Gölgedeki Adam
vilesheed
- Reads 551
- Votes 74
- Parts 22
Anka, hayatta hep kendi başının çaresine bakmak zorunda kalmıştı. Ailesinin sert kuralları ve soğuk duvarları arasında büyüdü; sevgiye, bağlılığa, hatta güvene bile inancını çoktan yitirmişti. Yeni bir başlangıç yapmaya karar verdiğinde, kimsenin bilmediği, ıssız bir eve taşındı. Sessizlik, ona huzur getirecekti. Ya da o öyle sandı.
Ama o evde yalnız değildi.
Geceleri pencerenin önünde beliren bir siluet... Her adımında ensesinde hissettiği bir nefes... Karanlığın içinde saklanan bir çift göz...
Pars.
Kim olduğunu bilmiyordu. Neden orada olduğunu, ne istediğini, hatta ne zaman başladığını bile bilmiyordu. Ama o vardı. Ve onu izliyordu.
Başta sadece korkuyordu. Sonra merakı korkusunu gölgelemeye başladı. Ardından bir şey oldu.
Ona yaklaşan adımlar, geri çekilmeyen bir gölge, kaçmasına izin vermeyen bir dokunuş...
Anka, hayatında ilk kez gerçekten korktu. Çünkü içindeki karanlık, Pars'ınkine yanıt veriyordu.
Ve belki de en kötüsü... Kaçmak istemediğini fark etti.
"Belki de seni öldürmemeliyim, Anka," dedi sert ve boğucu ses tonuyla.
"Bilmiyorum. Ama belki de seni öldürmemeliyim. Bu kadar dikkatimi çeken birini harcamak yazık olurdu..."