🤍
31 stories
BÜLBÜL KAPANI by Loresimaa__
Loresimaa__
  • WpView
    Reads 20,349,196
  • WpVote
    Votes 1,298,530
  • WpPart
    Parts 45
"Bela yağmur gibi gökten yağarsa Başını ona tutmaktır, adı aşk..." . . . 🪶❤️‍🔥 Kapak tasarım; @Publiisherr
SARMAŞIK  by buskrdnz
buskrdnz
  • WpView
    Reads 2,036,462
  • WpVote
    Votes 105,469
  • WpPart
    Parts 47
"Bütün çatılar tepemize yıkılabilir, hiç sorun değil. Sen; kendi başına benim dayalı döşeli evimsin."
BEYOĞLU by betul25
betul25
  • WpView
    Reads 2,169,042
  • WpVote
    Votes 90,024
  • WpPart
    Parts 63
Ela gözleriyle baktığı herkesi etkileyen Ahu Aladağ. Gri mavisi gözleri olan ve sert duruşuyla Ahu'nun gözlerine vurulmuş Yaman Beyoğlu. İki farklı insan, iki farklı hayat nasıl oldu da bir ormanda kesişti? Beyoğlu'nun çetrefilli ve zor hayatı Ahu'ya bambaşka bir dünyanın kapılarını aralayacaktı. Sonunda aşk kazanacak mıydı? İlk yayınlama tarihi: 8.5.21
Onun Çatısının Altında (Tamamlandı)  by beyzademirkubuzzz
beyzademirkubuzzz
  • WpView
    Reads 581,526
  • WpVote
    Votes 38,831
  • WpPart
    Parts 39
İstanbul'un işlek caddelerinin birinde küçük, şirin bir kahve dükkanı işleten Mayıs, kendi ekonomik özgürlüğünü kazanmak için mücadele ederken dükkanına kahve almak için gelen Şafak Milas ile yolları hiç beklemediği bir anda tekrar kesişir. İstanbul'da geride bıraktığı hayatın izlerini silmek için mücadele eden Mayıs, geçmişinde yakasına yapışmış her insana hak ettiğini yaşatmak için bir yemin etmişken Şafak Milas'ın kırık şemsiyesinin altına sığındı; tüm varlığını afetlerden koruyan o şemsiyeyi, yuvasının çatısı bildi. Kimisinin şemsiyesi oldu kimsesizin çatısı. ☂ "Bu ikimizin savaşı, dördümüzün zaferi olacak." dedi. Gülümsedi, gülmemi bekler gibi baktı gözlerime. Güldüm. "Bu ikimizin savaşı, dördümüzün zaferi olacak." dedim.
ARBEDE by ufukshikayeleri
ufukshikayeleri
  • WpView
    Reads 123
  • WpVote
    Votes 4
  • WpPart
    Parts 5
Ülkece aranan bir hırsız olan Polen, bir gün yaptığı büyük soygun sonrası geçirdiği araba kazasında yoldaşlarını kaybeder. Kazadan sonra hiç tanımadığı yabancı bir adamın evine sığınan Polen, birden aralarına iki yabancının daha katılmasıyla neye uğradığını şaşırır. Polen kayıp arkadaşlarını bulmaya çalışırken,hiç tanımadığı yeni bir duygu onu yavaşça zehirler.Aşkın zehri ikisinin de kalbinin derinine işliyordur. Elinde tuttuğun bir kağıt parçası,kalbinde beslediğin bu kağıt parçasına duyduğun aşk,Aklında aldandığın ve içindeki yangını söndüren bahaneler. Göz yaşlarınla ıslanan yüzün saklanıyor maskenin arkasında.Dudaklarındaki ruj yalanların kadar koyu fakat daimi gülümsemeni korumakta.Şimdi,kolaysa gizlen maskelerin ardına,bulacağın tek şey camları kırık aynadaki yansıman olacak. |🎭|
DİKİŞ TUTMAZ AŞK | Texting  by meslemervaa
meslemervaa
  • WpView
    Reads 1,546,447
  • WpVote
    Votes 88,454
  • WpPart
    Parts 63
05***: Hanımefendi yeter artık. Sizinle evlenmek istemiyorum. Bu kadar ısrar etmenizi anlamıyorum. Asya: Oha ilk defa biri bana hanımefendi diyor? Doğru kişiye mi yazdın la? Asya: Ayrıca ben kimseye evlilik teklifi falan etmedim aq 💫 Tamamen eğlence amaçlı yazılacaktır, çerezlik bir kurgudur, ona göre okuyun lütfen. 29.03.25
İSPANYOL PRENSİ | TEXTİNG by llantomar
llantomar
  • WpView
    Reads 391,932
  • WpVote
    Votes 18,101
  • WpPart
    Parts 24
Karşı tarafın yanıt verebileceğini hesaba katmayan Alçin Kor, bir gün araba seyahatinde yine canı sıkıldığı için sosyal medyadan birisine mesajlar atmaya başlar. Karşı taraf, Talu Korel'in yanıt vermeye başlamasıyla ikilinin arasında sohbet başlar. Alçin ne kadar iyi davransa da, Talu'nun soğuk ve sert tavırları işleri zorlaştırır. İSPANYOL PRENSİ | TEXTİNG
ÇİZGİ İHLALİ (VOLEYBOLCU) by afroditmavisi
afroditmavisi
  • WpView
    Reads 6,364,545
  • WpVote
    Votes 437,509
  • WpPart
    Parts 54
Alara Yılmaz babasının antrenörlüğünü yaptığı milli erkek voleybol takımının kaptanına aşık olur... '300423
KIRMIZI GÜLLER ÇABUK SOLAR by ceyzabel
ceyzabel
  • WpView
    Reads 876,696
  • WpVote
    Votes 63,718
  • WpPart
    Parts 54
"Ve unutma Zümrüt; tüm çiçekler yavaş yavaş, kırmızı güller çabuk solar." *** 1980 yılının Mayıs ayında, Dilektaşı Mahallesi'ndeki aylardır boş olan daireye genç bir adam taşındı. Tek başınaydı, bir karısı veya çocukları yoktu. Kimseyle konuşmazdı ve soğuk çehresi, tenindeki yanığa benzer farklı renkte izleri, şüpheli hareketleri nedeniyle kimsenin de onunla konuşmaya niyeti pek yoktu. Mahalleli, bu suskun ve gizemli adamın dönemin şartlarını da göz önünde bulundurarak bir Amerikan ajanı olduğuna karar vermişti ve adama kendi aralarında 'Dilsiz Ajan' diye sesleniyorlardı. Zümrüt Ayten Özsoy ise henüz yirmisine yeni basmıştı. Altı çocuklu bir ailenin ikinci çocuğuydu. Hayat hakkında bilgisi bu aileyle ve bu mahalleyle sınırlıydı. Liseyi yarıda bırakmak zorunda kalmıştı, hayata en büyük kızgınlığı da buydu. Hayallerini baltalayan şey yoksulluk ve yoksulluğunun sebebi ise başlarındaki sorumsuz babalarıydı. Çoğunlukla bu kalabalık mahallenin cıvıltısında ömrünün çürüyeceğini ve ailesine rağmen yapayalnız öleceğini düşünürdü. Onun için hayat, ışıltılı bir oyun sahnesiydi ve bu sahne, akşam babası eve geldikten sonra perdelerini kapatarak karanlığa bürünürdü. Ve bir gün Dilsiz Ajan nihayet konuştu. Zümrüt Ayten Özsoy ise hayallerine çok yakın olduğunun henüz farkında değildi. (30.03.2021)