Kitap
65 stories
Orion | KİTAP OLDU by Alminanngg
Alminanngg
  • WpView
    Reads 374,055
  • WpVote
    Votes 7,122
  • WpPart
    Parts 2
Birer birer silindi hafızaları ve karaltılar görmeye başladılar. Gündüzleri ayak uçlarının dibinde bitiyor, düşüncelerinde kol geziyorlardı. Gölge dediler o karaltılara. Oysa pek çok şey denebilirdi. Toz bulutu, karanlık, silüet yahut cisimcik... Kimliklerini unuttukları gölgelerin esiri oldular. Tek tek anılarında kaybolan karartıları sevmeye kalkıştılar. Yoksa unuttuklarını, kendi gölgeleri mi sandılar? Bu, mutsuzluğun varoluş ve kayboluş hikayesi. Ölümün kapılarını aralayıp, unuttuğunu sandıklarına esir olmanın resmi. Bu Alphard ve Alnilam'ın hikayesi. Capella ve Polaris'in... Bir yerlerde unutulan herkesin hikayesi.
ZAMANIN ZİRVESİNDE ÖLÜ KORSAN by Talkinglibrary
Talkinglibrary
  • WpView
    Reads 10,311
  • WpVote
    Votes 1,376
  • WpPart
    Parts 1
Aydınlık Vaadi'nin sakin limanı, o gece karanlıkla yıkanmıştı. Prenses Elara, balıkçı sevgilisini kurtarmak için gizlice lanetli gemiye sızmıştı. Fakat aniden, ölü denizcilerin dehşet verici saldırısına tanık oldu. Balıkçı, ölü denizcilerin acımasız pençeleri arasında parçalanıyordu, prensesin gözleri korkuyla doluydu. Prenses korkuyla parıldamaya başladı. Bu parıltı elbette asırlardır hayatta bile sayılmayan Ölü Korsan Jhon'un dikkatinden kaçmayacaktı. Onun kanının ölüleri yeniden diriltmek için hayati bir rol oynadığını görür görmez anlamıştı. Efsaneleri herkes bilirdi, Jhon bile. Ölü denizcilerin karanlık gölgeleri içinde kaybolan prenses, içindeki aydınlık gücünü hissederek, umutsuzca direnmeye çalıştı. Sevdiği adamın sonunu getirmiş lanetli bir mürettebatla aynı gemideydi. Üstelik en büyük dilekleri için anahtar görevi görecekti. Ölü Jhon ne kadar kötü biriydi? Belki de en az namı kadar.
YALVARIŞ by nazhaniminiz
nazhaniminiz
  • WpView
    Reads 6,994
  • WpVote
    Votes 709
  • WpPart
    Parts 9
Gece tehlikeli, dağ buz gibiydi. Saat üç sularında kapısı çalınan adam merakla kapıyı açtığında karşısında yaralı bir Türk askerini bulacağından habersizdi. Ve tabii, bu Türk askerinin oldukça tanıdık çıkacağından da... Tomris İlay Arel, Türkiye'nin başarılı özel kuvvetler askerlerinden biriydi. Tek gayesi ülkesinin en büyük dertlerinden biri olan KKP'yi bitirmek, ailesini gözlerinin önünde şehit eden hainlerden intikamını almaktı. Esir düştüğü kamptan kaçtığında nereye gittiğini bilmeden koşmuş, karşısına çıkan evin kapısını çalmıştı. Öleceğine inancı tamdı. Fakat bazen inandığımız şeyler doğru olmayabilirdi. ~ "Belki de hislerin daha derinlerdedir, Tomris. Daha eskidir bu yaşadıklarımız, belki de unuttuğun yalnızca yedi gün değildir. Bir gelecektir, bir geçmiştir, şimdidir." ~ "Sonra susuyorsun ve vazgeçiyorsun. Ondan değil, kendinden. O koca umut yığınından geriye sana kalan tek şey