Okuyacaklarım
8 stories
IŞIĞIN GÜN DOĞUMU  by Asya00qqw
IŞIĞIN GÜN DOĞUMU
Asya00qqw
  • Reads 169
  • Votes 77
  • Parts 7
Ben ışıl kendi gün doğumumu bulmaya kendi güneşimi bulmaya geldim.. Siz her sabah güneşin doğuşunu tek başınıza izler misiniz ? Ama ben izliyorum işte gün doğumumu izliyorum ben .. Ama bir gün birşey oldu O hayatıma girdi Ben onun hayatına girdim Ama ikimizde birbirimizden farklıydık ! Ama ne istediğimizi biliyorduk ..
~Kiraz Çiçeği~ by Elifmina78
~Kiraz Çiçeği~
Elifmina78
  • Reads 1,031
  • Votes 540
  • Parts 7
Asla pişman olmıcağınız kitaplardan ✨💗
Sadece Benim~ by Elifmina78
Sadece Benim~
Elifmina78
  • Reads 370
  • Votes 223
  • Parts 6
Kafamın arkasından nefes alıp verişlerini duyabiliyordum.adımlarını ,sadece ev'e gitmek istiyorum. Anı ilk yaşadığımdan değildi sadece o anları her saniyesine kadar hatırlıyorum.yine aynısı olacaktı kalp atış verişlerimi hissedebiliyorum.Siyah bir araba bana yaklaşmaya başladığında her şey çok geçti.
Nil-oya by Pandora_and_sadness
Nil-oya
Pandora_and_sadness
  • Reads 1,194
  • Votes 407
  • Parts 15
Adım Nil Oya Azbekir. İki ismimi birleştirirseniz lakabımla tanışacaksınız.
KARANLIĞIN ŞEHRİ by sulisindunyasi
KARANLIĞIN ŞEHRİ
sulisindunyasi
  • Reads 24,979,294
  • Votes 1,477,575
  • Parts 80
Doğum gününden sonra, kardeşiyle eğlenmek için konsere giden bir genç kız... Fırtına yüzünden iptal olan konserden eve dönmeye çalışırken, kendini bir anda hiç bilmediği bir yerde bulursa... Ve bu bilmediği yerden, evine dönecek hiçbir yolu olmasa... Kendisini yabancı hissettiği bu şehirde, tüm bunlar yetmezmiş gibi, aklını karıştıran ve tüm yolları kendisine çıkaran gizemli bir genç adamla karşılaşırsa... Neler olur?
Bir Papatya Şarkısı by KubraKb
Bir Papatya Şarkısı
KubraKb
  • Reads 66,330
  • Votes 6,769
  • Parts 20
Bazı papatyalar siz yapraklarını koparmadan önce son şarkılarını söyler. Işıltılı bir hayatın, ünlü şarkıcı Papatya Parlar'ın dünyası...
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
YARALASAR(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Reads 16,597,014
  • Votes 671,406
  • Parts 55
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
ÖTANAZİ OKULU(Kitap Oldu)
Maral_Atmc6
  • Reads 7,511,315
  • Votes 172,641
  • Parts 15
Dilsiz bir kızın kalbi tüm kötülükleri kendisine çekiyordu. Hiçbir kalp bu kadar değerli olmamıştır. Yeşil, Ötanazi Okulu'na sürgün edildiğinde o yıllarda henüz bir çocuktu. Öz babasının onu nasıl bir yere mahkûm ettiğini bile bilmiyordu. Ötanazi Okulu, Amerika Birleşik Devletleri'ne bağlı olan Alaska'da açılmış karanlık bir okuldu. Bildiğiniz tüm o okulları unutun çünkü Ötanazi Okulunda öğretmenler ders vermiyordu. Her biri kendi dalında uzman bilimcilerdi ve oradaki amaçları bir okul dolusu öğrencinin üzerinde deneyler yapmaktı. Öğrenciler ise sıradan öğrenciler değildi çünkü her biri idam cezası almış mahkûmlardı. Okul onları satın alarak kendi deneylerinde kullanan karanlık bir girdaptan farklı değildi. Bir kez içine girince çıkmak mümkün değildi. Yeşil tüm o tehlikeli mahkûmların içinde göğsünde değerli bir kalple yaşamak zorundaydı. Herkes onun kalbini isterken kurtların içine atılmış bir kuzudan farklı değildi. Kalbini isteyenlerden biri de öz babasıydı. Babasının onun kalbi için okula tehlikeli bir suikastçı göndermesiyle, belki de tüm ezberler bozulmaya başlamıştı. Avcı'da her zaman bu kadar acımasız değildi. Özellikle ateşten kızıl saçları olan ve bir katile gülümseyen hasta bir kadını tanıyana kadar. Şimdi karar verme sırası ondaydı. Avını öldürmeli mi, yoksa korumalı mı? Sayfalar üzerinde konuştuğu bu dilsiz kadınla tam olarak ne yapmalıydı? "Kadın kandan korkuyordu, adam ise kan kokuyordu. Şimdi sen söyle; böyle bir durumda kadın özleyebilir mi ölüm kokan bir adamı?" dedim. "Kadın aptaldı adam ise kadına kör. Şimdi sen cevap ver; her şeye, herkese ve özellikle küçük bir kadına kör olan bir adam bekleyebilir mi kadın tarafından özlenmeyi?" diyerek bana cevap verdi.