💖💗💌
51 stories
YILDIZLARA DOKUNMAK (2) by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 25,707
  • WpVote
    Votes 3,241
  • WpPart
    Parts 21
Herkesin sadece bakarak taklit edilmesi mümkün olmayan ve ne yaparsan yap, dışarıdan bakıldığında anlaşılmayan bir hayat hikayesi vardı. Ne kadar süre olduğunu bilemediğim bir süredir yalnızdım. Aslında herkes vardı, aile, arkadaşlar, sevgililer, hayranlar, hatta evcil hayvanlar... ama bu benim yalnız olduğum gerçeğini değiştirmiyordu. Bu düzene de alışmıştım. Yalnızlığımı biliyor, umursamıyordum. Çok zor olmuştu lakin kabullenmiştim. Sonra bir gece onu gördüm. Elif'i. Kabullendiğim yalnızlığımın içinde, onun da en nihayetinde diğer herkes gibi olacağına emindim, hele de kuzenimin sekiz yıllık kız arkadaşıyken aksi olması mümkün değildi. Yoksa mümkün müydü? Her zaman komşunun örnek gösterilen mükemmel oğlu olmayı başarmış olan ben, başkalarının hayat hikayelerinde iyi bir kahramanken, kendi hikayemin kötü kahramanı mıydım?
LÜZUMSUZ SAVAŞ (3) by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 93,490
  • WpVote
    Votes 10,092
  • WpPart
    Parts 38
Bir iddiayla başlayan savaş, şu hayatta mümkünatı olmayan her şeyi mümkün kılabilir miydi? Yalçın Saral, Türkiye'nin, hatta Ortadoğu ve Balkanların en iyi senaristlerinden biriydi. Yazdığı o aşk sahneleriyle insanların aklını başından alır, bunun ekmeğini de sevimli kadınlarla yemeyi severdi. Zaman içinde aşka olan inancını kaybetmiş, o duygunun yokluğundan da pek etkilenmemeye başlamıştı. Ta ki o düğünde Nurdan'la karşılayınca dek! İlk savaşı başlatan kendisi olmuştu. Nurdan Özkan, Türkiye'nin ya da Ortadoğu'nun, veyahut Balkanların en iyilerinden biri değildi, kendince. Oysa ki çok ünlü bir blogu, makyaj videosu çektiği, orta halli takipçileri bulunan bir Instagram hesabı vardı. Henüz okulu bitmemişti ve bunun için pek de çaba sarf ettiği söylenemezdi. Düzensiz bir iş hayatıyla ve fıkra gibi birleştikleri ev arkadaşlarıyla kendi halinde yaşıyordu. Ta ki o düğüne gidip zaten altüst olan hayatını, iyice altüst hale getirene kadar kendi halinde yaşıyordu. Birbirlerinden farklı iki kişinin hayatı bu düğünde kesiştiğinde, aralarında patlak verecek olan güç savaşı kaçınılmaz olmuştu. Tutkunun savaşının en derin ve en güzel halini tenlerinde sorunsuzca yaşarken; gerçek hayattaki savaşları onları hep bir çıkmaza sürükledi. Kıskançlıklar, çekememezlikler, itirazlar, fikir ayrılıkları onlara aşmaları gereken bir sürü engebe sundu. Hayattaki en klişe ama onlar için en beklenmedik sayılan sürprizle yüz yüze geldiklerinde, ya bu savaştan ikisi de galip çıkacaktı ya da ikisi de yenik çıkacaktı. Peki onlar ne mi yaptı? Sadece lüzumsuz bir savaşın içinde debelenip durdular.
FIRLAMA PRENS (1) by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 235,803
  • WpVote
    Votes 16,075
  • WpPart
    Parts 28
Çiğdem iki ev arkadaşıyla mutlu mesut yaşıyordu. Ta ki bir gün sahaftan aldığı eski bir kitap hayatını sonsuza dek değiştirene kadar... Kitap çok güzeldi, sürükleyici başlamıştı. Fakat daha kitabı bitiremeden kitap ortadan kaybolmuştu ve kaybolmadan evvel de yerine içindeki ana karakteri bırakmıştı. İşin en kötü yanı kitaptan çıkıp gelen ultra yakışıklı bir adamın varlığı değildi; kitaptan çıkan adamın sıradan biri olmamasıydı. Gelen adam; genç-fazlaca-yakışıklı, 1700'lü yılların sonunda yaşamış bir Birleşik Krallık prensiydi ve kesinlikle geçmişten geliyordu. Adamın kurmaca olan hiçbir yanı yoktu. Varlığı tamamen tarihi delilere dayanıyordu. Ama ne yazık ki Birleşik Krallık Prensi, Sussex Dükü Alexander Frederick'in o delilere dayanan varlığı, tarihte kalamamıştı! 1802 yılının o güpgüzel baharını bırakıp, 2013'ün tuhaf baharına ışınlanıvermişti... Kendi isteği dışında! Tek iletişim aracının mektuplar olduğu bir devirden gelen adamı dokunmatik telefonların olduğu dünyaya uydurmak hiç de kolay olmayacaktı Çiğdem için. Alex'in öğreneceği çok şey vardı. Hem de çok şey... Ama her zaman geri gitme ihtimali de vardı tabi. Ne kadar başlarda iki taraf da bu beklentide olsa da, zamanla işler değişecekti. Çünkü aşk çaktırmadan onların hayatına girecek kadar sinsi bir yılandı.
