Aksiyon harikaları 🥳
4 stories
NYMPHA - ARBOR KRALLIĞI《TAMAMLANDI》 by flamingolar
flamingolar
  • WpView
    Reads 25,056
  • WpVote
    Votes 7,179
  • WpPart
    Parts 49
《TAMAMLANDI》 Arbor Krallığının Prensesi Nympha'yı bekleyen iki zorlu savaş vardı. Biri dengeleri alt üst eden karanlık bir güce karşı, diğeri ise kalbini sıkıştırıp onu nefessiz bırakan bir aşka. ⌜ Çocuk kendini beğenmiş gülümsemesiyle, "Prensesim, lütfen hatırlatmama izin verin ben bir Bellum'um." dedi. Nympha'nın yüzü birden katılaştı. "Bana böyle hitap etmeni sevmediğimi daha kaç kere söyleyeceğim." "Ama sen Prensessin. Hatta şu an senin önünde diz çökmem gerekiyor." Ventus alaycı bir tavırla dizlerini üstüne çöktü ve başını kaldırıp Nympha'ya baktı. Nympha gözlerini kıstı ve "Çok eğlendim doğrusu" dedi sert bir şekilde. Sonra eteklerini tutarak Ventus'un yayının yanına koştu. "Ok nasıl atılırmış öğren bakalım." ⌟ Buraya kadar okuduysan bölüme tıkla ve Nympha'yla tanış! Pişman olmayacaksın. 😊 Kapak tasarımı ve kitaptaki tüm görseller bana ait. ✨️ *TÜM HAKLARI SAKLIDIR*
KALBİMDE YANGIN  by zeynonunhayalleri34
zeynonunhayalleri34
  • WpView
    Reads 8,684
  • WpVote
    Votes 1,407
  • WpPart
    Parts 20
Havanın soğukluğuna aldırış etmeyen küçük kız, soğuktan dolayı akan burnunu elindeki mendile sildikten sonra, mendilini çiçekli fisdanının cebine tışıktırdı. Annesi onun yokluğunu farketmeden hemencecik gidecek, onunla konuşup eve geri dönecekti. Akşam olmak üzereydi. Çabuk olması gerekiyordu. Taş avluları bulunan konukların yanından koşar adım geçerken hem kış ayının soğuğu, hem de sert esen rüzgarın serinliği yüzünü kıpkırmızı etmişti. Koşarak hareket ettiğinden dolayı nefes nefese kalmış bir şekilde hedeflediği konağın kapısına gelince duraksadı. Derin derin nefes alıyor, nefes aldıkça da soğuk hava ciğerlerine nüfus ediyordu. Son kez cesaretini toplayıp, önünde dikildiği demir kapıyı yumruklamaya başladı. Demir kapı konağın güvenliğinden sorumlu adamlar tarafından açılınca, kapının önündeki adamlara, ' Annesinin onu, Hacer Hanımağasından bir şey almak için gönderdiğini söyleyerek 'içeriye girip, hemencecik yukarıya doğru kıvrılan merdivenleri koşar adım çıkmıştı.Bu arada bir taraftan da etrafı kolaçan ediyordu. Onun burada olduğunu kimsenin görmemesi gerekiyordu. Onun odasının bulunduğu kata gelince, kimseye yakalanmamanın sevincini yaşıyordu. Sevinçten kahkaha atacak gibi olduğunda yaptığı şeyin farkına varır varmaz, ellerini hızla ağzına kapatıp onun odasının kapısının önüne gelip, kapıyı açıp içeriye daldı. Karşısındaki küçük kızı görmeyi beklemeyen genç adam. Gördüğü manzara karşısında şaşkınlığını gizleyeyemiş ağzını açıp kapatmış, genç kızın şu an da burada ne işi olduğunu sorgulayan bakışlarını küçük kızın üzerine dikmişti. Genç adamın kendisine tuhaf bakışlarlarla baktığını gören küçük kız, heyecandan ne yapacağını bilememişti. Ellerini soğuktan kıpkırmızı olmuş yüzüne kapatıp karşısındaki genç adamın boynuna sarıldı.
Telekinezi by nilsuilgin
nilsuilgin
  • WpView
    Reads 3,822,733
  • WpVote
    Votes 197,126
  • WpPart
    Parts 68
UYARI: Hikayeyi okurken sakın henüz okumadığınız bölümlere bakmayın. Gizem/Gerilim olduğu için spoiler yiyebilirsiniz! Yetenekli olmak. Her defasında imrenilen bir olgu. Başınıza bela açacağını asla düşünmezsiniz; Öyledir ki yetenekli insan belaya rastlamaz. Aksine bunun bir deli saçması olduğunu düşünürsünüz. Ama bir kez daha düşünün. Zira genç bir kız olan Maya'ya göre hiç de öyle değil. Hele ki kızımız doğuştan telekinezi yapabiliyorsa, kendisini belanın, bildiğimiz belanın içinde bulması kaçınılmaz olacaktır. Düşmanı yakaladığını zannettiğin anda çember daha da genişler. *Her bölümde gizemin dozu artarken, entrikalar doruklara ulaşacak.*
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,375,007
  • WpVote
    Votes 694,779
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.