Irmak_-_Tasci
İnsan kim olduğunu nasıl bilmezdi? Ya da kim olduğunu ne zaman, nasıl bilirdi? Veya birinin kim olduğunu bilmek, biri için ne kadar önemliydi?
Annesinin beklenmedik ölümü ardından bu gibi sorularla ve çarpıcı gerçeklerle yüzleşmek zorunda kalan Berfu Avcı, bunlarla yüzleşmekten kaçmak yerine tüm bunların kaynağına gitme kararı aldığında başına gelecekler hakkında tahminleri vardı. Tahmin edemediği şey ise tüm bunların kaynağı olan Queenella kasabasında karşısına kötü gibi gözüken iyi şeylerin de çıkabileceğiydi.
Fakat yine de masallar sadece masalken güzeldi.
Atladığı tavşan deliği sırf bu yüzden ne sadece zifiri karanlıktı ne de kan kırmızı... Bir kıvılcım tutuştu ve bir gülün yaprakları yanmaya başladı. Tavşan deliğinde artık ateşler de vardı.
Umut ve korku...
Son ve başlangıç...
Güven ve ihanet...
"Ateş kaderle buluştuğunda kaçış yolu olmaz, rüyalar bile benzinle yıkanmış olur." demişti annesi ona bıraktığı son sözlerinde. Ama Berfu bu tavşan deliğine atlamadan çok önce zaten kaderinin ateşle buluştuğunun farkındaydı.
Ne de olsa bir varmış bir yokmuşla başlayan masallar gibiydi her şey. Bir an vardılar ve bir an yoktular.
Tüm telif hakları saklıdır.