gülerken çektiğin fotoğrafı oluyor. Bakıp duruyorsun gülüşüne, bir süre sonra ezberliyorsun." "Hiç unutulmuyor mu? Acısı hiç geçmiyor mu?" "Geçmiyor ama alışıyorsun. Öyle bir benimsiyorsun ki o hissi, asıl olmayınca acı çekiyorsun. Sevdiğinden kalan şey sızı bile olsa, ondan kaldı sonuçta deyip sımsıkı sarılıyorsun." "Aşktan korkmalıyım o hâlde... Sızı dediğin sevilir mi? Delilik bu." "Aşk değil bu, sevda. Zaten deli olmayan sevemez bence. Akıl işi değil çünkü." "Deliren sever diyorsun. Seven sevdadan delirir mi peki?" "Ben delirdim." dedi sigarasından derin bir nefes çekerken. "Diğer sevdalıları bilemem." Kapak Tasarım: @EkimAksak
SERENDİPÇE by dangerous_hatun
dangerous_hatun
  • WpView
    Reads 773,693
  • WpVote
    Votes 49,255
  • WpPart
    Parts 45
Aşkın rüzgarı saçlarınıza karışacak, kalbinizi S1000RR'dan daha hızlı attıracak. 🏍️💛
BÜLBÜL KAPANI  by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 19,368,108
  • WpVote
    Votes 1,253,072
  • WpPart
    Parts 41
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
AZALANLAR by monafesa
monafesa
  • WpView
    Reads 585,821
  • WpVote
    Votes 36,197
  • WpPart
    Parts 53
"Yok olacak kadar azalan bir insan, en tehlikelisidir." Aylar önce kurtlar sofrasına bir sandalye çekmiş, kanlı bir ziyafetin içine oturmuştum. Senelerce bastırılmış bir açlıkla doluydum; iştahla intikam yemeğinin önüme serilmesini bekliyordum. Fakat bir süre sonra anladım ki, burası acıkınca oturulan bir masa değildi. Aksine, burası güçsüz olanın sofraya serildiği, üstüne de kadehlerin tokuşturulduğu bir masaydı. İntikam yemeği hiçbir zaman gelmeyecekti; çünkü burası zaten intikamın ta kendisiydi. ⚠️ Kitapta bazı tetikleyici unsurlar bulunmaktadır, lütfen bunun bilinciyle okuyunuz. Yayınlanma Tarihi: 16 Mart 2023
PUSULA by arvs98
arvs98
  • WpView
    Reads 6,611,736
  • WpVote
    Votes 276,392
  • WpPart
    Parts 73
Aşkın imkansızlığı kalplere dokunup, kimseyi bu kadar acıtmayacaktı. İntikamın soğukluğu damarlarınıza sokulup, sizi hiç böyle üşütmeyecekti. Ve olağanüstü yetenekler zaaflara kurban olurken, okurlar yerinde duramayacaktı. Mantığıyla aşk arasında kaldığında, ne yapardı? Sorunun cevabı kitap da.
Gümüş Yürek (Kitap oldu) by samimiokur
samimiokur
  • WpView
    Reads 214,125
  • WpVote
    Votes 22,477
  • WpPart
    Parts 44
Çevremdeki ağaçlar aynı gözükseler de aynı değiller. Uzaktaki dağlar bildiğimden daha soğuk. Rüzgar aynı hissettiriyor belki ama o bile tanıdığım rüzgar değil. Çünkü benim dünyamda çoktan unutulmuş büyüleri taşıyor kucağında. Olduğuma inandığım yerde değilim. "Bana her şeyi anlat. Bana dünyanızla ilgili her şeyi, en küçük detayına kadar anlat." Ben, Eira Morwen, dönmenin bir yolunu öğreneceğim. Ve ancak her şeyini bilirsem büyüyle ve korkunç canavarlarla dolu bu dünyanın girişini de çıkışını da bulabilirim.
