bluuy6
- Reads 4,195
- Votes 156
- Parts 30
Bu topraklar kaç can daha alacaktı? Kaç yürek daha kanayacak, kaç hayat daha harcanacaktı?
Bu Topraklar hep böyle miydi? Kan dökmeden, can yakmadan duramaz mıydı?
Bir söz yetiyordu, bir mühür, bir el sıkışma... Ve birinin hayatı çoktan çizilmiş oluyordu.
Kimse sormuyordu, kimse düşünmüyordu: Peki ya ruhlar? Peki ya kalpler?
Susmak bir kural, boyun eğmek bir zorunluluktu.
Ve kader, başkalarının ellerinde yazılıyordu.
Şilan, adını bile bilmediği bir adama eş olmaya mecburdu.
Boran , hiç tanımadığı bir kadının kocası olmaya mahkûmdu.
İkisi de istemedi. Ama bu topraklarda töre, insanın kendisinden bile güçlüydü.
Zamanla, nefretin içinde filizlenen bir şey vardı.
Göz göze geldiklerinde, düşmanlık yerini meraka bıraktı.
Sessizlik, zamanla anlam kazandı.
Ve zorunluluk, hiç beklenmeyen bir şeye dönüştü: Aşka.
Ama bu toprakların bir yasası vardı.
Ve o yasa, mutluluğa hiçbir zaman kolay izin vermezdi...