KURŞUNİ RENKLER (4) by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 26,608
  • WpVote
    Votes 3,867
  • WpPart
    Parts 28
Fırlama Prens'te Kerim-Selen çiftini ve Yıldızlara Dokunmak'taki Batu karakterini çok seven herkesi şiddetle bu hikayeye davet ediyorum :)
AŞİYAN by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 99,859
  • WpVote
    Votes 9,067
  • WpPart
    Parts 32
Pınar sakin olmaya çalışarak "Merhaba," diye fısıldadı. Bundan daha fazla muhabbet etmek istemiyordu lakin bunun kaçınılmaz olduğunu da biliyordu. "Merhaba." Selçuk'un yüzünde şaşkın bir gülümseme ağır ağır peyda oldu. Sanki yüzünden hızlı hızlı hisler ve ifadeler geçiyormuş gibi yüzü dalgalanıyordu. Pınar'a doğru bir adım yaklaşmak istedi ama hemen durdu. "Ne zaman geldin?" Selçuk'un gözleri Pınar'ın hatırladığından da güzeldi. Ya da belki de daha güzeldi artık. Yaş almak yaramış olmalıydı. Bu yüzün her bir zerresine bakarken nasıl kalbinin aşkla çarptığını dün gibi hatırlıyordu. Hala aynı güzel yüzdü işte! Daha sakallı, bir iki ufak çizgisi vardı ama onlar da ona ayrı bir hava katmıştı. Deniz yeşili gözlerinin etrafındaki çizgiler mesela... olgunluk katmıştı. Siyah, sık sakallarına rağmen onların arasında görünen gamzelerinin etrafındaki çizgiler... nasıl da güzellerdi. Muntazam bir yüzü vardı. "Dün," derken sesi çatallaştı Pınar'ın. Hemen genzini temizledi. Bunu yaparken de gözünü kaçırma fırsatını değerlendirdi. "Sen ne zaman geldin? Burada olmadığını sanıyordum?" dedi bunu ümit eder gibi. Sesindeki bu temenniyi saklayamadı. Selçuk da fark etmişti o ses tonunu. Yine de aklına gelen ilk şeyi hemen uzaklaştırdı. Kendini tek parça halinde tutmaya gayret etti. "Ben ne zaman gittim ki?"
Yirmi Dokuz by melinogut
melinogut
  • WpView
    Reads 782,635
  • WpVote
    Votes 50,396
  • WpPart
    Parts 60
(Tamamlandı) Yıllar önce yaptığınız 'çocukça' bir anlaşma hayatınızı en fazla ne kadar değiştirebilir? ''Anlamıyorsun ki. Ben ne dedim az önce? Sanki o dört duvarın arasında da benimle mi olacaksın?'' ''Olurum.'' -'Ne?!' Aziz'in bu net ve hızlı cevabı karşısında Birce'nin ağzından sadece bu iki harf dökülebilmişti. ''İstediğin bu değil mi? Olurum işte.'' ''Aziz ne dediğimin farkındasın değil mi? 30 yaşımıza geldiğimizde evime çökmenden bahsetmiyorum. Evlilikten bahsediyorum. Bir insanla aynı evi paylaşmaktan. Ev arkadaşı olarak değil. Evli bir çift olarak.''
İKİLİ DELİLİK by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 54,084
  • WpVote
    Votes 6,444
  • WpPart
    Parts 31
Yıllardan 2008, Mayıs ayının sonu Fethiye'de Sımsıcak bir yaz gelmek üzere! Merih ve Venüs ikiz kardeşler, doğma büyüme Fethiyeliler. Büyüdükleri yere aşıklar. Küçük yerin; malum en eski ve en popüler tek yumurta ikizidirler. Bütün Fethiye onları bilir ve sever. Venüs kendi gezegenin temsil ettiği her şeyi temsil eden tarafken, Merih'in kendi gezegenini ne kadar temsil ettiği tartışmalıdır. Venüs, her ne kadar Merih'in dayanıklılığın, sabrın ve mücadelenin gezegeni olan marsın tüm özelliklerini taşıdığına inansa da, Merih bu konuda kendinden emin değildir. Ama o kardeşinin venüs gezegenin tüm özelliklerini taşıdığında yüzde yüz kalıbını basar. İkili ilişkilerdeki muhteşemliği, dış görünüşte en ufak detaylarına kadar birbirlerine benzemelerine rağmen güzellik ve zarafeti temsil edişi ve aşk konusundaki başarıları... Venüs her şeyiyle adının hakkını veriyordur. Tüm bu dengelere rağmen, Venüs'ün hayatı Merih'in başına belalar açarak geçmiştir. Ne zaman her klasik kardeş gibi başlarına bir talihsizlik gelecek olsa, bu talihsizliğin anahtarı hep Venüs'ün elindedir. Bu muhteşem 2008'in Mayıs ayında, yine başlarına bir talihsizlik kuşu konuyordur. Hem de bu kez kuş çok büyüktür. Venüs yaptığı bir davranıştan ötürü mahkeme kararıyla bir kamu cezası almıştır ve iki ay huzurevinde çalışması gerekiyordur. Deli doluluğun tek adresi Venüs, uyuşuk yaşlıların olduğu ortamda çalışarak güzelim yaz mevsimini harcamayı hiç istemiyordur. Bu cezayı çekmemek için yapmayacağı hiçbir şey yoktur. Hukuku, hatta daha fazlasını bile kandırmayı göze almıştır. Bu yüzden kardeşine bu cezada kendi yerine geçmesi için bir teklifle gider. Fakat Merih asla böyle bir şeyi karşılıksız yapmayı kabul etmeyecektir, değil mi? O yüzden Venüs'ün, onu ikna edecek iyi bir 'geri iyiliğe' ihtiyacı vardır.
