ecem-_-'s Reading List
2 stories
GÜL KUYUSU by binnurnigiz
binnurnigiz
  • WpView
    Reads 3,825,390
  • WpVote
    Votes 254,959
  • WpPart
    Parts 20
"Kaburgam acıyor," diye fısıldadı, gül kuyusu. "Kaburgamı çaldın benden." Adam kızın yüzünü tam kaburgalarının üstüne bastı. "Burada, gül kuyusu," dedi ifadesiz bir sesle. "Burası senin sürgünün. Buradayken ne ölüme kavuşabilirsin, ne de kendini geri alabilirsin artık." Kız, adamın kazağını kavradı, yüzünü kaburgalarının arasına gömdü ve kaşlarını çatarak başını iki yana salladı. "Ölüme kavuşturmayacaksın beni," diye fısıldadı. "Bana beni geri vermeyeceksin." "Asla." Kızın, göğsünün ortasında bir yarası vardı, o yaraya bir isim bile vermişti. Adam, o yarayı ondan çalmıştı. O yaranın adı, "çocukluğum"du. Artık yeryüzüne yağan gül yapraklarının rengi, kan kırmızısıydı. Zehirli kırmızı gül sarmaşıkları bağladı bizi, Birbirimize zehirlendik. O kâinat kadar eşsizdi, Ben basit bir gül kuyusu. Tutulmamız gerekiyordu, Tutulduk. Ben Gül'düm, O, içine düştüğüm Kuyu, Benim Kuyum. Gül Kuyusu.
MÜPHEM by fernwehy
fernwehy
  • WpView
    Reads 7,679,581
  • WpVote
    Votes 231,451
  • WpPart
    Parts 83
Yankı gökyüzünü izlemeyi seviyor. Yeşil gözleri, gün batımında alev alan Anka'yı arıyor. Ona inanıyor. Yirmi iki yaş efsanelere inanmak için geç değil, ama kız çocuğu olmak için geç, biliyor. Zihninde bir karanlık; onunla aynı adı taşıyor. Onun olduğu yerde nedense hep yağmur yağıyor. Hissediyor; yağmur daima dilinden anlıyor. Giray az önce ortadan kayboldu. Zaman, onun için tersine akıyordu. Önünde gelecek değil, geçmiş duruyordu. İçinde bir yangınla doğdu, dumanı onu önce sardı, sonra boğdu. Yalnızlığın bıraktığı yakasını Yankı tuttu, adı anneye benziyordu. Ama gri gözler annesini hatırlamıyordu. Hesaplıyordu; yirmi yedinci yaşına mezarda basıyordu. Genç kadın yürüdü. Yeşil gözleri, yağmur için toplanan kurşuni renklere takıldı. İçindeki karanlık, ona belirsizliğin adını fısıldadı. O buradaydı. Yalnız kalmış bir çocuk gülüşü, geçmişten kopup geldi. Zaman geçti, yağmur yağdı. Bulutlar yeryüzüne çöktü. Yeşil gözlere duman yansıdı. O buradaydı. Dumana benziyordu. Ne kadar da belirsiz... Zamana karışıyordu, ne kadar da belirsiz. Geçmişten geliyordu, ne kadar da belirsiz. O buradaydı. Gözlerinin rengi gri, ne kadar da belirsiz... O kesinlikle buradaydı. Güneş battı. Anka'nın kanatları alev aldı. Yangının izleri gökyüzünde yankılandı. Ay karardı. Zaman geriye aktı. Geçmişte bir çocuğun sıkıştığı yalnızlık dumandandı. - Görebiliyorum, yaşın büyük. İçin çocuk. Giray, biliyorsun vicdanın kulakları sağırdır. Çocukken vicdan dilsizdir. Dedin ki insanla doğar vicdan, yalnızdır. Bir çocuk kadar güçsüz ve çiğdir. Daha büyümedin, bu çocuk kalbine dardır. Merhametin ıslak ve kirlidir. Vicdan insanın içindeki tanrıdır. Bilirsin, tanrının çocuklarla arası iyidir. - Bu kitap sizi gülmekten öldürmez ama eğlendirir. Sizi hüzne boğmaz ama eser miktarda ağlatabilir.