MutlakaokuBTS
3 stories
Vampire Mansion⁴ : Tilki by writer_354
writer_354
  • WpView
    Reads 2,203
  • WpVote
    Votes 325
  • WpPart
    Parts 32
~~ "Oturmak ister misin?" diye sorduğunda başını olumlu anlamda salladım ama oturmadan önce görüş alanıma bir şeyler girdi. Şu an beni tutan Jungkook'u görmem gerekirken onu görmüyordum. - Malikaneye yakın bir yerdi, fazla yakın. Ağaçlık alanın olduğu bir bölgede, diğer ağaçlara göre çok daha büyük gövdeli ve çok daha gelişmiş bir ağaç vardı. Ağacın oluşturduğu gölgelikte ise bir beden, Jungkook. Orada oturuyordu, sırtını ağaca vermiş bir şekilde. Çok yakında değil ama yakınlarında bir kuyu vardı. Bir süre sonra kalkıp yürüdü. Kuyunun yakınından geçti ve kuyuyu ardında bıraktı. Görüş alanında o yoktu, kuyu vardı. Kuyunun içinde sanki bir siyahlık vardı. Kuyudan mı çıkıyordu? Bir dakika, bu şey bir insan formundaydı ama iblis bedenine benzemiyordu. Bir de git gide büyüyor muydu yoksa kuyunun dışına mı çıkıyordu? Bir anda küçücük kaldı ve yok oldu. - "Junghyun oppa'nın bahsettiği kuyu." "Junghyun hyung'un bahsettiği kuyu." "Çıkışı o olabilir mi? K-kontrol etmeli miyiz?" ~~
Vampire Mansion² : Kara Lanet {BTS} by writer_354
writer_354
  • WpView
    Reads 8,590
  • WpVote
    Votes 888
  • WpPart
    Parts 70
~~ Biri korkudan güç alırken, bir diğeri cesaretten besleniyordu. Sun-yeon bu kitapta üyelerinin daha önce görmediği yanlarını görecek. Bakalım tüm bu olaylar onu nasıl etkileyecek? ..... "Jimin, artık hazır mısın?" Namjoon'un sorusu beni kendime getirdi. Jimin'e Jin-kyong'u ısırmak için hazır olup olmadığını soruyordu. Jimin yanıtladı. "Kızlar. Hani lotusunuzun yarısından çoğu doluydu ya. Onu doldurmak için ne yapıyorsunuz? Yani kimi kullanarak dolduruyorsunuz?" Jimin'in neden bir anda böyle bir soru sorduğunu merak ediyordum. Jin-kyong'un başını eğdiğini fark ettim. Hei unnie konuştu. "Bunu her ne kadar istemesek de... mecburen Jin-kyong'u kullanıyoruz." Jimin dikkatle Jin-kyong unnie'ye bakıyordu. Unnie'nin gözleri mi dolmuştu. *Parmaklarımla çenesine dokundum. Neden yapıyorsun bunu, korkma. Kendisini geri çekiyordu. "Bunu biliyordum," dedim sessizce. Çenesini nazikçe tuttum ve başını yukarı kaldırdım. Gözleri dolmuştu. Bir damla yaş akıyordu. Bundan nefret ediyordum. Onun ya da bir başkasının benden korkmasından nefret ediyordum. "Bundan nefret ediyorum işte. Birilerinin benden korkması beni sinirlendiriyor." ... Teninin çıplak tenime temas etmesi beni biraz garip hissettirmişti. Farkında olmadan bileğimi çekmeye çalışmıştım. "Sana temas ettiğimde benden utanıyor musun?" "Ne? H-hayır, neden utanayım?" "Öyleyse, korkuyor musun?" diye sorduğunda, "Onu artık aştım," diye hazır bir cevap verdim. Jungkook'un elini saçımda hissettiğimde çok değişik bir hisse kapılmıştım. Beni duvarla arasına aldığında başını boynuma gömdü. Kana olan açlığını demek ki en fazla bu kadar bastırabiliyordu. Boynuma dişlerini geçirdi. Çok sert davranmıyordu ama bu bile canımı yakıyordu. ~~
Vampire Mansion¹ : 3 Ay {BTS} by writer_354
writer_354
  • WpView
    Reads 41,529
  • WpVote
    Votes 2,526
  • WpPart
    Parts 70
Bir kız babasına, şehrin sınırında bulunan lüks bir malikaneye gitmek istediğini söyler. Amacı yaz tatilini insanlardan uzak ve sessiz bir yerde geçirmektir. Malikanede tek kalacağını düşünerekten bu bir hayli büyük malikaneye gider. Ve orada belki de hayatında inanmadığı şeylerin gerçek olduğunu öğrenir ayrıca umduğundan daha çok korkar... ~~ Şimşek büyük bir gürültü ile yeniden çaktığında koridorun karanlığı birden gitmiş kısa bir süreliğine apaydınlık olmuştu. Bu aydınlık oluş ile birlikte tam 6 adamı karşımda görmem bir olmuştu. Dur biraz, yedincisi neredeydi? "Seni korkutmak istemedik." "Sadece seninle konuşmak istedik." "Ama sen bizden kaçtın." "Üstelik kanlı ayda." "Bu çok büyük bir hataydı." "Seni şuan öldürebiliriz." dediler tek tek. Sonuncusu anladığım kadarıyla Jungkook'tu. Altısı da hala karşımdaydı ve ben ne kadar korksam da hala yedincinin nerede olduğunu düşünüyordum. Ben bunu düşünürken arkamdan omzuma dokunan bir el hissettim. Ve ardından da giydiğim kıyafetin kolunu indirerek omzumu açıp sivri dişlerini omzumda hissetmem bir oldu. Korkmaya fırsatım bile olmamıştı. O an hatırladığım tek şey ağzımdan çıkan büyük bir çığlık ve sonrasında ise omzuma sivri dişlerini geçiren gri saçlı minyon tipli küçük göz ve burnu olan çocuk oldu. Sanki onu daha yeni görüyor gibiydim fakat hayır. Namjoon bana onu da tanıtmıştı. Sadece hatırlamıyordum.