Okunacak abijim
21 histoires
bırakma kendini || mert hakan yandaş  par kivircikbirisiii
bırakma kendini || mert hakan yandaş
kivircikbirisiii
  • LECTURES 10,039
  • Votes 407
  • Parties 13
'bırakma kendini hadi gel yaslan bana."
Fickle • Barış Alper Yılmaz par delifisek53
Fickle • Barış Alper Yılmaz
delifisek53
  • LECTURES 127,179
  • Votes 8,212
  • Parties 46
"Duydum ki el koynundan Çok çabuk sıkılmışsın Dönmek için bin çare Bin yol arıyormuşsun"
Touched • Barış Alper Yılmaz par delifisek53
Touched • Barış Alper Yılmaz
delifisek53
  • LECTURES 146,267
  • Votes 5,768
  • Parties 40
"Kızım senin benim aklımla zorun mu var?" "Var ulan var! Senin aklınla zorum var! İşim gücüm yok ya benim zaten senin aklınla zorum var!"
VAVEYLA par binnurnigiz
VAVEYLA
binnurnigiz
  • LECTURES 32,571,696
  • Votes 1,328,496
  • Parties 44
Her şey bir ölümle başladı. Ölüm, nefreti takip etti. Nefret, intikamı körükledi. Ve aşk hepsini alaşağı etti. Yüksek kayalarda uçan kartal, kayanın en dibinde yaşayan küçük kıza âşık oldu. Onların aşkı, çığlık. Onların aşkı, feryat. Onların aşkı, acı. Onların aşkı, ölüm. Onların aşkı, VAVEYLA. Karanlıkta atılan her çığlık sahipsizdir. Ben senin karanlıkta attığın çığlığım. Seninleyim ama senin değilim.
LOLİTA! par whoamibitch
LOLİTA!
whoamibitch
  • LECTURES 2,342,241
  • Votes 30,332
  • Parties 28
Buram buram testosteron kokan bu mekanda ellerim, ucu sertleşmiş göğüslerimi sıkarken gözlerim yukarıya çıkmak için sabırsızlanıyordu. Arkamdaki tanımadığım sert bedene kıçımla güzel bir muamele çekerken pişman değildim. Kendimi şarkının ritmine kaptırmışken dövmeli el eteğimin sınırında gezdiği sırada inledim. Kumaşın üzerinden bile tenini tenimde hissediyor ve bu daha çok ateşimin çıkmasından başka bir işe yaramıyordu. Teninin kokusu dört bir yanımı sarmışken sadece kokuyla yukarıya tırmanabileceğimi fark ettim. Boynumu saklayan terden ıslanmış saçlarımı yana çekerek dudaklarıyla boynuma imzasını atmaya başladığında dizlerim çaresizce titredi. Ellerimi arkaya doğru uzatarak boynunu tırnaklarımın ucuyla okşadım, karşılığında derinden gelen bir hırlama kazandım. ''Seni şimdi, burada, çok fena şekilde becermemem için bana bir neden söyle!'' Boğuk ve arsız sesi kulaklarımı doldurduğunda yaramazca kıkırdadım. Arkamda şişen erkekliği kıçımı zorlarken eli dantelli külodumu yana sıyırdı. ''Siktir." diyerek inledi. "Sırılsıklamsın...'' Parmakları hazinemde gezerken nefes alışverişlerim çığırından çıkmıştı. Dudağımı koparırcasına dişlerken insanlar umurumda değildi. Sadece o ve onun parmakları vardı. Kadınlığım elinin altında tomurcuk gibi açarken inlemeler arşa uzandı. Küçük tepeciğimi zevkin doruğuna çıkarırken arzu dolu sesimi bastıramayarak fısıldadım. ''Bir nedenim yok,'' 26.06.2016
𝑇𝑒𝑎𝑐ℎ𝑒𝑟'𝑠 𝑝𝑒𝑡 par Marladerler
𝑇𝑒𝑎𝑐ℎ𝑒𝑟'𝑠 𝑝𝑒𝑡
Marladerler
  • LECTURES 30,844
  • Votes 671
  • Parties 30
𝐴𝑛𝑙𝑎𝑚ı𝑦𝑜𝑟𝑢𝑚 𝑛𝑒𝑑𝑒𝑛 𝑎𝑘𝑙ı𝑚𝑑𝑎𝑛 𝑐ı𝑘𝑚ı𝑦𝑜𝑟𝑠𝑢𝑛𝑢𝑧? 𝑦𝑜𝑘𝑠𝑎 𝑎𝑘𝑙ı𝑚𝑎 𝑔𝑒𝑙𝑚𝑒𝑛𝑖𝑧𝑖𝑛 𝑠𝑒𝑏𝑒𝑏𝑖 𝑠𝑖𝑧 𝑚𝑖𝑠𝑖𝑛𝑖𝑧...
