İremEvsine adlı kullanıcının Okuma Listesi
14 stories
ÖLÜLER KONUŞAMAZ by DilaraKeskin2
DilaraKeskin2
  • WpView
    Reads 2,180,491
  • WpVote
    Votes 88,140
  • WpPart
    Parts 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat 02.53 Sadece eğlenmek için beş arkadaş yola çıktılar. Fakat gecenin sonunda eve dört kişi döndüler. 17 Ağustos 2016 Sır perdesi yeterince kapalı kaldı. Birinin onu aralaması gerek.
ATEŞPARE (+18) by cerennmelek
cerennmelek
  • WpView
    Reads 50,991,765
  • WpVote
    Votes 2,303,960
  • WpPart
    Parts 97
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi. 🔥 Yayınlanma Tarihi: 12.04.2020 Bu kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Uyarı: Eğer kurguyu spoi almadan okumak istiyorsanız, yorumları okumamanızı tavsiye ediyorum.
HATA MAHKUMLARI by mewars
mewars
  • WpView
    Reads 2,390
  • WpVote
    Votes 200
  • WpPart
    Parts 5
"Aramıza hoş geldiniz." Güldüm. "Ben ve ekibimi kaçırarak buraya getirdiniz. Siz buna hoş bir geliş mi diyorsunuz?" Adam ve yanındaki kadın duraksadı. Bu sefer kadın konuşmaya başladı. "Ah, evet az kalsın unutuyorduk kusura bakmayın." "Hala kusura bakmayın diyor ya! Melih çekil şuradan geçireyim bir tane kafasına." "Sakin ol. Silahları var kendine gel." diye uyardım onu. Mina'nın tepkisine karşılık, kendilerini hemen savunmaya aldılar. "Aslında biz kaçırmayalım demiştik. Ama üstlerimizin emrini geri çeviremezdik." "Üstler derken? Kimsiniz lan siz!?" diye çıkıştı Umut. "Umut'tu değil mi?" "Evet." "Üzgünüz Umut ama bunu yapmalıyız." Umut'un konuşmasına izin vermeden onunda ağzını bantladılar. Ardından elindeki şırıngayı Efe'ye yaptıkları gibi ona da sapladılar. Umut'ta bayılmıştı artık geriye sadece ben ve Mina kalmıştı. Başak ise onu tutan güvenlikten kaçmaya çalışıyordu. Umarım bugün hepimiz sağ çıkarız.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,362,134
  • WpVote
    Votes 694,426
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,136,807
  • WpVote
    Votes 2,069,349
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Enkaz Altındakiler by beyzaalkoc
beyzaalkoc
  • WpView
    Reads 9,291,271
  • WpVote
    Votes 574,163
  • WpPart
    Parts 54
Gözlerinizi açtığınızda yıkılmış bir evde uyanacaksınız. Tek çıkış yolunuz yerin altı olacak. Kendinizi bulduğunuz çıkış noktası her bir yanı kameralarla çevrili, her yeri izlenen bir plato. Tek amacınız ise alandaki ipuçlarını takip edip evinizi bulmak. Tüm yarışmacılar evlerini bulduğu an, kazanan belirlenmiş olacak. Öyleyse, sizi kaybetmemizi ister misiniz?
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,357,010
  • WpVote
    Votes 2,252,352
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."