RESMEN AŞIĞIM by sezgisalman
sezgisalman
  • WpView
    Reads 52,423
  • WpVote
    Votes 6,665
  • WpPart
    Parts 34
"Şaka yapıyorsun, değil mi? Hayal görüyorum?" dedi en nihayetinde Uraz. Bu soruları direkt olarak arabasının bagajındaki kıza mı, yoksa genel olarak evrene mi yönelttiği şüpheliydi. Zaten Asu da tam anlamamıştı. "Sen buraya nasıl girdin?! Ne zamandır buradasın? Ya... sen... sen kimsin ya? Kimsin sen?" Asu korkmaya başladığını ve tir tir titrediğini hissediyordu. Sevdiceğinden, biricik Uraz'ından korkması çok anlamsızdı ama şu an karanlığın içinde bağırırken bir tık ürkütücü olduğunu da inkâr edemezdi. Ürkek hareketlerle kıvrıldığı yerden doğrulmaya çalışırken her yerinin nasıl tutulduğunu ve ağrıdığını anca fark etti. Eee az buz değildi! Muhtemelen üç saattir bu bagajda iki büklüm ses çıkarmadan yatıyordu. Ah o İstanbul trafiği onu bitirmişti. Yani tabii Uraz'ın niyeti yalnız gelmekti ama Asu da eşantiyon gibi olmuştu işte. Ahlaya uhlaya doğrulup ayaklarını sarkıtmak suretiyle bagajda oturmaya devam etti. Boynunu açtı. Kollarını esnetti. Sırtını kütletti. Uraz şaşkınlıkla onun her hareketini izlerken en nihayetinde delirerek "Artık konuşacak mısın?! Kimsin kızım sen?" diye bağırdı. Sonra bağırtısı evin içinde kendisini beklemekte olan arkadaşlarına ulaşacak diye korkarak hızlıca eve bir bakış attı. Asu da omuzları düşerek olduğu yerde küçülmüştü. Korkudan resmen titriyordu. "Anlatacağım. Ne olur kızmayın bana, anlatacağım."
Bayan Dopamin'in Perileri by cokguluyombenya
cokguluyombenya
  • WpView
    Reads 146,962
  • WpVote
    Votes 12,672
  • WpPart
    Parts 24
Her insan hata yapabilir. Ancak bir peri böyle bir ayrıcalığa sahip midir? Anikanos bu soruyu düşünmüyordu elbette. Sıkıcı mitoloji ve felsefe derslerinin bitmesini, mezun oluşunu kutluyordu. Tam olarak mezun olamadığını anlaması ise oldukça kısa sürecekti. @tugcaa @cokguluyombenya ortak kitabıdır. (Tamamlandı) ©Tüm Hakları Saklıdır.
Mavi Göğün Portresi by biryazarbiryazmaz
biryazarbiryazmaz
  • WpView
    Reads 182,074
  • WpVote
    Votes 15,099
  • WpPart
    Parts 31
✨Ev arkadaşlığı✨ ✨Lise ve üniversite aşkı✨ ✨İkinci şans✨ Gökdemir ve Ülkü, lisede birbirlerine aşık olmuş ancak henüz sevgili bile olamadan yolları kötü ayrılmış iki gençtir. Yıllar sonra üniversitede yeniden karşılaşırlar. Ülkü lisans eğitimine devam ederken Gökdemir lisans üstü eğitimi için gelmiştir. Birbirlerinden hazzetmiyorlardır ve bir ortak tanıdık sebebiyle birkaç kez karşılaşırlar. Zamanla fark ederler ki; lisede kurdukları ilişkide paylaştıkları şeyler, aslında ikisinin de hayatında bazı dönüm noktalarına sebep olmuştur. Diyalogları ve tartışmaları onları sürekli geçmişe götürür. Ve tüm bunlar olurken gelişen şartlar birbirlerinden hazzetmeyen bu ikiliyi aynı evde yaşamaya iter. 01.07.2024