Mahalle aşkları
7 stories
Başı Yok Sonu Çok by rosloveros
rosloveros
  • WpView
    Reads 8,424,433
  • WpVote
    Votes 343,817
  • WpPart
    Parts 85
Bu kurguda argo, küfür ve yetişkin içerik barındıran sahneler bulunmaktadır. ●○●○● "Beni sokmaya çalıştığın kalıpta olmadığımı sen de ben de gayet iyi biliyoruz." Ne kast ettiğini gayet net anlamıştım sanırım. Ona sürekli abi dememi kast ediyordu. "Üstelik ben de seni uzun süredir o kalıpta görmüyorken," gözlerimin tam içine bakarken kısık sesle tamamladı cümlesini. "Birbirimizi kandırmanın alemi yok." Bir elini başımın yanındaki duvara yaslayıp iyice sokuldu bedenime. "Ya sen yanlış görüyorsan, ben seni tam olarak o kalıpta görüyorsam?" Yüzünü boyun girintime yaklaştırmasıyla elini yaslamadığı taraftan duvar ile arasından çıkmak için hamle yaptım. Diğer elini de duvara koyarak engel oldu bana. "Senin aksine bedenin o kadar dürüst ki Betül, inkar etmelerinin hiçbir önemi yok artık." Ellerimin her ikisini de ince gömleğin altındaki sert bedenine bastırarak kendimden uzaklaştırmaya çalıştım. Milim kıpırdamadı tabi ki. "Yanlış görmüşsündür." Başını boyun girintimden çıkardı. Dudaklarını aniden anlıma bastırdığında şok içinde kaldım öylece. Ani hareketiyle kapanan gözlerimi bir süre sonra dudaklarını anlımdan çekse de açmadım. "İnkar etmekte serbestsin Betül ama ben az önce adımın yazılı olduğu yere dudaklarımı bastırdım," demesiyle daha sıkı kapadım gözlerimi. Sonra beni öylece bırakarak koridorun sonundaki odasına girdi, gözlerimi açmasam da uzaklaşan bedeninden ve kapı sesinden anladım. Elimi anlımda gezdirirken şapşal gibi gülümsedim kendi kendime. Annem hep kaderimizin avuç içimizde yazdığını, alnımızda da kaderimizdeki adamın adının yazılı olduğunu söylerdi. ○●○●○● #Genelkurgu 5# 24 Temmuz #Romantizm 5# 15 Ağustos #Aşk 4# 11 Ekim #Gençkurgu 5# 21 Ekim #Mizah 1# 27 Ocak
ZAHİR | MAHALLE by lullabyendless
lullabyendless
  • WpView
    Reads 367,693
  • WpVote
    Votes 11,872
  • WpPart
    Parts 30
Sevdiğinde gözü önünü göremeyenlerdendim. Bundandır ki aldatıldığımı isteme merasimimde öğrenmiştim. Daha doğrusu kabul edebilmiştim. Sevdiğim adam beni en yakın arkadaşımla aldatmıştı. Yıkıntılarımı onardığım bir buçuk yılın ardından tekrar karşı karşıya geldiğimizde umulmaz bir işe kalkıştım. Bir yalan söyledim. Yalanıma ise en olmayacak kişiyi ortak ettim. Devrim Karasu'yu. ... "Beni ne sanıyorsun sen?" Sesinde hafif alaylı bir tını vardı.Kaşları çatık değildi, yüzünde herhangi bir şaşkınlık yoktu. Öfkeli olup olmadığını kestiremiyordum. Ağzımı açmama izin vermeden konuşmasına devam etti. "Oradan bakınca nasıl görünüyorum? Dur ben söyleyeyim." Merakla ağzından dökülecek sözleri bekliyordum. "Eski sevgilini kıskandırmak için kullanabileceği bir oyuncak." söyledikleriyle afalladım. Geri çekildim bir parça. Sözlerini aklımda irdelemeye başladım. Onu kullandığımı düşünüyordu, hem de Yavuz için. Ama benim o yalanı söylerken öyle bir amacım yoktu. Ağzımı açtığım an konuşmaya başladı. "Bıkmadın mı o itin peşinden koşmaktan?"
