Eğer, Rimbaud ve Verlaine Chuuya'yı tutulduğu tesisten kurtarıp gözlerden uzak bir dağ evine yaşamaya gitseydi ne olurdu? Sorusu üzerine kurulu bir au'da geçen kısacık bir hikaye

Büyük bir ihanet olayı.... Arthur Rimbaud ve Paul Verlaine arasında kopmuştu. 9 yıl önce büyük bir savaş olmuştu. Savunma Bakanlığı, yapay bir yetenek yaşam formu olan Arahabaki üzerinde çalışıyordu. Avrupa istihrabarat ajanları bu çok gizli bilgileri çalmaya çalmaya çalışmıştı. Bu iki yetenekli ajanın isimleri Arthur Rimbaud ile Paul Verlaine. Bu 1. sınıf yetenek kullanıcılarının ellerinde Arahabaki her şeye rağmen çalınmıştı. Bu 2'li, askeri üstten kaçmayı başarmıştı. Ama asıl ihanet buydu; Paul, Arthur'a ihanet etmişti. Arthur'a saldırdı. Arahabaki'yi çalmaya kalktı. Bu savaştı.. Paul ve Arthur 1. sınıf yetenek kullanıcılarıydı. Kavgaları öyle bir patlamıştı. Kavgayı Arthur kazanmıştı. Ama bedeli ağır oldu. En güvendiği ve arkadaşı olarak gördüğü Paul'u kendi elleriyle öldürmek zorunda olmasıydı.. . Arahabaki'nin mührü kırıldı. Daha önce insan tarafından bilinemeyen bir tanrısal canavar. Sonuç, gerçek biçimini ortaya çıkaran tanrısal canavar güçlü siyah alevler saçarak her tarafı yaktı. Yok etti. Her şey yok oldu. Birlik adamları, araştırmacılar.her şey. Sonrasında tam bir yokluktu. İçi boş bir krater; issız bir yüzü vardı. Kurtulan tek kişi Arthur Rimbaud'tu. Ama kalan gücünü ve hafızasını kaybetmişti. Mafya onu dolaştığı yerde görmüştü. Ve 8 yıl boyunca güçlerini ve hafızasını yavaşça kazandı. Arthur, ortağı olan Paul'u çok özlüyordu. 8 sene boyunca onu hiç görmemişti. Beraber çok güzel anıları olmuştu. Nerede veya ne yaptığını merak ediyordu. Arthur, Liman Mafyası'nın bir üyesiydi. Ve Nakahara Chuuya yeni gelmişti. Chuuya 15 yaşındaydı. Arthur, Chuuya'ya ile Dazai'ye saldırmıştı. Chuuya Arahabaki'nin taşıyıcısıydı. Ve bunu Dazai ile Arthur da öğrenmişti. Arthur ağır şekilde yaralanmıştı. Chuuya ve Rimbaud mafyadaydı.. Devamı 1. bölümde....