Aurora Avery, 3 yıl boyunca Norveç'te yaşamış orada eğitim almıştır. 13 yaşındayken ailesinin Azkabana girmesi nedeniyle geri dönmek zorundadır. Ama geri döndüğünde hiç bir şey geride bıraktığı gibi değildi.Voldemort ölümuştu. İskoçya 3 yılda tamamen başka bir yere dönmüştü. Ve 3 yıl daha değişmeye kararlıydı... "Onu ilk gördüğümde ondan etkilenmiştim, bunun kurallara aykırıyı olduğunu biliyordum ama ben James Potter'ın oğluydum, kurallar benim için geçerli değildi...„ !!!!Attention!!!! // !!!!Dikkat!!!!~ !!!!TeacherXStudent!Oc!!!! ~ !!!!Contains Age Difference!!!! // !!!!Yaş Farkı!!~

kalbinin en derinine gömdüğü aşkına sahip çıkan kadın yıllar sonra ortaya çıkar. ödemesi gereken bir borç vardır, bir vefa borcu.

"Kitabı yok etmek zorundayız Odin," dedi kraliçe. Kral tahtından rahatsızca kıpırdanarak konuştu. "Bu olmuyor biliyorsun." Kızlarının kaderini baştan yazamaya çalışmışlardı. Bunu başarmışlardı da fakat hesaba katmadıkları birşey şimdi onlar için büyük bir tehdit oluşturuyordu.

Karanlık ve soğuk. On üç yıldır vücuduna hükmeden iki yoksunluk.

Tony bakışlarını Peter'la konuşan kıza çevirdi, Peter'ın kahverengi gözleri mutlulukla parlıyordu. Peter, Harry ve o kız yanlarına geldi. "Mr. Stark bu Harry, yakın arkadaşım. Bu da Daisy, Harry'nin arkadaşı." Tony içkisinden bir yudum alırken önce kıza baktı, bu kızı tanıyordu. "Daisy Diana Johnson, Osborn sizin gibi zeki bir kızı kaptığı için şanslı." ____ Tony ayağa kalkmıştı, herkes onun ne diyeceğini beklerken Tony işaret parmağını önce Steve'e doğru uzattı sonrada Bucky'e çevirdi. "Kızım iyileşene kadar onun bulunduğu herhangi bir ortamda bulunmayacak." "O isteyerek yapmadı Tony." #tonystark 2[21.10.2024]

Soylu bir aileden gelen Anne, ailesinin fikirlerini desteklememesine rağmen yeterli cesarete sahip değildi. Ta ki hayatı söz konusu olana kadar. Kaderini belirleyecek seçimi yaparken gereken cesarete sahip olabilecek miydi? Yoksa kaderine boyun mu eğecekti? •••• Galce bir kelime olan cynefin; bir yere kendimizi ait hissetmek, anlamına gelmektedir.

"Onu hamile bırakman seni gerçekten şaşırttı mı, Patiayak?" "Ben bir azizim." Sirius şaka yaptı. "Bunu içimde büyüyen bebeğe söyle." Solis Edwards, alaycı bir melez, güzel ama dokunulmaz. Onu en iyi tanımlayabilecek kelimeler muhtemelen bunlardı. Sirius Black, kibirli bir kan haini, güzel ama kırılmış. Onu en iyi tanımlayabilecek kelimeler muhtemelen bunlardı. Birlikte geçirdikleri bir gecede, her iki yıldız da yakınlaşmanın tadını çıkardı. En kötü ne olabilirdi ki? Değil mi? •.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•.•. (Çapulcular dönemi) (OC × Sirius Black) 'BELOVED | James Potter' KİTABIYLA AYNI EVRENDE GEÇİYOR. ᭝໋᳝݊◍᳟࿐ İngilizce'den çevrilmiştir. Yazarı @potterdrip 𖧷➣ Kitabın orijinalini hesabımdaki 'çevirdim' okuma listesinden bulabilirsiniz 😊 Başlama Tarihi: 15.02.2024 Bitiş Tarihi: ? ꯴᩠ꦽꦼ↦ Kapak tasarımı bana ait.

[JAMES POTTER'A MEKTUPLAR devamıdır, o okunmadan okunmaz] Gözlerimi açtığımda yeşil çizgili pijamalarım, dağınık saçlarım ve hatıramdaki o korkunç anılarla birlikte Slytherin yatakhanesinde, kendi yatağımdaydım. -070124

Türkiye'nin ilk kadın Futbol Spikeri Leyla Mardal maç yayınında mikrofonun açık olduğunu bilmeden bir futbolcu hakkında yaptığı konuşmayla gündeme gelir. Ve ardından gelişen olaylarla bu ikilinin tanışması kaçınılmaz olur.

Hayatın çoğu alanında kendi işini kendi gören ama konu aşk olunca güneşli bir gün bile göremeyen Feryal'i getirdim size. Dağlara taşlara, uçan kuşlarayı geçtim daha muhatabına anlatamıyor aşkını sevgisini. Karşılığı yoktur diye. Korkaklıktan değil, belki önyargıdan belki önseziden belki de gerçeğin ta kendisi bu olduğundan. Kim bilir? Şimdilik sadece ben galiba. Ama bir yolunu bulmuş içindeki bu yıkıcı sevda ile baş etmenin. Direkt olarak O'na olmasa da sevgisini dile getirmenin. Beşiktaş. Takımı üzse de tribünü hiçbir zaman üzmeyen Beşiktaş. Taş gibi sağlam Beşiktaş. Çarşı ile beraber bağırabiliyormuş mesela yağmurlu bir günde sevdiğini! Ya da ne bileyim daha az yağmurlu bir gün de sevdiğinin çeyreği kadar bile sevilmediğini. Doğruya doğru, insanlar anlamıyor genelde Feryal'i, samimi bulmuyor belki. Şimdi kadınların futbol sevgisi de iyice şov oldu tabi. Ama olsun. O biliyor. Feryal'e her sevdadan geriye gerçekten Beşiktaş kaldı. Yarım kalan, tutulmayan, hiç söylenmemiş bütün sözleri aldı; hepsi Beşiktaş'a emanet. Doya doya bağırıyor, çünkü babasının yeri! Oradan devraldı. Yani işte, belki seni seviyorum diyemiyor ama "Aynalarda gördüğümsün, ağladığım, güldüğümsün! Aynalarda gördüğümsün. Çözemezler kördüğümsün, seeeen!" diye bağırıyor özgürce. Varsın, o bilsin sadece. Bağırabilmek çok güzel bir şey. Ağlayabilmek. Gülebilmek. Gerçek sevgilerin ve acıların sese ihtiyacı var galiba. Bir de kocaman bir ruha! Hepsinin kimde olduğu konusunda artık hemfikiriz diye düşünüyorum. E hadi o zaman başlayalım, Siyah?! * Ay, bir de unutmadan! O'nu da tanıyorsunuz aslında. Bebekliğinden beri hem de. Gülce'nin oğlan. Dilmen'lerin ilk göz ağrısı. Babası kılıklı. Namıdiğer, Oğuz Kaan Dilmen.