Aşk kitaplar🌸
25 stories
VATANIMSIN by pinaroozen
pinaroozen
  • WpView
    Reads 4,892,770
  • WpVote
    Votes 186,714
  • WpPart
    Parts 59
''Geç şu odaya yerleştir eşyalarını!'' Dedi. Sesi öyle sertti ki bir an ondan korktum. İnsanların yere göğe sığdıramadığı, o ünlü komutan bu mu diye düşündüm. Vatanı uğruna bunca fedakarlık yapan bir asker bana karşı nasıl bu kadar sert olabiliyordu? Halbuki bu evliliği onun kadar bende istememiştim. Ne olurdu sanki beni de vatanı gibi görse? Ne olurdu beni de vatanı kadar sevse? Asker eşiydim artık. Vatanı uğruna ölmeyi ödül sayan bir adama eş olmuştum. Bu ünlü komutan, benimle evlenerek çaresizliğime umut olmuş, beni ölümden kurtarmıştı. Ve yine bu sebepten bana mecburdu. !!!VATANIMSIN ADIYLA YAZILAN İLK KİTAPTIR!!!
BRONZ SERİSİ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 13,216,129
  • WpVote
    Votes 878,422
  • WpPart
    Parts 102
Kitap oldu. Dört kitabı basıldı. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
Demir Yumruk by destina_destina
destina_destina
  • WpView
    Reads 2,439,100
  • WpVote
    Votes 116,449
  • WpPart
    Parts 43
Mizah içinde #1 Her bir yumruk inerken bir başka bedene, onun yüzüne aldığı her bir darbe benim yüreğime inmişcesine acı veriyordu. Normal olan bu muydu yoksa normalden uzak bir hayatın ortasına mı sürükleniyordu kalbim? Kimdi, neydi bu adam? Yumruklar kadar sert bakışları kalbimi dağlarken, galibiyetin sevincini bile taşımayan yüzüne rağmen kalkan eli belirsiz bir zaferin işareti miydi? Maçı kazanmıştı, akabinde merakımı.. Peki bu bendeki çekim farklılığın getirisi miydi yoksa elde etme hırsı mı? ............................ Demir Yumruk kara mizah amaçlayan bir hikayedir. Sizin klişe diye adlandırdığınız senaryoları mizahi bir dille tiye alarak yazılmıştır. O yüzden lütfen yargılamadan önce bunu bilin ve buna göre yorum yapın.
Yasemin Kokusu by Sarelin
Sarelin
  • WpView
    Reads 454,778
  • WpVote
    Votes 27,293
  • WpPart
    Parts 59
Hep onu sevdim. Ama kabul etmem gereken tek gerçek vardı; Aras başkasının vahasıydı. Onda hüküm süren, onda çiçek açacak olan başkasıydı. Aras bana çiçek açtıramazdı, Aras ruhumun çölünü yeşile bürümekten uzaktı. Çünkü o bütün suyunu, tüm havasını tek bir çiçeğe heba etmişti. İşte bu onun için direnen yanlarımı bile kana buluyordu. Ummak samanlıkta iğne aramaktan farksızdı. Aras Yasemin'i asla unutamayacaktı. Yasemin onun topraklarında açmış tek çiçekti ve daima öyle kalacaktı. Ama onu sevdim. O ise başkasını sevdi. Ölüm onları ayırsa bile sonsuza kadar da onu sevecekti. Çünkü ölüm sevdiklerimizden ayırıyordu bizi belki, ama sevgilerimizden koparamıyordu. Ve bazen kendi kalbiniz de dahil olmak üzere hisseden her şeyi ellerinizle parçalama arzusuna kapılıyordunuz. Bazen her şeyi yok etmek istiyordunuz, bir tek onun dışında. Yalnız o hariç. Ben onu çok sevdim! Birini çok sevdiğiniz zaman, birini kendinizden geçecek kadar çok sevdiğiniz zaman bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmazdı. Olamazdı. Adı aşk olan bir yaranız varsa daima kanardı. Durmazdı. "Bazı yaralar ömrümüze nakış gibi işlenmiştir." dedim yavaşça. "Onlar ne yaparsak yapalım hep aynı yerdedir." Aras benim ömrümün tek nakışıydı. O benim hep aynı yerde kalacak yaramdı. *** Bu hikayedeki tüm kişi ve olaylar hayal ürünüdür. Fakat bu hikayedeki bütün acılar ve gözyaşları gerçektir.
~ŞÛRÎDE~ by blumargherita
blumargherita
  • WpView
    Reads 1,833,970
  • WpVote
    Votes 88,468
  • WpPart
    Parts 58
"Dokunma bana! Dokunma!". "Dokunacağım! Kocam değil misin!". "Değilim! Hiç bir şeyin değilim senin. Anlamadın mı bunu hala?". Ezo duyduklarına aldırmayıp İbrahim'in dudaklarına açlıkla saldırdı. Isırıyor, yalıyor, çekiştiriyordu. İbrahim'in onu itmesine aldırmadan daha da yapıştı kocasına. "Midemi bulandırma daha fazla. Dokunmanı istemiyorum anlamıyor musun!". "İbrahim sev beni. Kurbanın olayım sev artık!". "Her şeyi bilirken hala seni nasıl sevmemi beklersin?". "Seviş benimle. Lütfen!". "Sana...dokunmayacağım!". Ezo daha fazla ayakta kalamayıp yere dizlerinin üzerine çöktü. Birilerinin duymasına aldırmadan ağlamaya başladı. "Anne olmak istiyorum İbrahim. Bebeğim olsun, karnım şişsin, mememi emsin, bana anne desin...". "Sen asla anne olamayacaksın Ezo! Anla artık".
