okuduklarım
7 stories
GİRAY by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 1,869,961
  • WpVote
    Votes 122,888
  • WpPart
    Parts 53
"Saçların uzunmuş.." dedi ama tereddütü epey açıktı adamın. Ama bugün denilenden sonra yanlış anladı kız, adamın bundan rahatsız olduğunu düşündü nedense, daha yeni görüyordu Giray saçının hepsini. Tam olarak olmasa da düğünleri bile olmuşken saçını açmaktan çekinmemesi gerektiğini düşünmüştü, helaldi artık sonuçta... Aynadan onunla göz göze gelince sordu aynı tereddütle, "Keseyim mi yani?" Giray kaşlarını çattı kızın tavrıyla, ilk tanıştıklarında her lafıyla bir kasırga koparacak kadar kesin olan Dilrûba artık her daim kırılgandı.. Artık evli olduklarında, kocası sıfatı taşıdığından mıydı bu tavrı? Bazen düşünüyordu, ona yardım edeyim derken bastırmış, ya da ezmiş miydi hiç? Boyun eğmeye mahkum mu hissettirmişti? Düşündüğüyle kendine olan öfkesini atamadan sordu kıza, "Niye kesecekmişsin?" "Dökülür belki. Aynı odada olacağız ya.." yutkundu, boğazını tazeledi ama sözlerini tazeleyemedi, ne diyecekti ki? Bilemedi Dilrûba.. "Dağılır her yere." Giray rahatsız olurdu belki kendisinden parçaları her yerde görürse.. Onun konuyu açmamasını uzun bir süre aynı odada kalacaklarına yormuştu çünkü.. Gözlerini kızdan ayırmadan yaklaştı Giray. Bakışları onun uzun saçlarını okşasa da eli çekindi, mahrum kaldı bu tatlı zevkten, "Dökülsün.." dedi yumuşakça, Ben toplarım senin ardından.' dedi içinden, 'Bir de saklarım, kimseler göremez, benim mahremim olur..' 'Senin gibi...' Saçlarını tutarak hafifçe tebessüm etti Dilrûba, "Salık gezmem o zaman, fazla dökülmez.." dedi ama saç değildi tam olarak kastettiği. Hayatında bana dair pek bir iz bırakmam, rahatsız, olmazsın diyordu.. Şu akşamdan itibaren herkes biliyordu evli olduklarını... O yüzden sanki iki gün önce değil de şimdi kıyılmış gibiydi nikâhları.. Öyle hissediyordu. "İstediğin gibi gez, nasıl rahat eder, nasıl istersen.."
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,125,513
  • WpVote
    Votes 2,069,139
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
YABAN  by papatyakorusu
papatyakorusu
  • WpView
    Reads 4,655,822
  • WpVote
    Votes 259,777
  • WpPart
    Parts 61
<Güzel sevmek üzerine bir hikâye... > - Yaş farkı vardır- Mahalledeki gençler olarak uzak tavırları, suskunluğu, sert mizacı sebebiyle aramızda onun adı "Yaban"dı. Beş yıl sonra mahalleye geri döndüğünde hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Özellikle benim için. * (Nisan 2021)
Hasbelkader  by morbidezya
morbidezya
  • WpView
    Reads 1,633,176
  • WpVote
    Votes 65,488
  • WpPart
    Parts 31
"Arzumu bir kez daha yinelemeyeceğim Selma. Şimdi dışarı çık ve görevinin başına dön." Buzdan katı soğuk sesi iliklerime kadar üşütürken iç çekip ayağa kalktım. Adımı genelde sabrının sınırına geldiğim vakitler zikrederdi. Onu kararından döndüremeyeceğimi zaten biliyordum o halde geriye tek bir çözüm kalıyordu. "O vakit izniniz olursa ben de size eşlik edeceğim." Masasının üzerinde ki tütün kutusuyla ilgilenirken içimi ürperten kaba bir kahkaha attı. "Tüfeğim hedef şaşar, av olarak yüreğini parçalarsa olacaklardan mesul değilim bilesin." Bilmiyordu ki yüreğimi daha ilk bakışında avlamıştı. 05.02.2019 TÜM HAKLARI SAKLIDIR.
