Elf & Vampir Hedefi sadece çiçek toplamak olan Veronica, başına geleceklerden habersizdi. Onun yardımına koşan adam aslında avını koruyan bir avcı olabilir miydi? Sonuçta her avcı, avını diğerlerinden korurdu. Peki Veronica düştüğü bu yolda avlanacak mıydı? Yoksa bir anda avcının hayatını mı değiştirecekti? "Herkes senin kanını isterken ben nasıl koruyacağım seni? Özellikle ben isterken..." _________________________________________

Ben Ay'dım. O ise Güneş. O istediği gibi parlayabiliyordu. Ama benim parlayabilmek için ona ihtiyacım vardı. Unuttuğun bir şey var. Ay olmadan Güneş geceleri parlayamaz. Birbirlerini tamamlıyorlar. Aynı beyin ve vücut gibi. Ay olmadan Güneş olmaz. Güneş olmadan Ay olmaz. Özgür olmadan Deniz, Deniz olmadan Özgür olmaz. Ama unutma. Korkak olmadan cesur içindeki gücü fark edemez.

Prenses & Korsan "Benden para çalacak kadar sefil görünmüyorsun. Amacın ne?" Adam gözlerini kapatıp gülmeye başladı. Gözlerimi kısıp onu incelerken bir anda elini hançerimin üzerine koyup diğer kolunu sırtıma yerleştirip beni arka tarafıma döndürdü. Sırtımı göğsüne yaslarken ondan kurtulmak için çırpınıyordum. Hançeri göğsümde hissedince ise durakladım. Çenesini hafifçe omzuma değdirince nefesini boynumda hissettim. Vücudum yay gibi gerilirken kalp atışlarını sırtımda hissediyordum. Sertçe yutkundum. "Senden birşey çalmak isteseydim çoktan çalardım Prenses Violet." Gözlerimi devirdim. Bu adam beni tanıdığı için mi takip etmişti? "Kimsin sen?" Hafifçe güldü. "Kaptan Son Nefes."

"Sadece soruma cevap ver Layla." Gözlerini gözlerimden ayırmadan yanıma diz çöktü. İşaret parmağını havalandırarak göğüsümün üstüne doğrulttu. "İntikam istiyor musun?" Anlamadığım soruya yanıt olarak soru sorar biçimde kaşlarımı kaldırdım. Göğüsümün üstüne havalanan işaret parmağını kalbimin üzerine bastırdı. Parmağının dokunuşunu hissetmemle spazm geçiriyormuşcasına kıvranmaya başladım. Acı dolu çığlıklarım boş alanda yankılanıyordu. Boncuk boncuk terler vücudumdan aşağı süzülüyordu. Acıma son vermek için parmağını geri çekti. Yavaşça dinen sızıyla birlikte kafamdaki sis bulutları dağıldı. Unuttuğum her bir şey belleğime geri yüklenmişti. Eladora'nın kalbime sapladığı kılıcı hatırladığımda yüz kaslarım gerildi. İfadelerimi gören adamın suratında ise tebessüm oluştu. Gözlerimiz tekrar buluştuğunda durumun kibirine kapılarak kafamı salladım. "O halde şeytan ile anlaşma yapmaya hazır ol."

Ardından şu cümleyi kurdu. " Gözlerimin ,Şeytandan bana bir armağan olduğunu ve sarı harelerine lanetler üflendiğini söyledin fakat öğrettiler." Gözleri kalabalık içinde beni buldu. " Şeytan'ın armağanı değil, güneş parçaları ile donatıldığını , yüzümü ışıltıları ile süslediklerini öğrettiler... "