Popüler
70 stories
KIRIK PUSULA by kaminya
kaminya
  • WpView
    Reads 22,814
  • WpVote
    Votes 1,318
  • WpPart
    Parts 11
"Hazır ol gelin hanım... En fazla bir saat sonra evleniyoruz. Ve karım olduğun andan itibaren sana ağlamayı yasaklıyorum... Çünkü sana hiç yakışmıyor." Bir gün, tanımadığı bir adamla evlenmek zorunda kalacağını söyleseler, gülüp geçerdi... Ama kader, Lavinia'yı tam da bu noktaya sürükledi. Kırık pusula... ve kırk bir günlük bir oyun. Gerçek suçlu kim? Kim hayatta kalacak, kim yok olacak? Her sayfa, sırları bir bir ortaya çıkarıyor. Ve unutma: Ölüm Çiçeği'nin laneti, seni izliyor... "Kırık pusula seni karanlığa sürüklerken, Ölüm Çiçeği kaderini belirleyecek."
ARDIÇ  (KİTAP OLDU) by UMAY_6
UMAY_6
  • WpView
    Reads 1,948,583
  • WpVote
    Votes 90,985
  • WpPart
    Parts 48
Kana bulanmış hatıralar, kanadı kırık kuşlar, üzeri yalanlarla süslenmiş sırlar, kalbi hasta kadınlar ve kırık pusulalar. "Sen benim pusulamsın İzgi. Ben seni kaybedersem yolumu kaybederim." ... Heyecanla gülümsediğinde sandalyeden atladı ve bana doğru koştu. "Teyze!" Dedi neşeyle bacaklarıma yapışırken kafasını kaldırıp bana baktı. "Bitti mi oyun?" Diye sordu merakla. Keskinin yere çömelen heybetli bedeni ayaklandığında ağır hareketlerle bana doğru döndü ve ona doğrulttuğum silahımın namlusuyla karşı karşıya geldiğinde hareketleri durdu. Kalbimi saran pamuk ipliği çözüldü. Ruhuma karışan karanlığının emaresi kalmadı içimde. Kara gözlerinde bir yıkım meydana geldi. "Bitti." Dedim titremememesi için üstün bir çaba sarf ettiğim buz gibi sesimle. Kara gözlerindeki ifade hayattayken cehennemi yaşamama sebep oldu. 02/03/24 KİTAPTA +18 SAHNELER MEVCUT OLACAKTIR! BİLGİNİZE!
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 9,198,342
  • WpVote
    Votes 722,931
  • WpPart
    Parts 72
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
ÂŞIK-I MEHCUR (ASKERİ KURGU) by marselkalp
marselkalp
  • WpView
    Reads 41,357
  • WpVote
    Votes 3,184
  • WpPart
    Parts 33
"Şakağından öptüğümden beri çok dincim." Gülümsedim büyükçe. "O günden sonra kurşun yedin, hatırlatırım." "Buna rağmen çok dincim." dedi Yavuz. "Pozitif enerji mi verdim?" diye sordum. "Vallahi yaptın bir şeyler." diyen Yavuz bu kez izin almadan yaklaştı şakağıma. Önce ellerimi kavradı. Gülümsedi. Gülümsemesiyle öptü şakağımdan. Geri çekilmek istemedi... "Yavuz?" dedim büyük bir endiş hâlinde. "Bir gören olacak." "Olsun." dedi Yavuz azıcık geri çekilip. "Olmasın." dedim net bir dille. Dinlemedi Yavuz. Bir kez daha yaklaştı şakağıma. Bir öpücük daha bıraktı. Öpücüğü o kadar masumdu ki... Tıpkı yeni açmış bir çiçeğin yaprağına düşen ilk sabah çiyi gibiydi. Hafif, neredeyse hissedilmez. Ama aynı zamanda, o çiçeğin özünü barındırıyordu. İşte o masumiyetin ardında, bir volkanın derinlerindeki lav gibi, sabırla bekleyen bir arzu da vardı. Dudakları şakağıma değdiğinde yayılan sıcaklık, tenimi yakıp kavurmasa da, ruhumu derinden titretiyordu. Gözlerini kapattığını hissettim. Kirpiklerinin hafifçe şakağıma dokunuşu, fısıltıyla söylenen bir sır gibiydi. O an, zaman durdu. Etrafımızdaki tüm sesler kayboldu. Ne kuş sesi ne dışarıdaki hastaların sesi... Sadece onun nefesinin sıcaklığı ve dudaklarının tenime bıraktığı o tarifsiz his vardı. İçimde yeşeren karmaşık duygularla, ne yapacağımı bilemez bir halde kaldım. Kalbim, bu beklenmedik yakınlığın etkisiyle hızlanırken, zihnimde bin bir soru yankılanıyordu. "Nazelif?" dedi Yavuz sol şakağıma öpücük bırakıp. "Çok güzelsin." "Yavuz?" dedim kısık çıkan sesimle. Sağ şakağımdan öptü Yavuz. "Çok özelsin." . . Asker & Doktor
