MedineVisne adlı kullanıcının Okuma Listesi
6 stories
Maça Kızı 8 | Devam*  by dpamuk
dpamuk
  • WpView
    Reads 4,009,606
  • WpVote
    Votes 179,881
  • WpPart
    Parts 19
Maça Kızı 8 serisinin devam bölümlerini içermektedir.
BRONZ SERİSİ by zanegzo
zanegzo
  • WpView
    Reads 13,214,934
  • WpVote
    Votes 878,364
  • WpPart
    Parts 102
Kitap oldu. Dört kitabı basıldı. ❝El bebek, gül bebek değil; el bebek, öl bebek.❞ Karanlık örgütün kurduğu düzen için doğmuş bir kız çocuğuyken ona verilen en büyük ceza sevgisizlikti. Kaderini kabullendi ve kartını oynadı. O kim miydi? Hisar Alatav. Hayır, sil. His Alatav. Karanlık düzenin kıyameti olmak üzere. O ise Bronz. Karanlık örgüte başkaldırıp kartları yeniden dağıtan adam. Ona Bronz derler. Onların tohumları el bebek gül bebek değildi; el bebek öl bebekti.
Kara Mamba: Lacrima by MssZelal
MssZelal
  • WpView
    Reads 88,864
  • WpVote
    Votes 6,311
  • WpPart
    Parts 65
Kırmızı Örümcek Zambağı. Dünyanın en zehirli bitkileri listesinde öne gelen o güzel zambak. Ölümün kendisini temsil eden bu kırmızı bitki, zehrinin yanında cezp edici bir özelliğe de sahipti. Doğal güzellikleri ile insanları büyülerken ruhlarını cezp eder ve onları çağırırdı. Yalnızca dokunmak bile zehrinin etkisine kapılmaya sebep olurken dünya üzerinde bu çiçeği kendisini öldürecek kadar zorlayan kimse olmadı. Bir kişi hariç. Yalnızca bir kez solup ölürdü zambak. Sonrasında kayış benzeri yapraklar ortaya çıkar, yılın geri kalanında onların da öldüğü yaza kadar zambağı tutarlardı. Ama bugün burada, artık ölümü çağrıştıran zambağı ayakta tutan şey kayış değildi. Onu artık intikam için bekleyen, gözlerindeki karaları derisine dağılan Kara Mamba tutuyordu. Onun için artık, ölümden önce intikam geliyordu. Ölümüne susamış yılan, intikamından önce zambağı bırakmayacağına yemin etmişti. O yüzdendi bu dik duruşu. Ama kimsenin bilmediği bir şey daha vardı. Kırmızı örümcek zambağı; keder, acı, veda ve ölüm anlamına gelirdi. Bunları kendiyle getirirdi ve onun, onu dik tutmaya çalışan yılana bile acıması yoktu. Yılan intikamı beklerken, zambak ise huzuru beklerken birbirlerini öldürdüler. Ve ellerinde, acıdan başka hiçbir şey kalmadı.
Maça Kızı 8 by dpamuk
dpamuk
  • WpView
    Reads 174,256,407
  • WpVote
    Votes 7,377,228
  • WpPart
    Parts 221
"Verdiğim acıyı silebilmek için her bir saç telini öpmek istiyorum," dedi. Önce nefes almayı bıraktım. "Ama bazen öpünce de geçmez," dedi. Buz kestim. ... BU HİKAYEDEKİ OLAYLAR TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜDÜR VE GERÇEK KİŞİ VE KURUMLARLA BİR İLGİSİ BULUNMAMAKTADIR! Yayınlanma Tarihi: 21 Mayıs 2017 Maça Kızı 8, üç kısımdan oluşan bir seridir; hepsi bu kitap altında toplanacaktır.
BEYAZ LEKE by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 38,128,046
  • WpVote
    Votes 2,069,187
  • WpPart
    Parts 39
Yaşıyorduk, işkence çekiyorduk, idam ediliyorduk, köle gibi çalıştırılıyorduk, susuyorduk, çığlık atıyorduk ama hepsinin sonunda sesli ya da sessiz bir savaş veriyorduk çünkü seviyorduk. Şaşırtıcıydı, sevgi bazen bir savaş meydanının ortasında size uğruyordu. O an iki yolum vardı. Ya sevecektim, ya ölecektim. Sevmeyi seçtim. Onu sevmek de ölümü daima nefes gibi ensende hissetmekti. "En büyük savaşların ortasında kurak topraklardan bile bazen çiçek açar, bombalar etki etmez, kökleri sımsıkı tutunur. Bir bakarsın renkler canlanır, güzel kokar her yer. Sen bu çiçeksin diyemem, biz bu çiçeği temsil ediyoruz diyebilirim. Özgürlüğümüze." Bu kitapta geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünü olup her ayrıntısıyla kurgudan ibarettir.
SOKAK NÖBETÇİLERİ by asliaarslan
asliaarslan
  • WpView
    Reads 58,346,813
  • WpVote
    Votes 2,252,192
  • WpPart
    Parts 63
16 Mayıs 2021 güncellemesi: Bölüm yorumlarında fazlasıyla spoiler olabilir, eğer hoşlanmıyor ve keyif alarak okumak istiyorsanız yorumlara bakmayın. Bütün Sokak Nöbetçileri'nin gözleri benim üzerimdeydi, benim gözlerim ise onun turkuaz rengi gözlerinden ayrılmıyordu. Hepimiz yine bir amaç uğruna toplanmıştık. "Sokak çocuklarını her gördüğünüzde saçlarını okşayın," dediğimde gözlerim onun kumral saçlarına kaydı, alnına bir tutam saç düşmüştü ve her zamanki gibi dağınık, özensizdi. "Onları sevin, gülümseyin. Bir gün o çocukların büyüyeceğini ve karşınıza çıkacağını unutmayın." Hafifçe tebessüm ettiğimde canım hiç olmadığı kadar fazla yanıyordu. "Büyüdüm, büyüdün, büyüdük." Ona doğru bir adım attım ve başımı kaldırıp "Keşke hiç büyümeseydik," diye fısıldadım. "Keşke büyümeseydin. Keşke o sokaklara ait kalsaydık." Öfkeli değil, bıkkındı. Ruhsuz değil, tepkisizdi. Yalnız değil, kimsesizdi. "İçimi sokaklara çevirmenin bir yolu var mı?" diye sorduğunda sesinde ilk defa başkaldırı yoktu, vazgeçiş vardı. "Kendimi değil ama seni o sokaklarda yaşatıp gizlemek istiyorum."