Zeytin Dalı by ecoolayn
ecoolayn
  • WpView
    Reads 138,576
  • WpVote
    Votes 9,951
  • WpPart
    Parts 29
Bir İpek Mendil Hikayesi... Zeytinlikleriyle meşhur Hisarkale Kasabası, yeniliğe boyun eğmeye mahkum bırakıldıklarını düşünen insanlarla doluyken geçmişten süre gelen adetlerden bir tek ipek mendilleri vardı ellerinde. Şimdiyse o mendil, hiç olmadık bir çifti birbirine bağlayacaktı. Cesur Karahisar, parmaklıkların ardında geçen yedi senenin ardından özgürlüğüne kavuşurken Hanzade Hancı, geri döndüğü kasabaya mahkum kalacaktı. Karar keskin, aşk hiçlikti...
Adelya by bittervekahve
bittervekahve
  • WpView
    Reads 1,670,148
  • WpVote
    Votes 114,404
  • WpPart
    Parts 38
Kalbim gümbür gümbür atıyor, göğsüm hızlı hızlı yükselip alçalıyorken nefes nefese geriye attım başımı. Kapıya yasladığım başımı ona yer açmak ister gibi sola eğdim, "Kızgınım sana." dedim kulağıma yabancı gelen arzulu bir sesle. Boynumdaki dudaklarına dişleri de katıldı o sırada. Boynumdaki ince deriyi dişleriyle çekiştirdiğinde nefesim kesildi ufak bir an. "Biliyorum," diye homurdandı boğukça. "Ben de kızgınım kendime." Hemen sonra yarım bıraktığı işe geri dönüp bu kez boynumun diğer tarafına gömdü başını. Hiç itirazsız ona ayak uydurdum, ben de aksi yöne doğru yatırdım başımı. Bunlar sonra da konuşulurdu. Önemli olan şu andı. Şu an burada, yanımdaydı ve bu her şeye değerdi... *** Not: Bu hikâye adından da anlaşılacağı üzere Adelya'nın etrafında dönen ve sabır isteyen bir kurgudur. ERKEK BAŞROL ENDEKSLİ BİR HİKÂYE DEĞİLDİR. Bunun bilinciyle hikâyeyi okumanız tavsiye edilir, bahsi geçen her erkek karaktere 'başrol erkek' gözüyle bakmamanız önemle rica olunur. Lütfen 5. bölümde öpüşme, 7. bölümde sevişme, 10. bölümde evlenip türlü kaoslar sonrası ayrılıp ayrılıp birleşme beklemeyin... -Hikâye boyunca yer yer yetişkin içerik olacaktır. -Hikâye tamamiyle şahsıma aittir. Çalıntı durumlarında gereken hukukî işlem uygulanacaktır.
Karahisarlı by cokguluyombenya
cokguluyombenya
  • WpView
    Reads 4,804,230
  • WpVote
    Votes 230,865
  • WpPart
    Parts 33
Başkomiser Kürşad Karahisarlı. O mahallenin ağabeyi, herkesin saygı duyduğu delikanlısıydı. Karahisarlı soyadıyla nam saldığı mahallesinde hayatına birden giren Özlem ile kalbinden vurulmuşa dönmesi çokta geç olmayacaktı. (Tamamlandı) ©Tüm Hakları Saklıdır.