Mahalle Çocukları by lauraninnyiildizi
lauraninnyiildizi
  • WpView
    Reads 683,179
  • WpVote
    Votes 29,936
  • WpPart
    Parts 39
Tam kapıdan çıkacaktım ki birine çarpmıştım. Yerden gelen kırılma sesiyle bakışlarım yere yöneldi. Çocukluk oyuncağım olan atlı karınca kutumun yerde binbir parçaya ayrıldığını gördüğümde bütün vücudumda hem hüzün hemde elektrik dalgası geçti. Yere eğilip parçaları toplamaya başladım az önceki çarptığım çocuk yanıma çömelip parçaları toplamaya başladığında eline aldığı bir parçayı elinden çektim. Kafasını kaldırıp bana baktığında ben ayağa kalkmıştım bile. " Bırak." Ağır ağır ayağa kalkıp boyunun boyumu geçmesini göz önünde bulundurmadan karşımda dikildi. " Sadece yardım etmek istemiştim." Sadece yardım mı? Bunun sadece olan bir tarafı var mıydı? Oyuncağım kırılıyordu ve onun yaptığı sadece yardımdı. Sadece. " Allah razı olsun çok yardımcı oldun." Dediğimde sırıtır gibi oldu. Kafasını sağa sola sallayarak parmağıyla beni gösterdi. " Bana çarpan sendin." Gözlerim bu cevapla kısılırken inatla bir cevap bulmaya yeltendim. Ama bulamamıştım. Burada haklı olabilir miydi? O kadar hızlı gelmeseydim ona çarpmazdım ve böylelikle kutu da kırılmazdı. " Oyuncak kutumun sende ne işi var?" Bir yerden onu suçlu yapmak istiyordum. Çünkü yüzünde sakladığı sırıtma benim haksızlığım ile ortaya çıkarsa delirebilirdim. " Çocuk yardım etmek istedi bende kutuyu verdim. Nereden bilecektik kırılacağını." Annem karşımdaki çocuktan daha önce savunmaya geçtiğinde daha çok bozulmuştum. " Peki." Sadece bu çıkmıştı ağzımdan. Annem koltuğu taşıyan adamlara talimat verirken az önceki çocuk ise sırıtmaya başlamıştı. Ona sinirle bakıp yanından yürüdüm hızlıca.
VADELYAN by yazalven
yazalven
  • WpView
    Reads 239,298
  • WpVote
    Votes 12,216
  • WpPart
    Parts 7
"Ateşin içine girdiysen, yanmayı bileceksin." ... Bir taht ve iki kanlı soy. Vadelyan'lar ve Alivyan'lar. Bir savaş... Kazananı yok, kaybedeni çok. Ateşe atılan o ilk adımdan sonra hiçbir şey aynı kalmayacak. "Şahın devrilişi bütün savaşı başlatır. Ruhu buzdan kız, hayatını cehenneme çevirecek o adamla karşılaşır." VADELYAN.
NEDAMET by muhayyell_
muhayyell_
  • WpView
    Reads 47,333
  • WpVote
    Votes 4,821
  • WpPart
    Parts 19
Bahar, "Keşke şu an sana sarılabilseydim." diye fısıldadı göz yaşlarının arasında, kömür gözlerini sevdiği kahvelerle buluştururken... Fısıltısını duymuştu Serdar. Öfkesi bir anda sönüp kül olurken şaşkınlığı arşa çıkmıştı. Yutkunup nefesini kontrol altına almaya çalıştı önce. Ellerini arkasında birleştirip kendine engel olmak istedi hal diliyle. Çünkü şu durumda Bahar'ın isteğine karşı onu tutan tek şey Allah'ın rızasıydı. ~~~~ Yıllar önce yanlış adamı seçmenin bedelini, bugün baba evine elinde küçük bir çocukla dönmek zorunda kalarak ödüyordu Bahar. Komşularının oğlu Serdar'la değil de, doğrusunun bu olduğuna inandığı adamla evlenerek en büyük hatayı yapmıştı zamanında. Şimdi nedamet vaktiydi genç kadın için, şimdi maziye dönme vaktiydi... Giderken son gördüğü de, döndüğünde ilk bulduğu da yine Serdar olacaktı. Artık savaş pilotu olan binbaşı Çelebi'ydi o...