DÖNGÜ (İki Kitap) by cagatayduz
cagatayduz
  • WpView
    Reads 12,842
  • WpVote
    Votes 1,076
  • WpPart
    Parts 38
Ekonomik krizler, toplumsal olaylar ve teknolojinin hızla gelişmesinin ardından insanlık durağanlığını yitirmiş, hızla evrendeki her şeyin sonunu getirmeye çalışırcasına doğaya zarar vermekteydi. Her şey en kötü haliyle bile güzel giderken küresel iklim krizi kapıyı çalmıştı. İnsanlık bu misafirin geleceğini biliyordu ancak hazırlık yapmamış, işini son güne bırakmıştı. Farklı bölümlerden mezun olan 5 yakın arkadaş, son zamanlarda yaşanan iklim krizinin üzerine kafa yormaya başlamıştı. Ülkeler aşırı kuraklığa çözüm olarak suni yağmurda karar kılmış ve birçok ülkeden bilim insanının katıldığı bir kurul oluşturulmuştu. Bu kurulun amacı, hızlı bir şekilde dünya genelinde suni yağmur projesini gerçekleştirip, kuraklığa son vermekti. Doğada yaşanabilecek felaketleri hesaba katsalar da projenin insanlığı yaşanan krizden kurtaracağı konusunda ortak karar alınmıştı. Bu projeye karşıt görüşlü olan bir çok bilim insanı tepki gösterse de engel olmayı başaramamıştı. Meteorolojist Mustafa Demir, bu kişilerden en önemlisiydi. Mustafa Bey elinden gelen her şeyi kullanarak projeye karşı çalışmalar yapmaktaydı ancak bu savaşı kaybetti, proje gerçekleşti. İnsanlığın sonu olacak yağmurlar başladığında yapacak bir şey kalmamıştı. Ülkeler şimdi de insan ölümlerinin başladığı, karantinalardan kaçan ve sadece iklim krizi ile değil açlıkla sınanan insanları zapt etmeye çalışmaya başlamıştı. Mustafa Bey ve onunla yolları kesişen bu 5 arkadaşın yolculuğu tam da burada başladı. Aşkı, arkadaşlığı, doğayı ve varoluşlarını sorgulayan gençlerin ve Mustafa Bey'in hedefi belliydi, hayatta kalmak ve hayatta tutmak, en önemlisi de insanlığı bu beladan kurtarmak.
ÖYLE BİR UĞRADIM (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 367,263
  • WpVote
    Votes 21,089
  • WpPart
    Parts 8
"Ondan hoşlanıyor musun?" Kıskanç çıkan sesine ne tepki vereceğimi bilemiyordum. "Ona sarıldın." Kaşları çatıldı. "Hoşlanmasaydın sarılmazdın. Hoşlanıyorsun ki sarıldın." Burnundan nefesini sertçe verdi. "Bana bile sarılmadın." Ters ters baktı. "Bana niye sarılmıyorsun?" Kıskandığı kişi en yakın arkadaşıydı. Ve onun arkadaşı benim babamdı. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eflah kim olduğumu bilmeden beni seviyordu ama ben, onun kim olduğunu bile bile ona âşık olmuştum. Benim günahım daha büyüktü. Bir insanın başına en kötü ne gelebilirdi? Babam gözlerimin önünde öldürüldüğünde ve onu öldüren annem olduğunda en kötüsünü yaşadığıma çok emindim. Artık annem cezaevinde, babam ise mezardaydı. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki? 25 yıl geçmişe gitmek? Bu kötünün de kötüsü olabilir miydi? Ölümcül bir kaza sonucu kendimi 1998 yılında bulduğumda o an için bunun bir felaket olduğunu düşündüm. Felaket bir durumdu çünkü bu zaman diliminde anne ve babamla aynı yaşlardaydım. Onların hayatına bir yabancı gibi girmek zorundaydım. Ama aslında felaket sandığım şey mucize de olabilirdi. Mucizevi bir durumdu çünkü bu zaman diliminde annem cezaevinde, babam da mezarda değildi. Onların evlenmesinin nedeni annemin bana hamile kalmasıydı. Ana rahmine düşmeme sadece üç ay kaldığını anladığımda ise kendi doğumumu engellemenin nasıl olacağını düşünmeye başladım. Annemi cezaevinden, babamı da ölümden kurtarmanın tek yolu bu olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Planını uygulamak için babamın arkadaşı Eflah'ın evine bir dadı olarak işe girmekse hayatımda verdiğim en kötü karardı. Bunu ona anlatmanın bir yolu var mıydı? Buraya ait olmadığımı, öyle bir uğradığımı anlatmanın bir yolu olmalıydı. Doğru insanı yanlış zamanda bulmak birine verilen en büyük ceza olmalı.