moldy books
4 hikaye
VAVEYLA tarafından binnurnigiz
VAVEYLA
binnurnigiz
  • OKUNANLAR 32,551,294
  • Oylar 1,328,204
  • Bölümler 44
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYLA. Karanlıkta atılan her çığlık sahipsizdir. Ben senin karanlıkta attığın çığlığım. Seninleyim ama senin değilim.
GECENİN AĞIDI tarafından smellofthesky
GECENİN AĞIDI
smellofthesky
  • OKUNANLAR 255,830
  • Oylar 13,958
  • Bölümler 18
"Acısı kanamış dünyanın aşkları arasında kendini gizleyen, avuçlarından öptüğüm bir kadın var."
+8 tane daha
NOVA tarafından lalersoy
NOVA
lalersoy
  • OKUNANLAR 2,015,449
  • Oylar 33,872
  • Bölümler 11
Gezgin Kuzel, yurt edindiği bir kenar mahalle entrikasının merkezinde, bizzat kendisi, kendi için tasarladığı kalıpların içerisinde yaşayan genç bir kızdır. Tecrübeli bir rotaya, hayatı boyunca onu yalnız bırakmayan dostlara, dikenli bir maziye ve kuşlara sahiptir. Geçmişinden kopamayan yanı, iradesini bir örümcek ağı gibi saran korkularının arasında, onu yıllarca havasız bırakarak yetiştirmiştir. Bir gece yarısı üst kademeden dört yabancı adamın hayatına dahil oluşuyla sonu görünmeyen bir dehlizin methalinde bulur kendini. Gezgin Kuzel'in bu kısımda bildiği ve aynı zamanda bilmediği bir şey vardır. Bildiği, bu dehlizin onun başlangıcı olmayan bir sonu olacağıdır. Bilmediği ise, bu dehlizin uzun yıllar önce esasen onun için inşa edildiğidir. ©
+14 tane daha
BUĞULU KAN tarafından patchysgirl
BUĞULU KAN
patchysgirl
  • OKUNANLAR 78,172
  • Oylar 6,149
  • Bölümler 45
Kırmızı, akışkan, yoğun, şehvetli, huzur, KAN. Keskin koku genç kızın burnunu doldururken, nefes alış verişi her zamanki dengesinden kopuktu. Bakışları boş ve yayvandı. Çatlamış dudakları çarpık bir gülümseme ile aralandı. Kan, yavaşça kolundan aşağı süzülürken acının davetini çoktan kabul etmişti. Her hücresinde hissediyordu. Gözyaşları ona ihanet edercesine akarken kısık bir gülümseme ile gözlerini kapattı ve sadece kolundan vücuduna giden acı dolu elektriğin tadını çıkardı. Yağmur, gözyaşlarına eşlik ederken aynı zamanda akan kanına karışırcasına çiselemeye devam ediyordu. Oturduğu toprak yoldaki her şey -kendiside dâhil- ıslaktı. Bakışları çevreyi tararken jileti kolundan çekip avuç içine hapsetti. Acı, genç kıza gözlerini sıkıca kapatmasını emrederken o inatla açık tutup yaşların daha da acı vererek boğazını yakmasına izin verdi. Jiletin bulunduğu elini açtığında kahverengi gözlerini avucuna sabitledi. Ruhunun somut hali paramparça, harap bir halde karşısında duruyordu. Jileti toprağın altına gömdükten sonra dizlerini kendisine doğru çekerek başını dizlerine koydu ve anın tadını çıkarmaya başladı. Soğuğun ve acının birleştiği o mükemmel noktada tek yaptığı; içindeki savaşı dışa yansıtmayarak oturmaktı. Genç kız; yağmuru, yağmurun beraberinde getirdiği toprak ve çimen kokusunu, kanına karışan küçük su damlacıklarını seviyordu. Şu an için çığlık yoktu, bağırmak, isyan etmek yoktu. Sadece sessiz bir acı vardı. Aile, aşk, okul, dersler, kariyer planlaması ve geriye kalan tüm dünyevi saçmalıklar. Hiçbiri acı kadar gerçekçi gelmiyordu. O acıya muhtaçtı. Acıyı kabullenmiş ve hatta sahiplenmişti.