NAKAVT
*Eski adı: Oyunbozan 2* Ardıç: Bana birini ayarlamaya çalışma artık Ardıç: Beni kimseyle yakıştırma Ardıç: Ben sana âşığım, aptal kız Ardıç: Görmüyor musun bunu?
*Eski adı: Oyunbozan 2* Ardıç: Bana birini ayarlamaya çalışma artık Ardıç: Beni kimseyle yakıştırma Ardıç: Ben sana âşığım, aptal kız Ardıç: Görmüyor musun bunu?
Kız öğrenci eviyle Erkek öğrenci evinin savaşıdır! • Gece yarısında alt komşusu yüksek sesle müzik açtığı için rahatsız olup, konuşmaya giden Efsun. Komşusunun, erkek öğrenci evi olduğunu bilmiyordu. |Tamamlandı.
Bu yüzdendir ki öğrenecekleriniz, size anlatacağım son hikayem olacak. Çünkü size, nasıl öldüğümü anlatacağım. Ben kim miyim? Ben ne bir yalancıyım ne de bir yabancı. Sadece canı yananlardanım. Ya da yalnızca can yakanlardan biri. * Yalancılar ve Yabancılar evreninden...
Morana. Morana 'ölüm' demekti. Arsen Morana gözlerinde ölümü taşıyordu, damarlarında kurbanlarının kanı akıyordu. Düşmanları toprak oluyor Morana tarih yazıyordu. Tara'nın yaşadığı şehir olan Savana'da herkes kimden uzak durması gerektiğini biliyordu. Bunlar ölümü düşleyen Tara'nın umurunda değildi. 19 yaşındaki keski...
Avukat Hevidar Evin Şahin. Baran Korkmazbey'in hikayesi. Avukat Hevidar Evin'in, Baran Ağa'yı kurtarmasıyla hikaye başlar... ^^^ **Kitabın tüm hakları şahsıma aittir. Kitabın çalınması, kopyalanması durumunda gerekli yasal işlemler başlatılacaktır. *
İnsan ne dilediğine dikkat etmeli, zira kalbinden geçen iyi ya da kötü hiçbir dilek gerçekleşmeden peşini bırakmaz, derler. Ben, ölüm diledim. Bir ölümle başladı her şey. Bir başka ölüm onu izledi. Ve bir diğeri...
KİTAP OLUYOR! Kendi düğününden kaçıp hiç tanımadığı ukala, sorumsuz gibi görünen bir yabancının arabasına bindiğini sanan Ayşegül Yıldız aslında sorumsuz biri gibi görünse de Üsteğmen Ali Korkmaz'ın arabasına binmişdir. 4. Bölümden küçük bir alıntı: "Simdi ne yapacağız?" diye sordu kahverengi gözlerini mavi denizden...
"Ey kahraman Türk kadını! Sen yerlerde sürünmeye değil,omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın." -Gazi Mustafa Kemal Atatürk
"Gözlerime bak Ezgi..." Artık yaşlarım akıyor muydu bilmiyorum. Sadece tek gördüğüm; karanlık. Islak ve sıcak bir karanlık... İnsana yapışan ve daraltan bir karanlık. Ucu bucağı olmayan... "Hayır, Yavuz. Yüzleştiğim gerçekler bir kâbus ve benim yüzleşecek gücüm kalmadı." Sol tarafıma düşen saç, sıcak parmakları tarafı...
"Sadece seni yok etmek istiyorum." dediğinde dudaklarımda kışkırtıcı bir gülüş oluştu. "Öyle mi?" dedim dudaklarına doğru fısıldayarak. "Daha çok beni nefesimi kesene kadar öpmek istiyormuş gibi bakıyorsun." dedim ama bakışlarını hiç değiştirmedi, bana öyle bakmaya devam etti. "Doğru başta amacın gerçekten beni yok et...