En sevdiklerim
12 stories
22 | GECENİN SANRISI by darkpsykhe
darkpsykhe
  • WpView
    Reads 2,996,296
  • WpVote
    Votes 221,135
  • WpPart
    Parts 38
*14 Kasım 2023 güncellemesi* İlerleyen bölümlerde yorumlarda birçok spoi ile karşılaşabilirsiniz. Her ne kadar uyarı geçsem, o yorumları silsem de maalesef devam edenler var. Bu nedenle özellikle kritik sahnelerde yorumlara bakmamanızı öneriyorum. Gözlerinizi kapatıp tepkinizi yazabilirsiniz elbette :) Keyifli okumalar dilerim. ** Lilith her zaman günahkârdı. O ki en isyankâr, planını kusursuz yapmıştı. Ve insanoğlu bundan nasibini alacaktı. 22 gün, ardından dolunay kana bürünecekti. Ve melek, kan kırmızı kanatlarını kaybedişinin intikamını alacaktı. 🝳 Akıl hastanesindeki yakınını ziyarete giden Gece, hiç ummadığı bir durumla karşı karşıya kalır. Orada bulduğu mektup, tüm gerçekleri sorgulatacaktır. O geceden itibaren 22 gün başlar. Zaman gittikçe kısalıyor, bu oyunu kim kazanacak dersiniz? Küçük kardeşinizin hayali arkadaşının gerçek olduğunu öğrenseydiniz şayet, siz de delirmek isteyebilirdiniz.
Maça Kızı 8 by dpamuk
dpamuk
  • WpView
    Reads 173,991,842
  • WpVote
    Votes 7,372,341
  • WpPart
    Parts 221
"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlanma Tarihi: 21 Mayıs 2017 Maça Kızı 8, üç kısımdan oluşan bir seridir; hepsi bu kitap altında toplanacaktır.
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,053,176
  • WpVote
    Votes 2,067,507
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Kayıp İMPARATOR (Tamamlandı) by miyecf
miyecf
  • WpView
    Reads 821,367
  • WpVote
    Votes 56,980
  • WpPart
    Parts 31
Linus serisinin ikinci kitabı Bir imparatorun sizden yardım istediğini düşünün. Ona yardım edebilir misiniz? İstediği kişiyi bulabilir misiniz?
ATEŞPARE (+18) by cerennmelek
cerennmelek
  • WpView
    Reads 50,858,908
  • WpVote
    Votes 2,301,076
  • WpPart
    Parts 97
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi. 🔥 Yayınlanma Tarihi: 12.04.2020 Bu kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Uyarı: Eğer kurguyu spoi almadan okumak istiyorsanız, yorumları okumamanızı tavsiye ediyorum.
LAL by hikayelerindeyasar
hikayelerindeyasar
  • WpView
    Reads 28,211,384
  • WpVote
    Votes 1,403,639
  • WpPart
    Parts 81
"Aklım almıyor," diye söylendi kendi kendine, beni aniden kavradığı elimden yeniden kendine çekti ve dudaklarını saçlarıma bastırdı. "Ben sana böyle his-," duraksadı. "İnsanlar nasıl seni yaralayabiliyorlar?" Konuşma engelli bir kız ve onun için işaret dili öğrenen bir adamın hikâyesi...
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 7,801,791
  • WpVote
    Votes 192,432
  • WpPart
    Parts 18
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,293,673
  • WpVote
    Votes 692,945
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
ANAKONDA by dangerous_hatun
dangerous_hatun
  • WpView
    Reads 30,118
  • WpVote
    Votes 2,475
  • WpPart
    Parts 21
2048, Haziran'ında Dünya'nın daha iyi bir yer olacağını söyleyen tüm bilim adamları sözleri altında ezilip ölmüşlerdi. Başta Türkiye olamak üzere bütün ülkelere yayılan ölümcül olmakla beraber başkalarına zarar vermeyi de sağlayan N-230 virüsü yıllar içinde azaltılmış olmasına rağmen hala aralarında dolanıyordu. 2050 yılında Ankara'nın zengin ailelerinden biri olan kumhatlar ailesi bu hastalıktan korunmak için güvenlikli bir alanda, güvenli evlerinde yaşıyorlardı; alt tabakalarla aralarında olan bariyer sayesinde. Hastalığın aşısını üreten kumhatlar çifti dünyaca ünlü bilim insanları olmuşlardı. Kendi ülkeleri başta olmak üzere dünyaya rahatlığı geri getirerek kahraman olmuşlardı. Ocak 6 da Kumhatlar'ın en büyük kızlarının doğum günü vardı. Ancak karı koca yurt dışına, iş gezisine çıkmak zorundaydı. Ev boşaldığında yapılan doğum günü partisi evi kalabalıklaştırmıştı. O özel mülke ne hastalık girebilirdi, ne de Dünya'nın en büyük yılanlarından biri olan anakonda! Ama şimdi ikisi de o evdeydi... Bir de üstüne devletin eve kapanma programı o gece aktif olduğunda, üç kötülük bir kafeste tıkalı kaldı: deney yılanı, ölümcül hastalık ve insan!