PAMUK ŞEKER (Mahalle Kurgusu) by gunes16hayal
gunes16hayal
  • WpView
    Reads 878,709
  • WpVote
    Votes 24,029
  • WpPart
    Parts 48
"Şu anda bile bana abi diyorsun!"diye söylendi biraz sinirle. Kirpiklerim titreşti, sadece bakakaldım."Canım yanıyor,yapma." Ellerini iki koluma yerleştirip yaklaştı. Bakışları gözlerime kilitlenmişken "Hâlâ anlamadın mı Defne?"diye mırıldandı. "Sana olan bakışlarımdan, sana kıyamayışımdan, yanındayken heyecanlanmamdan hâlâ anlamadın mı?" Yine o ses tonunu kullanıyordu işte! Yine tüm savunma sistemimi etkisiz hâle getirmişti. Tek yapabildiğim öylece bakmaktı. Ne bir şey söyleyebiliyor ne de hareket edebiliyordum. Belki de bu kaçmak için kalan son fırsatımdı. Belki de fırsat falan kalmamıştı. Neredeyse apaçık konuşuyordu artık, nereye kaçıyordum? Yine de denedim. Hakimiyetini kaybettiğim kalbime yeniden ulaştım. Beynime gerekli sinyali gönderebildim. Ve son kez denedim. "Anlamadım ben hiçbir şey. Gidiyorum ben!" Bir an afallamış olsa gerek ki çektiğim kollarımı kolaylıkla kurtarabilmiş ve ondan uzaklaşmıştım. Hızla atan kalbime inat ben de adımlarımı hızlandırdım. Ama kulaklarıma ulaşan ses ayaklarımın olduğu yere mıhlanmasına sebep olmuştu. "Seviyorum Defne!" Atan kalbim sekteye uğramış etrafımdaki bütün sesler susmuştu. Günlerdir kaçtığım gerçek şimdi apaçık karşımdaydı. "Seni çok seviyorum!" ••• 29/10/2023 #ask 1 29/10/2023 #genckurgu 2 23/02/2024 #macera 1
Lafügüzaf  by selinelizben
selinelizben
  • WpView
    Reads 598,164
  • WpVote
    Votes 23,027
  • WpPart
    Parts 37
Aşk suçtu. Senin olmayan birisi için beslediğin duygular bir cellat gibi dikilirdi karşına. Sonra kollarına iki asker girerdi, o askerler başını bir kütüğün üstüne bastırırken boynuna inecek baltayı büyük bir sabırla beklerdi insan beklerdi ki, cellat alacak onun kellesini. Ama o balta inmeden önce, dururdu zaman. Sabır kanatırdı insanın her bir zerresini, bir işkenceden farksız akardı saniyeler, bir sudan sessiz, bir dalgadan daha hırçın. Aşk cellattı, ve o balta aşkın ellerinden inerdi insanın boynuna. Sevda cehennemdi, seni sevemeyen birinin aşkı ateşdi. Kendi kalbini yakan, kendi kanını akıtan bir kılıçtı. İnsan nasıl saplardı kendi sırtına bıçağı? İnsan ancak aşık olsa ihanet ederdi kendisine. Aşk ihanetdi, aşk en büyük oyun ve insanın kendine yaptığı ihanetdi. O Yavuz Payidar'dı, kendine en büyük ihaneti yapmış sırtına bir bıçak saplamış, boynunu bir cellatın önüne uzatmıştı. O Payidar'dı, sevdalanmıştı. Ve sevda, onun ihanetiydi. (Kitapta smut içerik yoktur. Yetişkin içerikli olması küfürlü sahneler ve küçük yakınlaşmalar içerdiği içindir.)
PAZİN (+18) by mrsviia
mrsviia
  • WpView
    Reads 1,078,160
  • WpVote
    Votes 20,421
  • WpPart
    Parts 8
Bir gün hasta haliyle villalarında çıkan çatışmayla birlikte kaçmaya çalışırken yıllardır peşlerinde olan mafya lideri Karan Kızıltuğ ile göz göze gelir. Ölü gösterilen kızı ve ailesini öldürmek için arayan bu mafya lideri, hem kızın ailesini bulmak için kızı kaçıracak hem de geçmişinin acı dolu intikamını almak için kızı türlü oyunlarla yanında tutarak onu da pisliğine alet edecektir... *** "Nefretten aşk doğamaz demiştin." dedim tüm uzuvlarım acıyla sızlarken. "Haklıydın. Biz nerede başlarsak orada biteriz. Nefretin benim sonum olmasına izin vermeden ben kendi sonumu yazıyorum." "Yapma Savcı." dedi ben silahla ateş etmeden hemen önce. "İnsanlar yanılır ama ben yanılmaz demiştim ya sana, ilk defa haklı çıktın. Yanıldım. Nefret aşka dönüşürse şayet, o adamı kimse tutamaz. Aşk gerçekten her şeyi yenebilecek olan tek duyguymuş çünkü." "Duygulara yeri olmayan sen mi söylüyorsun bunu? Aşk nedir bilmiyorsun bile!" "Evet!" dedi bağırarak. "Aşk nedir bilmiyorum, tek bildiğim senin yanında kendimi kaybettiğim. Kalbimin hızlanmasını sağlayan, tek bir gülüşünle bana tüm dünyayı yaktırabilecek güce sahip olan tek kadın sensen ve buna aşk denmiyorsa ben hastayım Savcı. Ben yenildim." Bu cümlenin devamını duymaya hazır değildim. "Ben senin yenilmeni beklerken, ben sana yenildi-" Başımı ağır ağır sallarken cümlenin devam etmesine izin vermeyerek, acımadan iki el silah sesinin duyulmasını sağladım. Bedenim yere kapaklandı.