MÂHPARE by msaslann
msaslann
  • WpView
    Reads 3,173,240
  • WpVote
    Votes 139,837
  • WpPart
    Parts 37
"Çok mu seviyorsun?" diye sordu Arslan dayanamayarak. Ahsen ise usulca salladı kafasını. "Tamam, gel o zaman." Elini bırakıp Ahsenin korkuyla yere bıraktığı bisiklete yöneldi. Bisikleti kaldırdığında aklından geçenden emin olamadı. Bu bisiklet ikisini de kaldırır mıydı bilemiyordu. Fakat denemeden bilemezdi. "Arslan abi?" diye sordu küçük kız şaşkınlıkla. Arslan yakışıklı yüzüyle Ahsene baktıktan sonra önündeki kısma vurdu iki kere. "Bisiklet bisiklet demiyor muydun? Atla hadi!" Arslan Ahsenin kıpırdamadan durduğu yerde kendisine bakarken ki yüz ifadesine gülmeden edemedi. Ardından hemen konuştu. "Hadi mâhpare..." tehdit edercesine devam etti. "Beklemem bak!" Yeşil gözleri hemen açıldıktan sonra vakit kaybetmeden daha doğrusu Arslan abisi fikrini değiştirmeden hareketlendi küçük kız. Arslanın da yardımı ile oturdu önüne. "Mahpare mi?" dedi tam olarak telaffuz bile edemezken. "Hoşuna gitmedi mi?" diye sordu Arslan henüz hareket etmeden. Buna karşılık kafasını salladı hızla Ahsen. "Ne demek ki?" "Ay parçası..." dedi gözleri küçük kızın yeşillerine birkaç saniye takılırken. Ardından hemen toparladı kendisini. "Şimdi?" dedi sorunun cevabını yeniden almak ister gibi. "Şimdi hoşuna gitti mi?" Kocaman gülümsedi Ahsen. Saçlarından yayılan kokunun farkında olmadan bir kez daha salladı kafasını. "Hı hı.." ardından o da yeşillerini kahveleriyle buluşturdu. "Çok güzel." © Tüm Hakları Saklıdır kopyalanamaz, alıntı yapılamaz, başka yerlerde kullanılamaz. Mâhpare adıyla yazılmış wattpad üzerindeki ilk hikayedir.
BADEMLİ MAHALLESİ by ZehraAyar0
ZehraAyar0
  • WpView
    Reads 3,648,602
  • WpVote
    Votes 129,793
  • WpPart
    Parts 38
"Sana her yaklaştığımda," dediğinde başını eğip dudaklarını usul usul kulağımın kenarına getirdi. Nefesi resmen nefesimdeydi. Bu çok fazlaydı.. O gecekinden daha farklıydı bu. Yirmi iki yıllık ömrümde tanıdığım Kerim abi değildi bu karşımdaki adam. "Benden sanki bir vebalıymışım gibi bir canavarmışım gibi kaçışın," sıcak nefesi önce kulağıma sonra boynuma çarptı. Gözlerim artık kendiliğinden kapandı. İşkenceden beterdi bu durum. Biz şu an ne yapıyorduk? Cümlesini tamamlamadan son kez derin bir nefes çekti ciğerlerine. Bunu yaparken burnu benim kulağımın tam üstünde, saçlarımın tam başlangıcındaydı. "Şu koskoca bedenimi bitirdi, tüketti Işıl." baştaki cümlenin amacından sapan bu cümle de ne demek oluyordu? Neler söylüyordu bu adam, neler hissettiriyordu bana!? Dudaklarının arasından usul usul bıraktığı kısık nefesler saçlarımın arasına vurduğunu ve onları yavaşça havalandırdığını hissettim. Tüm tüylerim havaya kalktığında yeni doğmuş bir bebeğin açmaya çalıştığı gözleri gibi bende araladım gözlerimi ve dudaklarımın kıyısına vuran bir hevesle mırıldandım. "Kerim a-" "Şşş," titreyerek söylemeye çalıştığım sözler bıçak gibi kesildi, irkildim. Tüm bedenime etkisi altına alan bir ürperti yayıldı. Tüm hislerim öyle bir karmaşıklığa gömülmüştü ki ne hareket edebiliyor, ne de buna itiraz edebiliyordum. O ise göz kapakları birbirine geçili, sanki boşlukta sallanıyor gibiydi. Sanki bir hayalin içindeydi ve o hayalde yalnızca ikimiz vardık. Sonra bir an kapalı göz kapakları titredi. Nabzım her geçen saniye hızlanıyor, bana yaşam alanı bırakmıyordu. Ama meğer ben daha hiçbir şey duymamışım ki. Zira saniyeler sonra duyduğum Kerim abinin işkenceden farksız pürüzlü sesi canı çekilen parmaklarımın tutunmak amacıyla bir yerlere savrulmasına sebep oldu. "Abi yok, artık abi yok güzelim."