"Hâkim Bey, size bir itirafta bulunmam gerekiyor." Adam başını yavaşça kadına çevirdi. Kadının gözlerindeki korku, bastırmaya çalıştığı bir çığlık gibi apaçık ortadaydı. Adam gülümsedi, sesini alçaltarak devam etti:
"Birkaç ay içinde avukatım savcı olacak. O gün geldiğinde... Gerçekten kime güvenebileceğiz?"
Vahşet, darp, korku, baskı daha tanımlayamadığım bir sürü etken vardı. Bu kelimeler sadece basit bir tasvirken, peki yaşanırken nasıl bu denli kanlı olabilirdi?
Kaybolmuş bir aile, yolunu şaşırmış bir kız..