KÖYGÖÇÜREN by servestizm
servestizm
  • WpView
    Reads 5,382,627
  • WpVote
    Votes 435,184
  • WpPart
    Parts 80
Hasret köyden uzakta bir dere kenarındaki küçücük evinde hem hayatla hem de annesiyle mücadele eden başı dik, dili sivri bir kızdır. Yaşadığı yerin yazı kurak, kışı çorak, baharı biraz rahattır. Ama babası olmadığından evin direği sürekli gıcırdar. Annesinin zoruyla gittiği bir düğünde gözü bir Külhanbeyine çarpar, ama başı diktir, pek yüz vermek istemez. Düğün boyu bakışırlar, tek kelime etmezler. Adam da pek bir hoşuna gitse de Hasret bunca bakışı hayra yormaz, yine de içi kıpraşır. Beyaz gömleğine, yanık tenine, kara kaşına, üstünden ayrılmayan kara gözüne... Sonra nasıl olduysa düğünün gecesinde evine gitmiş, saçılmış dökünmüşken penceresinden bir ses işitir, akşamki adamı daha görmeden tanır. Penceresinin köşesine siner, perdesinin arkasına saklanır. Sesini duyar adamın, sonra sesini duyurur. Onca yıllık Hasret bir toz olur bir duman. Sonrası dere kenarı, dut ağaçları, üzüm bağları.. Geçmişten gelen bir Köygöçüren lafı, Hamza'nın Görgülü belası... ..... Tarihi bir hikayedir.
Feride by zahirmekri
zahirmekri
  • WpView
    Reads 513,150
  • WpVote
    Votes 16,475
  • WpPart
    Parts 12
. Genç kadın kocasının güneşten yanmış omuzlarına değdirdi ellerini, kaşlarını çatarak kendine bakan adamdan çekiniyor ve hatta korkuyordu. Mizacı sertti, mizacı epey sertti. Feride, gerçekten sinirli mi yoksa sakin mi anlayamıyordu bazen. Evliliğin ilk günleri komşuya gideceğim bile diyememişti bu yüzden. Hâlâ daha çekinceleri vardı elbet; kocasının sınırlarını kestiremiyor, nerede duracağını bilemiyordu. "Gülüm," dedi Rıfat, gecenin sessizliği yırtılmasın diye sessizce konuşurken. Habersiz olduğu düşünceleri yıkmak ister gibi dudağının bir kenarı yukarıya kıvrıldı. Haylaz bir gülüş olduğunu sezdi Feride. Ama ne çare, saniyeler içinde yanağı dişlenmiş ve ince bir sızıyla baş başa kalmıştı. Kadınlığında artık hissedemediği el yüzünden morali kaybolmuştu. "Ya Rıfat. Acıdı ama." Küskünce konuşup gözlerini kaçırmıştı kocasından. Ey nazlı yar, diye geçirdi içinden adam. Koynuna beni alacak kadar kadın, küsüp gidecek kadar çocuksun. Elde avuçta nasıl durur nasıl tutulursun.
İNCE BUZUN ÜSTÜ by nazzerde
nazzerde
  • WpView
    Reads 136,957
  • WpVote
    Votes 9,391
  • WpPart
    Parts 16
Çok sevdiği kocasının ölümüyle genç yaşında dul kalan Süreyya, üç yaşındaki oğlu Turgut ve karnındaki bebeği ile zor bir yaşama doğru sürüklenir. Yaşadığı mahalle baskısı, para kazanmanın zorluğu ve oğlu Turgut'un bir baba figürüne ihtiyacı olduğunu fark etmesiyle genç kadın, Alihan Sönmez adında bir adamla evlenmeye karar verir. Fakat Alihan Sönmez, göründüğü kadar masum bir adam değildir. (1998/Erzurum) *** "Ben senin karınım, günlerce seviştiğin, koynunda sevdiğin, öpüp kokladığın karın! Eşin!" diye bağırdı Süreyya. "Evet, ben sana eş oldum. Karın oldum. Sana her şeyimi verdim, seni sevmek için her Allah'ın gecesi yalvar yakar dua ettim- yalnızca senin için. Meğer kocam bildiğim adam sen değilmişsin.. meğer ben hiç var olmayan biriyle evliymişim, Alihan Sönmez ile! Sen onu tanıyor musun Türkeş? Çünkü ben tanıyamamışım, onun ardındaki karanlığı bilememişim." Alihan dolan gözlerini saklamak ister gibi başını eğdi, yutkunamıyordu bile. "Yapma, böyle söyleme." dedi kupkuru olmuş dudaklarıyla. "Seni seviyorum, sen benim eşimsin, benimsin. İlk günden beri hep böyleydi." diye söyledi adam ikna etmek ister gibi. Süreyya'nın dudaklarında ise acı bir tebessüm belirdi. "Kalbimde dolaşmadan benim diyemezsin bana." diye fısıldadı zorlukla. "Yalan söyleme artık, sen beni hiç sevmedin. Ama ben, ikinci kez ihanet dolu bir aşka yenildim. Sana yenildim." *** İnce Buzun Üstü (Yetişkin içerik! şiddet, argo) Süreyya/Alihan