nehwatiny
Bir zamanlar Roma İmparatorluğunun en gözde şehirlerinden olan mükemmel Pompei şehri ve halkı insanlık tarihinin hatırlamak bile istemeyeceği o son gününden sonra tarihten bin yıl boyunca silindi.
Bu görkemli metropole yeni getirilen İskenderiyeli bir katip, şehrin en gözde villasında oldukça yüksek mertebeli ve pahalı bir köle ve itibarlı bir Romalı kadının kâtibi olarak yeni bir hayata başlar.
Ne var ki bu görkemli villada tanıştığı ve hizmet ettiği tek kişi bu saygın kadın değildi. Ailesiyle her Pompeili gibi refah ve zevk dolu bir hayat yaşayan Yeosang da bu hayran olunası mükemmel şehirden nasibini herkes kadar alıyordu.
Pompei öyle bir şehirdi ki ne Roma kadar gürültülü ve kaos doluydu ne de her sıradan şehir gibi boş ve avamdı. Hayatın insanoğluna verdiği her türlü zevki korkusuzca tatmaktan çekinmeyen, eğlenceye ve tutkuya düşkün insanların cennetiydi. En azından zenginler için öyleydi.
Ama o gün hiçbir sınıf farkına aldırış etmeksizin herkes ölümlüydü. O gün Pompei'deki her canlı tabiatın acımasız gerçekleri karşısında kaçınılmaz bir ölüme karşın çırpındı ve mükemmel şehir sadece saatler içinde yok oldu.
"O gece aysız veya bulutlu bir gecenin karanlığı değil, sanki kapalı bir odadaki lamba söndürülmüş gibiydi. Karanlıkta kadınların ağlamalarını, bebeklerin feryatlarını ve erkeklerin bağırışlarını duyabiliyordunuz. Bazıları yardım için dua ediyordu. Diğerleri ölüm istiyordu. Bazıları ölümden o kadar korkuyorlardı ki, ölmek için dua ediyorlardı. Ama daha da fazlası artık hiçbir Tanrının kalmadığını ve evrenin sonsuz karanlığa gömüldüğünü hayal ediyordu."
~Genç Plinius
C/W: şiddet, argo, ölüm, kan, aile içi şiddet, çatışma, travma, doğal afet, deprem, detaylı felaket ve yıkım betimlemeleri
nehwatiny sunar...