Hapşırık
Her şey,bir erkeğin hapşırmasıyla ve benim"Çok yaşa!"diye bağırmamla başladı...
"Ve ateş kül oluncaya dek yanmaya devam etti. Su ise buhar olacağını bilmesine rağmen savaşından vazgeçmedi.'' Masal on sekiz yaşını doldurduğunda kaldığı yetimhaneden ayrılmak zorunda kalmıştı. Bu arada eski yurt müdürü tarafından ona İstanbul'da bir kolejde burs ayarlanmıştı. Kendine kalacak bir yer bulması gerekiyo...
"Ben uzun zamandır hiçbir şeyden emin olamıyorum. Bir sabah kalkıyorum, yaşamak istemediğimi düşünüyorum. Hayatta kaybettiklerin kazandıklarından fazlaysa yaşamanın ne anlamı var ki? En son ne zaman bir şeyi kazandığımı, en son ne zaman mutlu olduğumu hatırlamaya çalıştığım anda da..." derken gözlerim yine dolmuştu. "...
Arkadaşlıklar, aşk, aile, okul... Hayatınızda her şey mükemmelken, elinizdekilerin farkına tam olarak varamazsınız... On yedi yaşındaki Güneş, anne babasını ve küçük kardeşini kaybettikten sonra, yaşadığı acıların ardından hayatına devam etmek istiyordu. Güçlü olmak zorundaydı. Eski okulundan işlemediği bir suç yü...
''Şey adın neydi acaba?" dedi eliyle saçlarını karıştırarak. Bir dakika benim adımı mı sordu o? Adımı sordu değil mi? Neydi benim adım? Tuğba mıydı? Yok değildi.Tuana mıydı? Yok o da değildi.Heyecandan adımı unuttum. "Sıçmık." dedim birden. --- Tüm hakları Umut'un egosunda saklıdır. NOT:Küfür içerir.