seyranın sevgilisinin ani evlenmesi sonucu olanlar

"Hayat olmayan şeyleri iteceğim. Ve öldüğüm zaman aslında yaşamamış olduğumu görmeyeceğim." Gözleri ile resim sergisinde ki çizimlere baktı. Kendisini burada nasıl ve ne için bulduğunu bilmiyordu. Kapısından geçiyordu ve içeride tanıdık bir şeyler bulduğunu hissetmişti. Şimdi de buradaydı. Tanıdık bir şeyler bulduğu yerde. Kapıdan geldiği gibi çıkacakken gözleri bir resime takıldı. Bir cüce vardı resimde. Elinde altınları tutuyor, havaya saçıyordu. Altınların çevresine kırmızı renkli betimlemeler yapılmıştı. "Kan," diye geçirdi içinden Ferit. Demek ki cüce altınlara sahip olabilmek için çok kan akıtmıştı. Sertçe yutkundu. Bu resimde kendi ailesini görmüştü. Kendi cinayetlerini, kendi başarılarını, kendi servetlerini kazanmak için akıttıkları kanı görmüştü. Ferit Korhan, bu çizimde abisini görmüştü. "Bende seni seviyorum Ferit ve hiçbir şeyin önemi yok. Ne Fafnir'in şu an bu evde olması, ne de Regin ile aynı kaderi paylaşmanın." dedim nefes alarak. "Hiçbir şeyin önemi yok." dedim. -Hikaye, İskandinav Mitolojisinden esinlenilmiştir. - 1. #dizi |03.06.23|

Bu hikayenin devamı "Yalı Çapkını 2" serisindedir. İkinci hikayeden kaldığımız yerden devam

Yalı Çapkınından aldığım ve kendimce uyarladığım sahnelerle yaptığım yeni versiyonumla beğenilerinize sunuyorum

WattpadFanficsTR Türk Dizisi Dünyası okuma listesinde! İki eliyle kulaklarını kapatmış, "Susun artık." diyordu. Odasında tek başınaydı, konuşan kimse yoktu. Hep bir konuşanı olsun istiyordu fakat içindeki ses bu çağrıya "Ne dilediğine dikkat et," dercesine mızraklı bir yanıt vermişti. Etrafta kimse de yokken üstelik neyin seremonisiydi tüm bu yaşanan acı nöbetleri... Kafasının içinde, onu hep dibe iten, ancak oraya layık olduğunu ve tüm insanlığın onu parmaklarıyla gösterip güldüğünü söyleyen o ses karanlıkların içinden bir uğultu halinde sarmıştı tüm benliğini. Mağarasına gitmek istiyordu. Bazı gizli cevapların kulağına fısıldandığı, soğuk, kuru ama dermanını bulabildiği mağarası. Dermanı için bu sefer kulağına fısıldayan olmadı, onun yerine kendisine bir ejderha hediye edildi. Mağara bu sefer aşırı cömertti. Aldı o ejderhayı, sevemese de canını da yaksa, elleriyle büyüttü. Sonra kafasındaki uğultuların, karanlıkların üstüne saldı. Ejderha, onun içindeki tüm karanlığa alevler püskürttü, aydınlattı. O aslında sadece ona gülenler pişman olsun isterken, ejderha ona gülen tüm insanlığı yaktı, kül etti. Üstelik sadece gülenler değil yaklaşan her şey yandı. Çünkü bilirsiniz bir ejderhayı eğitemezsiniz. Onlar sadece yakar. Ejderhasının yakım-yıkımından biraz da olsa keyif aldığını hissetti. En azından sesler nihayete ermişti, mutluydu. Hislerini paylaşma ihtiyacı duyuyordu fakat herkes ve her şey yanıp bitip kül olmuştu. Başını eğdi, yanık ve kanlı ellerine baktı, gülümsedi "Keşke en azından bir konuşanım olsaydı." diye iç geçirdi. Bu, içiyle yaptığı son konuşmasıydı... #dizi - 1. |13.04.23| #hayrankurgu - 3. |16.08.23|

'Sen bu yaptığının nasıl sonuçları olacağının farkında mısın?' Gözlerimi gözlerinden ayırmadan konuştum, nefesi sıklaştı. 'Evet farkındayım.' 'O zaman buna katlanacaksın, Seyran Korhan.' ________________________________ Ya Seyran başından beri Feritin yaptıklarına göz yummasaydı? O zaman her şey düzelir miydi? Bir adamın karaktersizliğini bir kadın düzeltebilir miydi? ________________________________ +18 unsurlar içeren uydurma hikayem sizlerle, iyi okumalar! ❤️

20. Bölüm Sonrası

Seyran Ferit tek bölümlük birbirimden bağımsız hikayeler