Yasmin723741 adlı kullanıcının Okuma Listesi
12 stories
SAKA VE SANRI(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 35,660,946
  • WpVote
    Votes 1,595,516
  • WpPart
    Parts 58
"Karımı artık yanımda, odamda ve yatağımda görmek istiyorum!" diye bağırınca donup kaldım. Ne söylediğinin farkında mıydı? Bir başkasının kimliğiyle evlenmek mümkün müydü? Gerçekten nikâhta bile sahtekârlık yapılabilir miydi? Başına gelene kadar Bige Saka bunun mümkün olduğunu sanmıyordu. İlk görüşte aşktı onunkisi, bu yüzden âşık olması ve duygularına yenik düşüp evlenmesi çok hızlı olmuştu. Evlendiği gün sevgilisinin bir dolandırıcı olduğunu öğrenmişti. Üstelik zaten evliydi ve başka bir adamın adını, soyadını, kimliğini hatta gerçeğinden ayırt edilemeyecek imzasını kullanarak Bige'yi evlendiklerine inandırmaya çalışmıştı. Son ana kadar Bige bu gerçeği görememişti. Peki, nikâh cüzdanında adı geçen gerçek Karun Kalender kimdi? Evlendiğinden haberi var mıydı? Böyle bir durumda nikâh geçersiz sayılırdı değil mi? "Ne demek nikâh geçerli?" Şaşkına dönmüş bir halde avukata bakıyordum. Benden haberi bile olmayan bir adamın karısı olduğumu mu savunuyordu? "Üzgünüm Bige Hanım," dediğinde olağan bir şeyden bahseder gibi sakindi. "Nikâh memuruna kadar her şey gerçek. Eski sevgiliniz Serhat Bey ile o masaya oturduğunuzu doğrulayacak hiç görgü tanığınız yok. Bu nikâhın başka bir adamın kimliğini kullanarak kıyıldığına dair hiçbir kanıtınız yok. Böyle bir durumda yapılacak en mantıklı şey Karun Bey'i bulmak ve ona olanları anlatıp boşanma evraklarını imzalatmak." Bu adam ne dediğinin farkında mı? Bahsi geçen adamın benden haberi bile yoktu. Karşısına geçip ona ne diyeceğim? Senin ruhun bile duymadan evlendik hadi şimdi de boşanalım mı? Bu koskoca bir saçmalıktı!
AŞİYAN by busra_hatsy
busra_hatsy
  • WpView
    Reads 870,640
  • WpVote
    Votes 33,005
  • WpPart
    Parts 56
GERÇEK BİR HAYAT HİKAYESİNDEN UYARLANMIŞTIR. AŞİYAN İstanbul'da hukuk okuyan Esila, tatil için ailesinin yanına Mardin'e döndüğünde, onu bekleyen karanlık yazgıdan habersizdir. Yıllar önce, çocuk yaşta Aram onu görmüş ve etkilenmiş; Aram'ın babası ise "Bu kız senin gelecekteki eşin" diyerek kaderin ilk düğümünü atmıştır. Esila için yıllar öncesinden örülen bu ağ, dönüşünde kapanmaya hazırdır. Törelerin ağır gölgesi altında, kendi iradesi dışında Aram'la evlendirilir. Küçükken doğudaki kızların haklarını savunmak için avukat olma hayalleri kuran Esila, bu kez kendi hayatını savunamamanın acısıyla baş başa kalır. İçindeki isyan, özgürlük özlemi ve geçmişteki hayalleri her geçen gün daha da derinleşir. Aram ise, yıllardır hayalini kurduğu kadını elde etmiş olmanın mutluluğuyla, onun kalbini kazanmak için her yolu dener. Ancak bu evlilik; tutku ile öfkenin, sevgi ile nefretin, bağlanma ile özgürleşme isteğinin çarpıştığı bir savaş alanına dönüşür. Her dokunuşları bir yara, her bakışları yeni bir yangın gibidir. Gerçek bir hikâyeden uyarlanan Aşiyan, aşkın yalnızca mutluluk değil, bazen de en ağır mahkûmiyet olduğunu gözler önüne seriyor. Bu roman; töre, özgürlük, aşk ve yıkım arasında sıkışmış iki insanın, hem birbirlerini yıkıp hem de yeniden inşa edişlerinin çarpıcı bir anlatımı... Bu kitapta Esila ve Aram'ın değil, kendi yaralarınızı da göreceksiniz. "Sevmek kurtuluş mudur, yoksa yıkım mı?" sorusunu her sayfada yeniden soracaksınız. Bazı hikâyeler vardır, bittiğinde bile zihninizden silinmez; Aşiyan işte tam olarak böyle bir hikâye.
