SonglAydinc adlı kullanıcının Okuma Listesi
6 cerita
Zaman Savaşçıları Serisi - &- 3 Hikaye Bir Arada😊 oleh avbyzblt
Zaman Savaşçıları Serisi - &- 3 Hikaye Bir Arada😊
avbyzblt
  • Membaca 301,372
  • Suara 16,390
  • Bagian 50
ZAMAN SAVAŞÇILARI SERİSİ PRENSES " Tek düşünebildiğim zamanın durmasıydı. Biliyordum burada zaman diye bir şey yoktu. Ama o an, o savaşçının hayatını kurtarmaktan başka bir şey düşünemiyordum." ⏳ O sıradan bir satürn kızıydı. Volen gezegeninde, yüzyıllar önce çıkan isyanın ardından sürgün edilip Dünya olarak bilinen Mavi Gezegene yerleşen atalarının kanını taşıyordu. Volen gezegeniyle Dünya arasındaki bağı sağlayan o tek geçidi koruyan Zaman Savaşçıları'na katılmak yerine, sıradan bir hayat yaşamak istemişti. ⏳ " Kehaneti biliyorsun. Tüm savaşları sona erdirecek bir kraliçe doğacak ve yirmi beş yaşına bastığında tüm gücüne kavuşacak. Sen de muhtemel kraliçe adaylarından birisin..." ⏳ Adım Elya Merter. Sıradan hayatımı bırakıp, eğitim kampüsünde kalmaya zorlandığımda, geçmişin karanlık sularına sakladığım sır, gün ışığına çıkmak için anı kollamaya başlamıştı bile. KRALİÇELERİN YÜKSELİŞİ "Camila'nın bir kral seçeceğini biliyorsun öyle değil mi?" Camila'nın kraliçe olduğu gerçeği, soğuk su etkisi yaratmış ve belki de Elya ilk kez sıradan bir Satürn kızı olmak yerine kraliçe olmayı dilemişti. Sevdiği adamı Camila'ya kaptırmamak için mücadele etse de, Dylan'ın seçimi Elya'da hayal kırıklığı yaratır. Yine de Elya kolay pes edecek biri değildir. Kalbinin sesini dinlemeye karar verdiğinde, içindeki gücü uyandırmasına az kalmıştır. Üstelik, dost mu yoksa düşman mı olduğu belli olmayan gizli bir örgüte karşı tavırlarını bir an önce ortaya koymaları gereklidir. "Sana bunu yapamaz Elya. Sen onu severken, o seni severken... Neden böyle bir şey yaptı anlamış değilim." Adım Elya Merter, Sıradan hayatımı bırakıp eğitim kampüsünde kalmaya başladığımda, geçmişin karanlık sularına sakladığım sırrın bir gün ortaya çıkacağını biliyordum. Dahası, o sırrın altı
CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞ oleh thekabal
CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞ
thekabal
  • Membaca 2,765,984
  • Suara 244,063
  • Bagian 31
"Hoşuma gidiyorsun ama seni öldürürüm."
YARALASAR(Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
YARALASAR(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Membaca 16,899,416
  • Suara 682,320
  • Bagian 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Membaca 7,681,230
  • Suara 189,540
  • Bagian 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
BEYAZ LEKE oleh asliaarslan
BEYAZ LEKE
asliaarslan
  • Membaca 37,516,246
  • Suara 2,056,732
  • Bagian 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
çöpçatan || •texting•✔️ oleh boynunayaslabeni
çöpçatan || •texting•✔️
boynunayaslabeni
  • Membaca 109,416
  • Suara 4,855
  • Bagian 51
zehra: çabuk anneme "zehra yeni işten geldi, yorulmuştur, çayı ben koyarım" diyorsun yoksa bir daha asla sana kek yapmam (18.03) zehra: ANSKMMALSNSBSKKSJSBSB (18.05) zehra: annem mutfağa geldiğinde zehra bana koysana diye bağırdın HSKSKSKSBSBBS 🐘 ⚠️eglence amacli yazilmis bir kurgu. ne beni ne de karakterleri ciddiye alin ciceklerrr rica ediyorum, bu hikâyede başka bir hikâyeden bahsetmeyin ve aynı nezaketsizliği diğer insanlara da yaşatmayın. dolu kadehi ters tut - çöpçatan. ⚠️küfür içerir! 🌻