cikofteayrran_tr adlı kullanıcının Okuma Listesi
5 stories
Osmanlı Güneşi by mihrininbahcesi
mihrininbahcesi
  • WpView
    Reads 1,446,924
  • WpVote
    Votes 107,770
  • WpPart
    Parts 47
Gelecekten, geçmişe engebeli bir serüven! 27 yaşında olan Feride gittiği Topkapı Sarayında esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolur. Gözünü açtığında ise kendini bambaşka bir hikâyenin içinde bulur. 21. yüzyıldan bir anda 15. yüzyıla yolcular yapan Feride Gencazer güçlü kişiliğiyle bu yaman savaştan kurtulabilicek mi? Henüz Osmanlı topraklarına nasıl geldiğini çözemeyen deli kızımız bir de kendi gibi deli mi deli bir adamla tanışacak. Haliyle, tavrıyla, asabiyetiyle tam bir Delibaşı olan Tuğtekin bey kendi deyimleri ile yeni dünyadan gelen bu kızla bir hayli zor günler geçirecek. Peki siz bu büyülü serüvene ne kadar hazırsınız?
Ateşten Doğan by Dilhann
Dilhann
  • WpView
    Reads 262,252
  • WpVote
    Votes 2,108
  • WpPart
    Parts 12
200 yıl önce gerçekleşen savaş yoksulluğu, yoksulluk baş kaldırıları, baş kaldırılar ise inançsızlığı doğurmuştu. Kızılkum, küskün toprakların üstüne inşaa edilmiş bir çöl şehri haline gelmişti. Geçen yüzyıllar orada bir şey değiştirmemiş, Buhara cadılarının laneti baş göstermeye devam etmişti. Yıkılan krallıklarının her köşesini almak için yemin etti Yula. Kurtuluş için, Kaybettikleri için, İntikam için.
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,099,535
  • WpVote
    Votes 2,068,591
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
Ruh Cinayetleri by calayss
calayss
  • WpView
    Reads 307,635
  • WpVote
    Votes 22,135
  • WpPart
    Parts 41
"Ya kimsin sen? Amacın ne senin, derdin ne? Ne yapmaya çalışıyorsun anlamıyorum." Hıçkırıkların arasından zorlukla konuşurken başımı kaldırıp yüzüne baktım. Bakışları garipti. Az önce birini öldürmemiş gibi, masum bir adammış gibi. Üzülmüş gibi. "Benim derdim sensin." Uzanıp kolumu kavradığında hiçbir şey yapamadım. Kilitlenmiş gibi yalnızca onu izliyordum. Kolumu kendine çektiğinde gözlerini benim gözlerimden çekip koluma odaklandı. Kapüşonlumu sıyırıp kolumdaki kesiklere baş parmağıyla dokunmaya başladı. Tek tek hepsinin üzerinde parmaklarını gezdirirken ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. "Benim derdim bu kesikler. Benim derdim bu kesiklerin, bu yaraların sebepleri. Bazen yaraları iyileştirmek için sebebini yok etmek gerekir. Yara bantları fayda etmez, merhemler bile iz bırakır. Ama sebepler ortadan kalktığında yaralar artık acımaz, sızlamaz hiç."
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,332,061
  • WpVote
    Votes 693,704
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.