askkitaplarkismi
14 cerita
SONAT (KİTAP) oleh isilsugultekinn
SONAT (KİTAP)
isilsugultekinn
  • Membaca 10,450,869
  • Suara 36,278
  • Bagian 23
"Pençelerini çıkarmış bir Tilki. Aslanın karşısında ne kadar şansı olduğunu düşünüyor?" "Bir yerlerde birisi tam da senin verebileceklerini arıyor." ** "Çektiğim korkunç acı, yaşamdan geliyor. Benim erişebileceğim hiçbir durum yok. Kesin olan şu ki ben, uzun zamandır ölüyüm, çoktan intihar etmişim. İntihar ettirildim, demek istiyorum. Ölüme açlık duymuyorum, varlık olmaya açlık duyuyorum." "Antonin Artaud." Dedi kız ona bakarak. Yeşil gözler hayret karışımı bir ifadeyle ona döndü. ** İçine kapanık sadece müzikle ilgilenen bir kız, yeteneğini herkesten gizleyen soğuk ters bir erkek. Yeteneğin olduğu tarafta tehlike var.Tehlike çanları ikisi için de çalıyor. İkisi de kurban İkisi de müziğe sığınıyor. Bir harfin değiştirdiği adlara sahipler. Birbirlerinden oldukça uzak, uzak oldukları kadar yakınlar. ~ Bir kurbanın yoldaşı o kurbandan daha çok acı çeker. Friedrich Nietzsche
KARANLIĞIN ŞEHRİ oleh sulisindunyasi
KARANLIĞIN ŞEHRİ
sulisindunyasi
  • Membaca 24,983,983
  • Suara 1,477,755
  • Bagian 80
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa... Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa... Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa... Neler olur?
CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞ oleh thekabal
CANAVARIN DA KALBİ VARMIŞ
thekabal
  • Membaca 2,662,741
  • Suara 240,013
  • Bagian 31
"Hoşuma gidiyorsun ama seni öldürürüm."
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Membaca 7,512,870
  • Suara 172,695
  • Bagian 15
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.
YARALASAR(Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
YARALASAR(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Membaca 16,604,666
  • Suara 671,563
  • Bagian 55
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) oleh Maral_Atmc6
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Membaca 8,415,597
  • Suara 699,675
  • Bagian 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
ATEŞPARE (+18) oleh cerennmelek
ATEŞPARE (+18)
cerennmelek
  • Membaca 49,545,615
  • Suara 2,268,137
  • Bagian 94
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi. 🔥 Yayınlanma Tarihi: 12.04.2020 Bu kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Uyarı: Eğer kurguyu spoi almadan okumak istiyorsanız, yorumları okumamanızı tavsiye ediyorum.
KÜLDEN ELBİSEM  oleh mavimsu_
KÜLDEN ELBİSEM
mavimsu_
  • Membaca 1,318,833
  • Suara 79,088
  • Bagian 66
Dünyayı perde arkasından yöneten seçkin aileler, gelecek nesilleri özel bir eğitimle hazırlayarak güçlerini sürdürür. Bu aileler "Ulular", onların varisleri ise "Veliahtlar" olarak bilinir. Veliahtlar ekibinin en güçlü ismi, Baş Veliaht Arem Barkın Soykamer'dir.Arem'in hayatı, sevdiği kadın Melisa Aksel'in trajik kaybıyla sarsılır. Bu olay, onun geleceğe dair tüm planlarını değiştiren bir dönüm noktası olur. Aynı dönemde, eski bir asker, kızını bu güçlü düzenin sırlarını çözmesi için gizli bir eğitimle yetiştirmektedir. O eski askerin kızı Hera Türkeş, yalnızca zekâsı ve yetenekleriyle değil, Melisa'ya olan şaşırtıcı benzerliğiyle de dikkat çeker. Arem, Hera'yı gördüğünde, diğer Veliahtları hiçe sayarak onu ekibe dâhil eder. Ancak Hera'nın asıl amacı, Veliahtlar arasına sızarak devlet adına gizli bilgiler toplamaktır. Ne var ki, Arem'in yıllar öncesine dayanan hesapları, Hera'nın tüm planlarını altüst eder. Artık yalnızca güç ve strateji değil, kaderin de oyuna dâhil olduğu bir mücadele başlamıştır. Yedi Veliaht ve kaderini kendisi yazmak isteyen bir kadının hikâyesi bu kitapta şekillenir. Kitap 3 seridir. 1) Külden Elbisem-Birincinin ikincisi TAMAMLANDI 2) Külden Elbisem-Solan Çiçekler TAMAMLANDI 3) Külden Elbisem-Ateşin külü TAMAMLANDI Wattpad'e bu isimle yazıl mış olan ilk kitaptır. KİTABIN İLK YAYINLANMA TARİHİ 01/ 10 /2022 KİTABIN FİNAL TARİHİ 22/01/2024 KİTAP 2024 OCAK 25'te yayından kaldırıldı. Tüm bölümler düzenlendikten sonra tekrar yayınlandı. Kitabın tüm bölümleriyle wattpad'e ikinci kez yüklendiği tarih: 16/05/2024 tarihidir. Kitaba baştan sona yazılması için toplam ayrılan süre: 1 yıl 7 ay 15 gündür.
3391 Kilometre oleh beyzaalkoc
3391 Kilometre
beyzaalkoc
  • Membaca 27,538,567
  • Suara 1,484,705
  • Bagian 47
''O gün, bana 'Sinemaya gidelim mi?' diye sordu. 3391 kilometre öteden, şehirlerce, denizlerce uzağımdan... Yanımdaki insanlar görmezken beni, o bana imkansız olduğunu bile bile 'Sinemaya gidelim mi?' dedi...'' Aylarca sesini duymadığınız, yüzünü görmediğiniz, dokunmadığınız, kokusunu bilmediğiniz, aynı sokaktan geçme ihtimalinizin dahi olmadığı, asla aynı fotoğrafın içinde bile bulunamayacağınız, sizden kilometrelerce denizlerce adalarca şehirlerce uzakta olan bir insana aşık olur muydunuz? Bunu, kendinize yapar mıydınız? Bu bir mesafe hikayesi! İki insanın, birbirlerini görmeden duymadan aylarca gece gündüz konuştukları ; birbirlerinin en yakını oldukları, ama birbirlerinden en uzakta oldukları, aralarındaki kilometrelere rağmen birbirlerine aşık oldukları bir mesafe hikayesi! Burası bizim gezegenimiz ve burada her şey anını bekler. Burası, bizim 3391 kilometrelik gezegenimiz... - ''Seni görmem için yanımda olmana gerek yok. Ben seni gözlerim kapalıyken de görebiliyorum. Zaten ben seni sadece gözlerim kapalıyken görebiliyorum...''
ÖLÜLER KONUŞAMAZ oleh DilaraKeskin2
ÖLÜLER KONUŞAMAZ
DilaraKeskin2
  • Membaca 2,143,436
  • Suara 86,809
  • Bagian 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat 02.53 Sadece eğlenmek için beş arkadaş yola çıktılar. Fakat gecenin sonunda eve dört kişi döndüler. 17 Ağustos 2016 Sır perdesi yeterince kapalı kaldı. Birinin onu aralaması gerek.