olumsuz örnek oluşturabilecek şiddet barındıran içerik. (Kan) Bu hikaye gerçek dünyayla ilgili değildir. İdollerin gerçek hayatlarıyla ilişkilendirilemez. Bu yüzden karakterlerden nefret etmeyin veya onları eleştirmeyin. Cheonsa kurgusal bir karakter ve ana karakterdir. Herhangi bir nefret söylemli eleştiri kabul edilmemektedir.

"İlk gün bir oğlan öldü..." Ve sonu gelmeyecek sandığımız bir hikaye son buldu. TW/ intihar, cinayet, ölüm. Kan, vahşet her türlü şey içerebilir.

Nishimura ikizleri, Hwang ikizlerinin yarım bıraktığı işi sonlandırmak adına Seoul Koleji'ne nakil aldırır. Hedefleri üvey ailelerini öldüren vampirleri ortadan kaldırmaktır. eltariajk • 23.07.22

I-Land Doğu ve Batı uygarlıklarına tam olarak eşit mesafesi olan tek ülkeydi. Oldukça küçük bir ada olmasına rağmen şanı büyüktü. Ülke kraliyetle yönetiliyordu. Halka hizmet etmek için yeterince bilge, soylu ve erdemli bir kralları vardı. Genç kral adanın en yüksek tepesindeki sarayından halkını izler, bazen de aralarına karışıp onları dinlerdi. Kurduğu kusursuz sistemle I-Land'de yaşayan herkesi dünyadaki en şanlı kişi yapmıştı. Her şey tam anlamıyla rüya gibiydi. Ama rüya bozuldu. Sanki birisi bu tatlı rüyanın içine bir tutam kâbus bırakmıştı ve bu kâbus iyilikleri yiyerek kendini büyütüyordu... Günlerden bir gün geldi ve kaderleri birbirine kablolarla bağlanmış gençler, kehaneti gerçekleştirmek üzere bir araya geldi. Onlara IO denilirdi.