Ferhatulubayy
Aleksey, sobanın başında oturmaya devam etti. "Belki de bazı insanlar ölmez, demiştim ya... Belki bazı duygular da ölmez. Sadece şekil değiştirir."
Pavel, gözlerini dışarıdan ayırmadan konuştu:
"Ah, dostum. Eğer gerçekten Daria'ysa... Bu şehirdeyse... Onu bulmam gerek. Bu kez konuşmalıyım. Bu kez susmamalıyım."
Aleksey, sobanın başında oturuyordu hâlâ. Alevlerin titrek ışığı yüzüne vuruyor, gözlerinin kenarındaki çizgileri daha da derinleştiriyordu. Pavel pencerenin önünde, camın buğusuna yaslanmıştı. Daria'nın ismi, odanın içinde hâlâ asılıydı. Sanki biri tekrar edecek olsa, cam çatlayacak, soba sönüverecekti.
"Ah Aleksey... Azizim... Bu ismi duymayalı kaç yıl oldu, biliyor musun?" dedi Pavel, sesi neredeyse bir fısıltıydı.
Aleksey başını eğdi. "Yıllar, dostum. Ama bazı isimler vardır ki, insanın içinde zamanla değil, sessizlikle büyür."