SaDEce_As_YaA adlı kullanıcının Okuma Listesi
2 stories
SINIR by polyannagibiolursak
polyannagibiolursak
  • WpView
    Reads 914,808
  • WpVote
    Votes 39,380
  • WpPart
    Parts 46
"Yaşanılan kötü günler gelecek olan güzel günlerin habercisidir" derler. Peki ya öyle mi? 22 yıldır yalnızlığın ruhuma işlemiş olduğu bu kötü ve acımasız dünya, bana daha da kötü günler yaşatırken gelecekteki güzel günlerimin planını yapıyor muydu? Gözlerimizi açtığımızdan ebediyen kapatacağımız güne kadar olan süreçe verdiğimiz isim olan "Hayat" bu kadar adaletli miydi? Ben, sen, biz, hepimiz bir savaşın içindeyiz. İçimizde verdiğimiz savaşlardan tutmuş gerçek savaşlara ve hayatta kalmaya çalışmak için verdiğimiz savaşa kadar...Sadece bazılarımızın savaşı daha büyük, daha gerçek ve daha acıdır... Ben Gece. Sadece Gece. İsmim ruhumun aynası... 22 yıldır ruhumla olan savaşım bir gün daha büyük bir hal aldı ve ben gerçek bir savaşın içine düştüm. Burada her şey gerçekti. Ölümler vardı, acılar vardı, tarifi zor hisler vardı... Burada "Hayat" dediğimiz tiyatronun "Sahne arkası" vardı...
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,795,958
  • WpVote
    Votes 192,293
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.