ATEŞPARE (+18) par cerennmelek
ATEŞPARE (+18)
cerennmelek
  • LECTURES 49,541,465
  • Votes 2,268,058
  • Parties 94
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi. 🔥 Yayınlanma Tarihi: 12.04.2020 Bu kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Uyarı: Eğer kurguyu spoi almadan okumak istiyorsanız, yorumları okumamanızı tavsiye ediyorum.
Bir İdam Mahkumunun Son Günü par ClassicsTR
Bir İdam Mahkumunun Son Günü
ClassicsTR
  • LECTURES 41,888
  • Votes 1,560
  • Parties 10
Victor Hugo, 1829 yılında yayımlanan Bir İdam Mahkûmunun Son Günü'nü yazdığında 26 yaşındaydı. Genç yazar, ölüme mahkûm edilen bir insanın son gününü büyük bir ustalıkla anlatarak kamu vicdanını etkilemeyi ve idam cezasına karşı bir protesto hareketi başlatmayı amaçlamış, başarılı da olmuştur. Bugün dünyanın birçok ülkesinde idam cezası yürürlükten kaldırılmışsa, böylesi bir cezanın hem trajik hem de insanlık dışı yanını daha XIX. yüzyılın ilk yarısında gözler önüne seren Hugo'nun bunda hiç de azımsanmayacak bir payı olsa gerek. Şiirleri, oyunları, Sefiller ve Notre-Dame'ın Kamburu gibi yapıtlarıyla Romantik dönem Fransız edebiyatının en saygın yazarlarından biri olan Victor Hugo'nun bu romanının bir başka önemli özelliği de, bir tür "zihinsel otopsi" niteliği taşımasıdır. Can Yayınları Çeviri: Erhan Büyükakıncı
ÖLÜ TANRININ ŞARKISI  par ozcelikdilaraa
ÖLÜ TANRININ ŞARKISI
ozcelikdilaraa
  • LECTURES 2,392,320
  • Votes 179,206
  • Parties 63
•Yetişkin okurlar içindir• Kandan kıyafetlerimizi kuşanıp da, İçtiğimizde suyundan kehanetin, Biliriz hepimiz aslında, Ona ait bedenlerimiz. Apollon, Apollon. Gel de gör bizi, Kutsal bakirelerini. Al da götür bizi, Kutsal gelinlerini. Çıplak bedeni suyun içinden çıkarken biraz önce sunağa döktüğüm kanım ona doğru aktı. Önce damla damla sonra da bir nehir gibi hızla. Bedeni giderek görünür kılınırken kanımdan güç alıyor, yeniden hayat buluyor gibiydi. Güçlü bedeni tamamen görünür kılındığında dudaklarını araladı. "Konuş," dedi ölümsüz sesiyle. Sesi az önce damarlarımda akan kan kadar akışkan ve sıcaktı. "Bana sunduğun şey nedir?" Bu hikaye Kehanet Tanrısı Rae'ye adanmıştır. Not: Hikaye 18 yaş ve üstü okuyucular için uygundur. Cinsellik ve çıplaklık içerdiğinden bu uyarıyı yapmak durumundayım. 1. Kitap 05.11.2022 tarihinde tamamlanmıştır. 2. Kitap güncel olarak yayınlanmaktadır.
Monte Kristo Kontu par ClassicsTR
Monte Kristo Kontu
ClassicsTR
  • LECTURES 10,032
  • Votes 414
  • Parties 61
Dumas klasik romanın kilometre taşlarından biri olan bu yapıtında, Doğu'ya, klasik mitolojiye ve insan psikolojisine duyduğu tutkulu ilgiyi coşkun bir anlatıda, ustalıklı diliyle harmanlıyor. "Dumas kitlelerin tutkularını paylaşmayı ve doyurmayı diğer tüm romancılardan iyi başarıyordu. Onlar gibi otoriteye, adalete ve serüvene bayılıyor; onlar gibi insanlığı kahramanlar ve alçaklar olarak ikiye ayırıyordu... Bir öyküyü başka kimsenin anlatamayacağı biçimde anlatmayı biliyor; onun kaleminin gölgesinde en yavan anlatı bile bir destan görünümüne bürünüyordu." André Maurois İthaki Yayınları Çeviren: AYSEN ALTINEL