SERÇEYİ ÖLDÜRMEK by bosverdilan
bosverdilan
  • WpView
    Reads 9,492,349
  • WpVote
    Votes 545,361
  • WpPart
    Parts 83
Efsun Zorlu; atandığı Urfa'da mecburi hizmetini yapan tıp fakültesinden yeni mezun, çiçeği burnunda bir hekimdir. Daha mesleğinin ilk günlerinde, henüz on sekizine yeni girmiş bir hastanın intihar vakasıyla karşı karşıya kalır. Hastasının vücuduna bırakılan izler onu adım adım kendi geçmişine götürürken, geleceğini aniden tanımadığı insanların dudakları arasında bulur. Asla geçmemiş geçmiş, verilmiş sözler, kurtarılan hayatlar, doğrultulan namlular, yalanlar, fermanlar ve aşk. Devrim gibi bir kadın, Urfa'nın göbeğinde destan gibi bir sevdanın koynunda bulur kendini. Koca düzene baş kaldırıp o düzenin minnet ettiğine yenilmekse ne aklının ne de kalbinin kabulüdür. *** "Ağlarsam ölürüm." derken sesim düz, çoktan kabullendiğim bu gerçeği ilk defa dile getirişime rağmen sakindi. Çoktan. Saatlere dökülürdü ama bana şehirler aştıracak kadar çok gelen o vakit. Vücudumun ağrısı ruhumun sancısının çok altındaydı. Onun gözleri bende olsa da ben boşluğa odaklanmıştım. Üzerimde olan bakışlarının ağırlaştığını hissettim. Fetih bana çok ağır bakıyordu. Sırtıma yüklenen çuvallar biraz daha bel bükmeme sebep oldu. "Neden," dediğinde ne dediğimi çok iyi anlamış da yersiz bir sorgulayışa bürünmüş gibiydi. "serçe misin sen?" Kaşlarım hafifçe havalandı, başımın ağrısı belirginleşti. Uzun süreden sonra ona bakan ben oldum. Söylediği şeyin altındaki anlamı yakalamaya çalışıyordum ama buna çok uzaktım. Bunu anladı ve dudakları kıvrılacak sandım. Halbuki gülümsemeye çok uzaktık. "Serçeler," yüzünü hafifçe yüzüme yaklaştırdı. "Ağlayınca ölürlermiş. Bu yüzden mi bunca zamandır gözlerinin kuruluğu?" Bu konuşmadan sonra onun serçesi olacağımı, hatta olduğumu bilemezdim. Tıpkı bu topraklarda serçeyi öldürmenin kadını ağlatmak olduğunu bilmediğim gibi.
DİLHUN: Zehir ve Deva by dilfiruz17
dilfiruz17
  • WpView
    Reads 86,475
  • WpVote
    Votes 4,148
  • WpPart
    Parts 23
"Dila," dedi Devran, sanki adımı söylemek ona huzur veriyormuş gibi hali vardı fakat adımı çekinerek zikretmişti. Birkaç dakika gözleri yüzümde dolaştı. "Benim seninle aynı yastığa baş koymaya ihtiyacım var," dedi, gözlerini gözlerimden hiç çekmeden kurduğu cümleyle afalladım. Gözlerimi kaçırdım. Ona dair hiçbir şey hatırlamıyordum. "Yine beraber yatalım aynı yatakta," deyince yüzüne baktım. "Yatağımızda," diye düzeltti kendini sonra. "Söz, bir santim yerimden bile kımıldamam. Hareket bile etmeden yatarım yanında. Dokunmam sana, asla. Tenim bile değmez tenine Dila," dedi art arda sıralarken cümlelerini benim ters bir tepki vermemden korkar gibiydi. "Sana yemin ederim ki değmez," dedi tek bir nefeslik es verdikten sonra. "Yeter ki aynı odada, aynı yatakta olmamıza izin ver. Benim yeniden," deyip duraksadı. Konuşmak zor geliyordu sanki ona. Omuzları çökmüştü. "Benim yeniden sadece bir gecelik de olsa nefes almama izin ver." +18 sahneler mevcuttur. *Yetişkin okurlar içindir.
KALINTI by cerennmelek
cerennmelek
  • WpView
    Reads 2,718,419
  • WpVote
    Votes 113,162
  • WpPart
    Parts 27
Psikiyatrist, karanlık kadar çekici ve zeki bir adam... Şizofren, öldürücü güzellikte bir kadın... Her şey çok normaldi ta ki kadının aslında şizofren olmadığını öğrenene kadar. Her şey karanlıktı, kanlıydı, tutkuluydu, acı verici, büyüleyici ve gerçekti. Bu aslında masal kadar inanılmaz ancak kırmızı kadar kızıl, siyah kadar karaydı.