UKDE by srp1ii
srp1ii
  • WpView
    Reads 272,257
  • WpVote
    Votes 18,405
  • WpPart
    Parts 30
Yarım kalan değil, hiç başlamayan bir sevdanın hikayesi.
SEVÂD VADİSİ by RavzanurBALCI
RavzanurBALCI
  • WpView
    Reads 4,819
  • WpVote
    Votes 520
  • WpPart
    Parts 11
FANTASTİK BİR KİTAP DEĞİLDİR! Dökülen her göz yaşıma bir mum yakıldı. Mumlar, Sevâd Vadisi'nde yanarken kaburgama saplanan kimsesizliğimin en eşsiz izi yanarak aydınlandı. Silik suretimin yaralar içindeki göğsü parçalanıyordu. Vadi; boş, soğuk ve ıssızdı. Aslında bu karanlık, hissiz serzenişimin kirli ruhuydu. Burası onundu; yarım, çaresiz ve savaştan çıkmıştı. Ellerinde kendi kanının iziyle ruhunu yitirirken, bu ilk yerle bir edilişi değildi. O, benim göğsümdeki bu vadinin en karanlık siluetiydi. Göğüs kafesimdeki karartı onun gölgesinin elleriydi. Varlığımı parçalayan ve aynı zamanda saçlarımı seven de aynı adamın elleriydi. Sesim, dudaklarımı kanatacak kadar kısılmış, yansımam olduğum kişiye kanlı bir kumaşla yeniden giydirilip süslenmişti. Ben, artık eşsiz bir acıydım. Kendime özel yaralarım ve kanımdan çizdiğim resimlerle rol kesen bir ip cambazıydım. Burası Sevâd Vadisi'ydi. Burada ölmek istiyordum. Burası Sevâd Vadisi. Ölürken beni o öldürsün istiyorum... Gözleri karanlığa sığınak yaratan adam için, yuvam olan bu vadinin bağrında bir kibrit yaktım. Ateş feryat ederek göğüs kafesimin en karanlık yerine düştü. Ruhuma aydınlık yaratacak sanırken ufak bir kibrit, kalbimi ölü küllerle doldurdu. Ve varlığım parçalara ayrıldı. Artık ölmüş olan her bir parçam onun gözlerine emanetti... Onun Sevâd'ında (karanlığında) onun karanlığına emanettim... Bu karanlık yalnızca ikimize aitti... Ve artık dökülen her göz yaşıma bir mum söndürüldü. Mumun sönmüş kabukları sol tarafımdaki yaranın üzerine kanayarak örtüldü. Lütfen ışığı söndürmeyin. Benim ruhum şafağı çalınan bir gecede öldürüldü.
