Kalemi kanlı bir yazar tarafından öldürüldüğünde laneti peşini bırakmazmış der büyükler, tatlı soluğu gitmezmiş insanın ensenden.
Eylemsiz bu ölüm bahsi geçen, gerçeklik barındırmayan cinayeti esrarlı bir düşünce olmanın kıyısına zincirler.
''Ama ben gördüm Kırmızı. Boynunda bir kırmızı ip gördüm, dünya ağlıyordu, ben sana saçlarımdan elbise ördüm. Kırmızı, Kırmızı'm, sana şimdi sadece, Kırmızı demeliyim.''
"ve onlar aşkı hiç beklemedikleri anda barların arasında bulmuşlardı."
.
.
.
.
.
bu kitap elliott smith-between the bars şarkısından esinlenerek yazılmıştır