SarsFarah
"Birbirimizi kurtaramadığımız her anda biraz daha öldürdük."
Psikiyatrist Mihra Aksa Erguvan, mesleğine tutkuyla bağlı, sakin ve kontrollü bir kadındır. Ancak üç aydır seanslarına düzenli olarak gelen genç danışanı Kübra Yılmaz, bir sabah ormanın derinliklerinde cansız bulunur. Bu ölüm, sadece bir vakayı değil, Mihra'nın hayatındaki en kırılgan dengeleri de paramparça eder.
Olayın başına atanan Savcı Vural Sipahi, doğruların peşinde inatla yürüyen bir adamdır. Adalet onun için bir inançtır. Fakat bu dava, onu geçmişin tozlu sayfalarına, çocukluğunun karanlık sokaklarına sürükleyecektir. Çünkü kader, yıllar önce yolları ayrılan iki insanı; Mihra ve Vural'ı yeniden karşı karşıya getirir. Bir zamanlar birbirlerinin sırlarını bilen iki çocuk...Şimdi, bir cinayetin ortasında, birbirine yabancı iki yetişkin.
İlk bakışta tanımaz gibi davranırlar.
Belki gerçekten unutmuşlardır. Belki de unutmaları gerektiğini onlara biri hatırlatmıştır. Fakat Kübra Yılmaz'ın ölümü, sadece bir başlangıçtır. Mihra'nın terapilerde duyduğu itiraflar, Vural'ın dosyalarında saklı kalan deliller, ikisini adım adım aynı karanlığa çeker. Bir yanda akıl ve vicdanın sessiz savaşı, diğer yanda geçmişin gölgesinde büyüyen bir suç zinciri.
Orman sessizdir, ama sessizlik bazen en gürültülü çığlıktır.
Gerçek, her köşede kendini saklar, bazen bir bakışta, bazen bir suskunlukta ortaya çıkar.
Mihra kendi içindeki yaralarla yüzleşirken, Vural adaletin sınırlarını zorlar. İkisi de farkında olmadan aynı sorunun cevabını aramaktadır:
Katil kim?
Yoksa herkes... kendi içindeki katille mi yaşıyor ?