Ava'nın hayatı, kaybın ve mücadelenin soğuk bir kaidesi üzerine kuruluydu. Sabahları hukuk kitapları, akşamları ise bir kafenin oyalayıcı gürültüsü. Tek amacı vardı: Anne ve babasının bir sarhoş sürücü yüzünden erken gelen ölümünden sonra adaletin simgesi olmak. Kanunlar onun kalkanıydı, intikam yemini ise en büyük gücü. O, bu şehrin karanlığından korunmak için her şeyi yapardı. Fakat Ali masasına oturduğu an, bütün kurallar ruhunda anlamsızlaştı. Ali bir tehlikeydi, gözlerinde gizlenen bir ateş ve şehrin en büyük günahı. Ava'nın kalbi, ilk bakışta yasağa rağmen ona bağlanmıştı. Ava'nın görevi kanunu korumaktı, Ali'nin varlığı ise kanunu çiğniyordu. Aralarındaki bu yasak çekim, iki farklı dünyanın kaderin zorlamasıyla çarpışmasıydı. Peki, KANUNSUZ KALBİM yemin edilen hayallerden ve toplumsal kurallardan daha güçlü olabilir mi? Yoksa bu temiz aşk, Ava'nın adalet arayışının sonu mu olacak?