SÖZ VER
İki aşığın hikayesi sizlerle burada...
"Bir istanbul beyefendisi?" dediğim şeyle o bakmaya doyamadığım gülümsemesini kondurmuştu yüzüne. Altay'ı gülümserken görmek o kadar güzeldi ki. "Bu aşkın hanımefendisi?" dediği şeyle bu sefer de gülümseme sırası bendeydi. Şarkının melodisi kulaklarımı doldurduğunda şaşkınlıkla baktım etrafa. "İlk bakışta aşk mı olur...
İyi değilim ben, hiç iyi olmadım. Sen gittiğinden beri, dışarı çıkmadım. Bu kitabın hakları, hislerimde saklıdır.
Alnına dökülen siyah kıvırcık saçları güneşte daha da parlak gelmişlerdi gözüme. Fazla hareket etmesinden dolayı alnında biriken ter damlacıkları yavaş yavaş boynuna doğru usulca kıvrılıyordu. Uzun boyundan dolayı kafamı fazladan kaldırarak baktığımda kahverengi olan gözlerini görmüştüm. Ve güldüğünde inci gibi ortaya...
"Diyorum ki, aklımı başımdan alıyorsun." dediği şeye kıkırdadım. "Bana aşık olduğunu bu kadar belli etmemelisin." gülerek dediğim şeyle bana o kadar anlamlı bakıyordu ki. "Sen bana aşık değil misin?" Kafasına hafifçe vurduğumda cevabını bekledi. "Bildiğin bir şeyi neden soruyorsun?" "Senden duymak hoşuma gidiyor çünkü...
-tamamlandı. Mayıs on yıl boyunca her yıl annesinden doğum günü mektubu aldı.