skrdnz's Reading List
72 stories
KALINTI by cerennmelek
cerennmelek
  • WpView
    Reads 2,717,885
  • WpVote
    Votes 113,161
  • WpPart
    Parts 27
Psikiyatrist, karanlık kadar çekici ve zeki bir adam... Şizofren, öldürücü güzellikte bir kadın... Her şey çok normaldi ta ki kadının aslında şizofren olmadığını öğrenene kadar. Her şey karanlıktı, kanlıydı, tutkuluydu, acı verici, büyüleyici ve gerçekti. Bu aslında masal kadar inanılmaz ancak kırmızı kadar kızıl, siyah kadar karaydı.
ATEŞPARE (+18) by cerennmelek
cerennmelek
  • WpView
    Reads 50,974,380
  • WpVote
    Votes 2,303,545
  • WpPart
    Parts 97
Korkmuyordum, ne karanlıktan, ne gürleyen gök gürültüsünden, ne de bana zarar verebilecek bir insandan. Çünkü ben karanlıktım, ben gürleyen göktüm, ben zarar görmezdim, ben zarar verirdim. Ben bir katildim. Bu bir sıfat değildi, bu benim mesleğimdi. 🔥 Yayınlanma Tarihi: 12.04.2020 Bu kurguda geçen kişi, kurum ve olaylar tamamen hayal ürünüdür. Uyarı: Eğer kurguyu spoi almadan okumak istiyorsanız, yorumları okumamanızı tavsiye ediyorum.
PROFESYONEL  by HaKuGu
HaKuGu
  • WpView
    Reads 1,083,397
  • WpVote
    Votes 9,722
  • WpPart
    Parts 7
O bir hırsız. Dahası dolandırıcı ve yalancı. O bir profesyonel. Üstelik gerçek bir dâhi. Ve şimdi polisin ona ihtiyacı var.
SARKAÇ(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 15,958,452
  • WpVote
    Votes 612,699
  • WpPart
    Parts 31
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına sokulur." Saka ve Sanrı'da tanıdığımız Gurur ve Farah'ın hikayesi. SVS'den bağımsız bir kurgu olduğu için Sarkaç'a başlamak için önce Saka ve Sanrı'yı okumanıza gerek yoktur.
ÖYLE BİR UĞRADIM (Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 371,549
  • WpVote
    Votes 21,185
  • WpPart
    Parts 8
"Ondan hoşlanıyor musun?" Kıskanç çıkan sesine ne tepki vereceğimi bilemiyordum. "Ona sarıldın." Kaşları çatıldı. "Hoşlanmasaydın sarılmazdın. Hoşlanıyorsun ki sarıldın." Burnundan nefesini sertçe verdi. "Bana bile sarılmadın." Ters ters baktı. "Bana niye sarılmıyorsun?" Kıskandığı kişi en yakın arkadaşıydı. Ve onun arkadaşı benim babamdı. Hiçbir şeyden haberi yoktu. Eflah kim olduğumu bilmeden beni seviyordu ama ben, onun kim olduğunu bile bile ona âşık olmuştum. Benim günahım daha büyüktü. Bir insanın başına en kötü ne gelebilirdi? Babam gözlerimin önünde öldürüldüğünde ve onu öldüren annem olduğunda en kötüsünü yaşadığıma çok emindim. Artık annem cezaevinde, babam ise mezardaydı. Bundan daha kötü ne olabilirdi ki? 25 yıl geçmişe gitmek? Bu kötünün de kötüsü olabilir miydi? Ölümcül bir kaza sonucu kendimi 1998 yılında bulduğumda o an için bunun bir felaket olduğunu düşündüm. Felaket bir durumdu çünkü bu zaman diliminde anne ve babamla aynı yaşlardaydım. Onların hayatına bir yabancı gibi girmek zorundaydım. Ama aslında felaket sandığım şey mucize de olabilirdi. Mucizevi bir durumdu çünkü bu zaman diliminde annem cezaevinde, babam da mezarda değildi. Onların evlenmesinin nedeni annemin bana hamile kalmasıydı. Ana rahmine düşmeme sadece üç ay kaldığını anladığımda ise kendi doğumumu engellemenin nasıl olacağını düşünmeye başladım. Annemi cezaevinden, babamı da ölümden kurtarmanın tek yolu bu olabilir miydi? Belki de olabilirdi. Planını uygulamak için babamın arkadaşı Eflah'ın evine bir dadı olarak işe girmekse hayatımda verdiğim en kötü karardı. Bunu ona anlatmanın bir yolu var mıydı? Buraya ait olmadığımı, öyle bir uğradığımı anlatmanın bir yolu olmalıydı. Doğru insanı yanlış zamanda bulmak birine verilen en büyük ceza olmalı.