KIYI CESETLERİ +18 by benMarguerite
benMarguerite
  • WpView
    Reads 1,135,203
  • WpVote
    Votes 50,726
  • WpPart
    Parts 26
İlk yayım tarihi: 17. Nisan. 2021
SARMAŞIK  by buskrdnz
buskrdnz
  • WpView
    Reads 2,031,499
  • WpVote
    Votes 105,239
  • WpPart
    Parts 47
"Bütün çatılar tepemize yıkılabilir, hiç sorun değil. Sen; kendi başına benim dayalı döşeli evimsin."
Komşu +18 | Texting by uyusturucuhanim
uyusturucuhanim
  • WpView
    Reads 1,883,022
  • WpVote
    Votes 3,789
  • WpPart
    Parts 1
0533***: Aynanın karşısına geçip çıplak vücudunu izlemene karışamam, hakkındır. ∆ 09.03.2021
KAÇAK SAVAŞ by misi_deny
misi_deny
  • WpView
    Reads 208,978
  • WpVote
    Votes 8,691
  • WpPart
    Parts 17
Deli miydim ben? Hayır, sadece aşıktım... Kim ne derse desin, hakkımda ne düşünürse düşünsün umrumda değil. En yakın arkadaşımın ağabeyine tutulmuş ve defalarca kez görmezden gelinmiştim! Bu kez değil, bu kez beni görmezden gelmesi için bütün yollarını kapatarak yoluna çıkmıştım. Mahalledekiler 'Deli bu, yaklaşmayın!' dediğinde benim gerçekten deli olduğumu düşünmüş olmalı ki bana yaklaşmıyordu. Bilemem ama asla peşinden ayrılmadığım adamı kendime aşık etmek için elimden geleni yapacaktım. Bu yüzden buradaydım işte, tam karşısında. Henüz görmemişti beni. Koskoca amfide farketmesi biraz zaman alacaktı tabii. Belki de hiç anlamazdı, sonuçta yüzüme doğru düzgün baktığı yoktu. Bu okulu ve bölümü sırf onun için yazmış, sonra da ders hocam olarak onu seçmiştim. Uzun boyu, geniş omuzları, devamlı olarak gittiği spor salonu dolayısıyla kaslı olduğu her halinden belli olan vücudu ve o koyu kahve gözleri... Bu adam benim kaderimdi. Hissediyordum. Sınıfta kısa bir an göz gezdirmek amaçlı başını kaldırdığı sırada heyecanla yerimde dikleştim. Gözlüğümü elimle hafifçe düzelterek beni görmesini bekledim. Herkesin üzerinde saliselik dolanan bakışları beni bulduğunda nefesimi tutmuştum ki başkasına baktı. Sonrasında elindeki kitapları masasına bıraktı. Beni yine görmemişti! KAÇAK SAVAŞ isimli ilk kitaptır.
BÜLBÜL by papatyakorusu
papatyakorusu
  • WpView
    Reads 188,995
  • WpVote
    Votes 15,766
  • WpPart
    Parts 23
*avareyim,asudeyim,yorgunum bilmiyorum,neden sana vurgunum? -bir mahalle hikâyesi- 18/05/2023 " Dökme yüzünü." dedi. Yüzüne vuran kızıl ateşlere bakarken gözlerinde kararlı bir ifade vardı. Kurşuni bulutlar, karşıdaki binaların silüetlerin üzerine yığılmışlardı ve akşamın alacasına güneşin son kızıllıkları karışıyordu. Hafif bir rüzgâr çıkmıştı. Sesi, bulanıklıktan uzak, net ve kendinden emindi. Hiç tereddütleri olmamıştı zaten. Şimdi oturduğumuz bu tenhalıkta, gözleri yerdeki ateşin kızıllığındayken düşen yüzümü, incinen kalbimi nasıl fark etmiş, nasıl sezmişti bilemiyordum. Beni şaşırtmaya devam ediyordu. Kemikli yüzündeki kararlı ifadeye baktım. Gözleri ateşten uzaklaşıp bana döndüğünde yanağında şimdi sakalların gizlediği yara izini ve sebebini düşünüyordum. Yaralar her zaman görünür değildi, olamazdı ama sanki onun yaraları gördüğümden daha derinlerde bir yerlerde gibi geliyordu bana. Gözleri, uysal bir kuştan uzak, gelip gözlerime ilişti. Bakışları karanlık bir orman gibiydi ama tekinsiz değildi. Alaz alaz bir ifade vardı. Hummalı, sert ve kendinden emindi. Kaşlarının arasındaki çukurlar inen akşamla karanlık çizgilere dönmüştü. Garip bir şekilde yanında kendimi hiç olmadığı ölçüde güvende hissettiğimi fark ediyordum. Bana bakarken gözünü bile kırpmıyor, bakışlarındaki bir şey beni gözlerimi kaçırmaya hatta buradan çıkıp ardıma bile bakmadan kaçmaya zorluyordu. Ama direniyordum. Ne gözlerimi mızrak gibi saplanan bakışlarından çekebiliyordum ne de koşup uzaklaşmaya derman bulabiliyordum. " Dökmedim." dedim inkar ederek, az önceki sözünü esasında kendime hatırlatmak için. Elindeki uzun çubukla ateşi karıştırırken tüylerimi diken diken eden ifadesini de çekip almıştı üzerimden. " Döktün. Ama sen yine de dökme yüzünü. O yüz, dökülecek yüzlerden değil."