darulfiru
/Oğuzda dört yiğit güzelliğinden yüz örtüsü ile gezerdi. Biri Kan Turalı, biri Kara Çöğür ve oğlu Kırk Kınak ve boz aygırlı Beyrek. Kan Turalı yüz örtüsünü sıyırdı açtı.
Selcan Hatun yanındaki kızlara der: Hak Taala babamın gönlüne merhamet lütfetse de başlık kesip beni o yiğide verse, bunun gibi yiğit yazık olur ki canavarlar elinde helak olsun dedi.'/
🪞🪞🪞
Herkes eşi ile geldi dünyaya. Kimi yangının suyunu eş bildi; kimi suyunun toprağını eş bildi. Bazıları da gözünün karası ile geldi dünyaya, yangınının korunu eş bildi. Onu bulduğunda ise baktı gözlerine uzun uzun... Derdini derdine, gözlerinin delisini bağladı yüreğinin en ücra köşesine. Şahit tuttu yerleri ve gökleri, ellerinin arasından kayıp giden hayatları şahit tuttu. Bir avuç kuru toprağı şahit tuttu. Bugün değilse de bir gün mutlaka, diye şahit tuttu.
Ellerinden önce acısını tuttu, gözlerinde önce gönlünü gördü.
Bir kere daha şahit tuttu. Derdinin devasını, derdine şahit tuttu.
🪞🪞