Güneş Savaşları by BirHayalinHevesi
BirHayalinHevesi
  • WpView
    Reads 114,944
  • WpVote
    Votes 8,101
  • WpPart
    Parts 52
Her şey, 1972 kışında, NASA'nın Ay'a düzenlemiş olduğu son insanlı uçuşta insanlık medeniyetine ilişkin kadim bir sırrı keşfetmesi ile başladı. Ve şimdi; Dünya işgal altında! 10 bin yıl önce yerleştikleri Minus Aqua gezegeninin tüm kaynaklarını tüketen koloni insanları, yaşamak için yerkürenin kaynaklarına göz dikti. Beyazbarış grubu, geri dönüyor. 7 milyar insanın hayatı ise tehlikede. Beyazbarış tarikatı, benimsediği ilkelerden, kuruluşunun üzerinden geçen binlerce yılın ardından saptı. Şimdi, bu antik tarikat, insanlığın tanıklık edeceği ilk yıldızlararası savaşı başlatmak üzere. Dünya işgalini durdurmanın tek yolu, insanlığın kadim geçmişinde saklı olan köklü sırları öğrenmek. Bu, bize öğretilen her şeyin yalan olduğunu kabul etmek demek. Gerçekten geçmişte, gelişmiş bir insan medeniyeti kurulmuş ve bu medeniyet güneşe en yakın yıldız sistemini kolonileştirmiş olabilir mi? Atlantis'in son torunları, ne pahasına olursa olsun, dünyayı korumaya kararlı. X elementinden yapılan son enerji kaynağı, onların zihinlerinde saklı. Peki ya Şambala kenti? Himalayala dağlarının derinliklerinde, bu efsanevi kent gerçekten var mı? Türkiye Cumhuriyeti ise, vatan topraklarını, tüm insanlığın düşmanı olan bu işgalcilere vermemekte kararlı. NATO ve BM dahi, geri çekilmişken, Türk ordusu İstanbul'u kurtarmak için savaşıyor. Her şeyin cevabı ise, piramitlerde saklı. Sende Güneş Savaşları'nın kahramanları ile bu destansı yolculuğa çıkıp, dünya işgalini durdurabilecek yegane silahlar olan piramitlerin nasıl aktive edildiğini, efsanevi Şangri-La kentine yolculuk ederek öğrenebilirsin. İstanbul bu işgale karşı savaşan dünya üzerindeki tek şehir olarak kalmışken, kendini bu savaşın dışında tutmak oldukça zor olacak. *Ağustos gelince yeniden yazmaya başlayacağım. (Olay Ufku ve Nova-İstanbul'un yazarından.)
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 35,828,943
  • WpVote
    Votes 1,598,046
  • WpPart
    Parts 58
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
Mahallemizin Gavuru/ TAMAMLANDI by MrsSabi
MrsSabi
  • WpView
    Reads 2,028,883
  • WpVote
    Votes 118,053
  • WpPart
    Parts 62
Ben Eskişehir'in Odunpazarı ilçesindeki Leylak mahallesinin asi kızı, ailesinin ikinci göz ağrısı, babasının prensesi, anasının kuzusu, abisinin herkesten sakındığı kişiyim. Ben parlak mavilerinden ışık asla eksik olmayan, her lafa bir cevap bulan, bir türlü yerinde duramadığı için mahalleliden 'haşarı' lakabını almış kişiyim. Ben başını sürekli belaya sokan, arkadaşlarını da bu bela ile ödüllendiren, ama bir türlü akıllanamayan kişiyim. Ben...ben yüreğinin her zerresini gerçek aşkına saklamış, kalbini de aklını da heveslik sevdalardan uzak tutmuş, yıllarca nefeslik sevdasını beklemiş kişiyim. Ben kim miyim? Ben Nehir Çimen'im. ****** Bu hikayemizde Eskişehir'in Odunpazarı ilçesine küçük bir yolculuk yapacağız. Leylak mahallesinin hayatına, sıcaklığına, komşuluk bağlarına, yaşlılarının yaşanmışlıklarına, gençlerinin arkadaşlıklarına, aşklarına şahit olacağız. Nehir Çimen yirmisinde bir genç kızdır. Aslında vücut yaşı yirmidir. Ruh yaşına gelirsek... o en fazla beş yaşındaki bir çocuğunki kadar olgun. Nehir büyüdüğü ortamda hep el üstünde tutulmuş, sevgi ile büyütülmüş, hafif de şımartılmış bir genç kızdır. Tabii insanın babası da, abisi de kendine aşık olunca şımartılmaması mümkün değil gibi. Güzel mi diye sorarsanız, sormayın ayıp edersiniz. Güzel lafı onun yanında az kalır. Mahallenin genç delikanlılarının neredeyse yarısı onun peşinden koşar. Tabi bu koşuşturma Nehir'in abisi Caner'i görene kadar sürüyor. Ama gel gör ki hiçbiri Nehir'in umurunda değildir. Nehir nefeslik sevdasının peşindedir. Onun aradığı beyaz atlı prensi daha atını bulamamış olmalı ki genç kızın karşısına çıkmıyordu. Ya ansızın mahalleye yeni birileri taşınırsa? Ve bu taşınanlar Nehir'in deyimiyle gavur olursa? Ortaya nasıl bir şey çıkacak dersiniz?
ÇİRKİN ( tamamlandı) by smileyplesa
smileyplesa
  • WpView
    Reads 56,160
  • WpVote
    Votes 3,566
  • WpPart
    Parts 25
Bir zamanların çirkin ördeği kocasına sarılırken , onun alnına koyduğu buse ile gözleri ile gülümsedi. gözler kalbin aynasıydı..Arda "hoşgeldin canım..hoşgeldin hayatıma ..hoşgeldin çirkin ördeğim " dedi. Ayağına masumca bakarken basıp yüzünü buruşturan kocasına sevimlice güldü..ve "Hoşbulduk" dedi..
Canımı Yaktın ( tamamlandı) by smileyplesa
smileyplesa
  • WpView
    Reads 390,675
  • WpVote
    Votes 15,463
  • WpPart
    Parts 35
Her evlilik mutlu son olmaz..hele evliliğiniz kocanızla değil kaynanızla ise...Bu bir aşk hikayesi değil, kalp yarasıdır.(Her hakkı saklıdır..)