Valeria Anais Lestrange, Fransa'nın büyücü soylularından gelen köklü bir ailenin son temsilcisiydi. Valeria, çocukluk yıllarını Fransa'nın saraylarında geçirmiş, büyülü bir eğitim almış ve ailesinin istekleri doğrultusunda aristokratik bir yaşam sürmüştü. Ne var ki, kaderin bir cilvesi olarak, o zamanki annesi ve babası, Valeria'nin hayatının kontrolünü kaybetmişti. Bir gün, ani bir ziyarette, çok uzaklardan gelen bir mektup, Valeria'nin hayatını sonsuza kadar değiştirdi. Mektup, onu başka bir dünyaya, başka bir soylu ailenin talebine çağırıyordu. O aile, Lestrange ailesiyle doğrudan ilişki içinde olan bir İngiliz büyücü ailesiydi; fakat bu aileyi diğerlerinden ayıran bir özellik vardı: Aileyi yöneten kişi, dönemin en güçlü ve karanlık büyücüsü olan Tom Riddle'dı. Valeria, bu evliliğin sıradan bir soylu evliliği olacağını umuyordu. Fakat mektubu okurken bir gariplik hissetti. Tom Riddle'ın adı ona, geçmişinden çok uzak bir çağda duyduğu korkunç hikayeleri hatırlattı. Bu evlilik, yalnızca aile bağlarını güçlendirmek için değil, aynı zamanda Riddle'ın içindeki daha büyük bir güce dair planların parçası olacaktı.

... Nefes alabilmek için hızlı hızlı soluyordum. Başım dönüyor, kalbim hızlı hızlı atıyordu ama nabzımın atışını duyamıyordum. Ellerim soğuktan morarmış gibiydi. Cenin pozisyonu aldım ve kendimi toparlamaya çalıştım. Bütün bunlar, bana hayatta kalabileceğimi gösterdi. Uyanıktım ve acıyı hissediyordum. Uzun zamandan beri ilk defa, yeni günün getirecekleri konusunda heyecanlıydım- ya da götürecekleri..

Fiendfyre bir büyüdür. Tehlikeli ve bir o kadarda ölümcül bir kara büyü. Canlıyı, cansızı ayırabilen; hareket edeni fark edebilen ölümcül bir büyü. Eğer bu büyüyü yapan büyücü ve asası yeterince güçlüyse ruhunu yansıtan hayvanın şekliyle birlikte dehşet verici, anormal derecede yüksek ısıya sahip bir ateş ortaya çıkar. Ateş, sahibi ona her neyi yada kimi hedef gösterirse saniyeler içerisinde yakıp kül eder. Fakat birde kötü sonuç vardır ki eğer yapan büyücünün gücü Fiendfyre'a yetmez ise o zaman hem etraftaki her şeyi hem de sahibini acımasızca yok eder. İki küçük yetimhane arkadaşının sihirli dünyaya adım attıktan sonraki hikayelerinde Fiendfyre'ın önemini gelin benimle birlikte okuyun.

"Haklısın, işte farkta bu Tom. Sen, seni savundukları için ben ise savunmadıkları için güçlü olacağım." Tom Riddle🐍

"Eleanor Black, Karanlık Lord'un çocuğuna hamileydi. " Böyle bir sırrı öğrenmesiyle Peter Pettigrew titremişti. Karanlığın ve aydınlığın iplerini elinde tuttuğunu hissetti. Böyle bir sır kesinlikle Ölüm Yiyenlerin içinde bile gizliydi. Gerçeği bildiğini öğrendiği anda Karanlık Lord onu yaşatmazdı. Diğer yandan çoktan Albus Dumbledore'a yakalanmıştı ve ona bilgi taşıması karşılığında, onu şikayet etmeyerek Azkaban'dan kurtaracaktı. Böyle bir bilgi, Azkaban'dan paçayı yırtmasını sağlamazdı da, ne sağlardı? ******** Peter Pettigrew, masum bir çocuğun hayatına sebep olabilecek bir sır öğrenmişti. Ancak bu sefer bu çocuk aydınlık tarafa değil, karanlık tarafa aitti.

Her şey Victoria Malfoy'un bilinmeyen bir numaradan mesaj almasıyla başlar. Fazlasıyla zeki ve meraklı bir kız olan Victoria, gizemli takipçisinin kim olduğunu bulabilmek için başını fazlasıyla derde sokacaktır.

Geçmişindeki travmaları gizlemeye çalışan Lydia, babasının isteği üzerine kaydını Hogwarts'a aldırır. Hayatı boyunca babasının baskısı yüzünden hiçbir arkadaşı olmayan Lydia bunun hep böyle devam edeceğini, hep sıradan bir hayatı olacağını sanar.Ta ki onunla tanışana kadar...

TOM riddle voldemort olmasaydı ne olurdu ?

Lord sigarasını dudaklarının arasına yerleştirdi ve uzun bir nefes çekti. Sigarayı parmaklarının arasına alarak "bir kız var Lucius" dedi yanındaki kölesine. Onun için arkadaş yoktu. Yanında olan herkes onun kölesiydi. "Şuan Hogwarts'ta son sınıf öğrencisi" diyerek devam etti. "Onu istiyorum Lucius" - A Tom Marvolo Riddle fiction.

"Ben ölmek üzereyim Tom," göz yaşları arasından bunları zar zor fısıladadı. Ölmemeliydi, onun yaşaması için her yolu denemiştim ama elimden bir şey gelmiyordu. Göz yaşlarını silerek tebessüm etti. "Üzülme zaten beni hiç sevmedin ki aptal bir Muggle olduğumu söyleyip durdun." Yüzünde kocaman bir gülümseme vardı. Ölmek üzere olan biri nasıl gülebilirdi? o farklıydı. Diğerlerinden farklı. - "Öl͏m͏e͏s͏e͏n ͏o͏l͏m͏a͏z ͏mı?" - Bir imkansız gerçekleşseydi, Tom Riddle nefret ettiği Muggle'ların birine aşık olsaydı ne olurdu? - A Tom Marvolo Riddle Ficition.