Herkesin içinde binlerce sıkıntısı, derdi vardır. Ama bunları kendimize itiraf etmekte bile zorlanırken bir başkasına anlatmayı başarmak zor değil mi? Sende böyle düşünüyorsan doğru yerdesin. Biraz dertleşmeye ne dersin o zaman?

Hiç sesini duymadığın hatta yüzünü bile görmediğin birine şehvetli bir tutku ile bağlı olmak yıllarca onu beklemek büyük bir sabır istemez mi? Ya da ilk kez rüyanda gördüğün birini gerçek hayatta aramak onun birgün senin karşına çıkacağına inanmak emek istemez mi ? O hayali kişiyi bulma ümidiyle geçirdiğinde zamana yazık eder misin ? Edersen o zaman sen o kişiye aşık olmadin mı ? Onun için her şeyden vazgeçmeye hazır değil misin yoksa? Belki de o kişi senin için o kadar önemli değildi sıradan bir hayali kişiydi ? Ya da değil miydi? O zaman ne duruyorsun hayali sevgilin için savaşma zamanı.. Boşa geçen her dakika senin için zaman kaybı. İşte Fatih'in hikayesi böyle başlıyordu. Rüyasında gördüğü kızın birgün karşısına çıkacağına inanıyordu. Aslında inandığı gibi oldu hayali sevgilisi karşısına çıktı. Ama onu elde etmek için savaşması gerekmez miydi? Işte Fatih bey ve hayali sevgilisinin maceraları...

NOT:Olaylar kurgu değildir!! Hergün bindiğiniz bir otobüste başınıza gelen olaylar bir süre sonra sizi hiç şaşırtmaz. Aynen benim şuanki halim gibi. Yaklaşık olarak 3 yıl aynı otobüsle okula gittiğim için otobüste bir olay olsa hiç şaşırmıyorum. Aksine olmayınca şaşırıyorum. Işte bu kitapta başımdan geçen bazı olaylar var. Bu olaylar kurgu değil tamamen gerçektir. Bizzat benim yaşadığım olaylar. İyi okumalar....