darkcaramella
Gözünü açıp etrafa baktığında, otururken bile kendinden bir hayli uzun olduğu belli olan çocukla göz göze geldi. Çocuğun gözü bir an titreyen bacağına kaydığında ise elini sertçe dizine bastırarak bakışlarını kaçırdı. Titremesini durdurmaya çabalasa da bu çabası uzun sürmedi, elindeki sigaradan derin bir nefes alıp dudaklarının arasından bu uğursuz gündeki nemli havaya sertçe bıraktı. Ayakları sağlam adımlar atmaya başlarken izmariti az önce göz göze geldiği çocuğun önüne doğru fırlattı, bakışları ona doğru dönmeden dudaklarından sinir bozucu sözler döküldü.
''Önüne bak ufaklık, hazırlanman gereken sınavların yok mu?''
Genç kendisine sarf edilen bu söz karşısında bir hayli sinirlendi, nefesleri sıklaşırken hızlıca ayağa kalkıp kızın yanından geçti. Omzu omzuna çaparken yanında çocuğu gibi kalan, kendinden yaşça büyük kıza mırıldandı.
''Bu saatte burada ne işin var ufaklık, hazırlanman gereken bi üniversite snavı yok mu?''
Kızın bi tepki vereceğini düşünmese de arkasından gelen kısa çığlık ile baldırında hissettiği tekmenin yaşanma hızı hemen hemen aynıydı. Bu da neydi şimdi? Kız ona çocuk muamelesi yaparken sorun yoktu, o boyuyla dalga geçince mi sorun oluyordu? Hem aralarında sadece bir yaş vardı, kendisi haklıyıdı çünkü kız ondan neredeyse elli santim kısaydı!
Ufak bir tartışma nelere yol açabilir ki? Hem de henüz lisedeyken, ne olacaktı yani büyk sırlar ortaya dökülecek, insanlar yanlış kişilere güvenip küçük ama sonuçları büyük hatalar mı yapacaktı? Bunlar ancak filmlerde olurdu bir kere ve ne Ezel ne de Miraç bir filmde değillerdi.
Tabi, kaderin ne yapacağı da belli olmazdı.