hey_emine adlı kullanıcının Okuma Listesi
6 stories
Yeraltından Notlar by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 65,851
  • WpVote
    Votes 2,523
  • WpPart
    Parts 21
Yeraltından notlar gerçek dünyadan kendini soyutlamış bir kişinin iç çatışmalarını ve hezeyanlarını konu alır. Bu roman Dostoyevski'nin daha sonra yazacağı büyük romanların ipuçlarını taşımaktadır.
Yüz Yüze by hey_emine
hey_emine
  • WpView
    Reads 868
  • WpVote
    Votes 174
  • WpPart
    Parts 4
Garip bir psikiyatrist ve kabuslarla boğulan bir kız... Elis'in tekrarlayan kabusu yüzünden gittiği psikiyatrist garip biri çıkacaktır, gerçek yüzünü gördükten sonra yaşadıklarını konu almaktadır
Suç ve Ceza by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 182,564
  • WpVote
    Votes 4,280
  • WpPart
    Parts 41
Yoksulluktan öğrenimine devam edemeyen üniversite öğrencisi Raskolnikov, toplumun yararı için kuralların ve kanunların yok sayılabileceği düşüncesiyle, toplum içinde bir parazit, bir "bit" olarak saydığı tefeci kadını öldürür. Toplumu bir parazitten kurtarmak adına böyle bir olaya cesaret ettiğine kendisini inandırmaya çalışsa da vicdanının rahatsız edici sesinden bir türlü kurtulamaz. Bu cinayet ve kahramanın yaşadığı vicdan azabı çevresinde "suç" ve "ceza" kavramlarının derinlemesine tartışıldığı bu romanda; Raskolnikov'un ikilemleri ve iç çatışmalarından yola çıkarak insanoğlunun toplumsal, ahlaki ve dini değerleri de sorgulanır. Aynı sorgulamayı kendi içerisinde de farkında olmadan yapmaya başlayan okur, Raskolnikov üzerinden yaşamını, düşüncelerini ve sahip olduğu değerleri irdelemeye başlar. Suç ve Ceza Dostoyevski'nin Sibirya'daki cezaevinden döndükten sonra yazdığı, olgunluk döneminin ilk büyük romanıdır. "Suç ve Ceza'yı okuduktan sonra ilk kez yeteneğim hakkında bir kuşku duydum. Ciddi olarak bu işten vazgeçme ihtimali ölçüp tarttım." -Albert Camus- Yazar: Dostoyevski Çevirmen: Mazlum BEYHAN Yayınevi: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları İlk baskı yılı: 2011
Bir İdam Mahkumunun Son Günü by ClassicsTR
ClassicsTR
  • WpView
    Reads 44,378
  • WpVote
    Votes 1,623
  • WpPart
    Parts 10
Victor Hugo, 1829 yılında yayımlanan Bir İdam Mahkûmunun Son Günü'nü yazdığında 26 yaşındaydı. Genç yazar, ölüme mahkûm edilen bir insanın son gününü büyük bir ustalıkla anlatarak kamu vicdanını etkilemeyi ve idam cezasına karşı bir protesto hareketi başlatmayı amaçlamış, başarılı da olmuştur. Bugün dünyanın birçok ülkesinde idam cezası yürürlükten kaldırılmışsa, böylesi bir cezanın hem trajik hem de insanlık dışı yanını daha XIX. yüzyılın ilk yarısında gözler önüne seren Hugo'nun bunda hiç de azımsanmayacak bir payı olsa gerek. Şiirleri, oyunları, Sefiller ve Notre-Dame'ın Kamburu gibi yapıtlarıyla Romantik dönem Fransız edebiyatının en saygın yazarlarından biri olan Victor Hugo'nun bu romanının bir başka önemli özelliği de, bir tür "zihinsel otopsi" niteliği taşımasıdır. Can Yayınları Çeviri: Erhan Büyükakıncı
To The Break Of Dawn | liskook by perfectlysplendidddd
perfectlysplendidddd
  • WpView
    Reads 11,675
  • WpVote
    Votes 816
  • WpPart
    Parts 40
"Ben bu saatten sonra en azından birkaç günlüğüne bu tarz hiçbir şeyi düşünmeden kendi sorunlarıma odaklanmak istiyorum." Jungkook'un dedikleriyle kaşlarım çatıldığında hızlıca zihnimi yokladım. Ne sorunundan bahsediyordu? Sorup sormamak arasında kalmıştım ama ben meraklı bir insandım. Bunu sormazsam olmazdı. "Neymiş bu sorunlar?" Kendimi rezil etmemek için ve cidden merak ettiğimi saklamak için alaycı bir maske geçirmiştim yüzüme. Dudaklarının kenarı yukarı doğru kıvrıldığında cevap vermeyeceğini düşünmüştüm. Ama son zamanlarda sürekli olduğu gibi beni yine şaşırtmıştı. Ancak sorun şuydu ki; şaşırmamın sebebi düşündüğümün aksine bana cevap vermesi değildi, verdiği cevabın ta kendisiydi. "Sensin." dedi sadece. Ne? "Sorunum sensin. Sorunum gözlerine her baktığımda ritmi değişen kalbim, sürekli seninle olmak isteyen tarafım, doğru düzgün düşünemeyen beynim. Sorunum sana olan hislerim. Ve ne yazık ki bütün bu sorunlarımın çözümü de sensin. Üzgünüm ama benim de bunları çözüme kavuşturmam gerek." Ben dediklerini idrak etmeye çalışırken o iyice kafamı karıştırmaya devam ediyordu. Beklemediğim bir anda bana iyice yaklaştı. Şu an yüzlerimizin arasında en fazla üç santim vardı. Uzansam... Ben saçma düşüncelerimden sıyrılmaya çalışırken, ki bu bulunduğumuz konumda bu fazlasıyla zordu, o son ve en öldürücü hamlesini yaptı. "Şimdi Lalisa Manoban, seni yine öpeceğim. Ve sen bu sefer kaçmayacaksın." Ve dediğini yaptı. Beni yine öptü. Ve ben bu sefer kaçmadım. Polisiye.
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,347,199
  • WpVote
    Votes 2,252,200
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."