SUNGURUN PENÇE İZİ by RukiyeAslan990
RukiyeAslan990
  • WpView
    Reads 1,014,625
  • WpVote
    Votes 60,804
  • WpPart
    Parts 43
BU BİR ASKER KURGUSUDUR. "Sen nasıl özel kuvvetsin ya? Mayına bastım diyorum. Kasaturayla falan imha etsene yüzbaşı!" Bir yandan da hönkürerek ağlıyordum. "Kal böyle de aklın başına gelsin. Belki akıllanırsın ağlayan bela." Ağlarken küfrettim."Senin gelmişini geçmişini..." Beni durdurup sırıttı. "Sana yardım edecek yegâne kişi benken küfür mü edeceksin?" Telaşla bağırdım. "KÜFÜR YOK! VALLAHİ BİLLAHİ TİLLAHİ YOK!" "Tamam sus artık kızım ya! Yardım edeceğim." Bu sefer de sevinçten ağladım. "Şimdi ne yapacağız komutan. Sen benim yerime bassana şuna ben yoruldum." Yere bakmadan parmağımla işaret etmiştim mayını. Hayretler içerisinde bana baktı. "Yok yok ben gidiyorum. Dünya için bu iyiliği yapmam gerekiyor." "Ölüme mi terkedeceksin beni?" "Tek seferde anlamana sevindim." Arkasını dönüp gidecekken durup hala zırlayan bana baktı. "Neyse sana ufak bir kıyak yapayım. Sakın ayağını oynatma. Yoksa uf olursun. Hadi rastgele." Yürümeye başlamasıyla ağlayarak tek bir cümle çıktı dudaklarımdan. "ANNEMİ İSTİYORUM BEN!" *. *. *. Yüzbaşı Cihangir Demiralp. Pilot Teğmen Devrim Işık Uluöz.
ARHAVİLİ by burcubuyukyildiz
burcubuyukyildiz
  • WpView
    Reads 1,450,745
  • WpVote
    Votes 80,023
  • WpPart
    Parts 32
"Ben Karadenizliyim," dedi dudakları tehlikeli bir gülüşle kıvrılırken. "Biz sabahları ilk olarak hırçın dalgaları görmek isteriz." Gözleri gözlerimdeydi, sıcacık nefesi dudaklarıma çarpıyordu. "Ya evimizin manzarasında... Ya da kollarımızda uyanan kadının bakışlarında..." Dudakları ansızın boynuma değdiğinde, titreyen dizlerime söz geçiremeyip onun kaslı kollarına tutundum. Tırnaklarımı tenine batırdığımı fark edemiyordum. "Çok şey istiyorsun gibi geldi bana," dedim kendimi tutamadan. Güldü. Ona çok yakışan, nadiren görebildiğim bir gülüştü bu. "Karadeniz..." dediği anda, başparmağı nefesimi kesercesine dudaklarımı buldu. "Hırçındır. Asidir. Zapt edilemezdir, vahşidir. Derinlerinde ne olduğunu asla bilemezsin. Onun azgın sularında yüzmeye alışkın değilsen akıntısında kaybolur gidersin. Ve sen Hazel... Tıpkı Karadeniz gibisin." Bir KOR EVRENİ Romanı BU KİTAP YETİŞKİN OKURLAR İÇİNDİR! © Tüm hakları şahsıma aittir. İznim dahilinde olmaksızın alıntı yapılamaz. Bu başlık Arhavili adıyla, 2016'da açılmıştır. Bölümlerin yayınlanmaya başlama tarihi 22 Aralık 2023'tür. Wattpad'de ARHAVİLİ adıyla yayınlanan ilk ve tek hikâyedir. * Bu kitapta okuduğunuz bazı kişiler, kurumlar, olaylar ve kavramlar yalnızca hayal ürünüdür. Gerçekle en ufak bir ilgisi bile yoktur.
ZÜMRÜT TAŞI  by mahper_i
mahper_i
  • WpView
    Reads 287,439
  • WpVote
    Votes 10,855
  • WpPart
    Parts 17
Karanlık bir gece, tıpkı bir yıldız gibi gözüme gözüktü ve kayıp, gitti. Hazer Mirza Zaimoğlundan... İlk yayın tarihi [ 24.07.2022] Düzenlenip, Ufak tefek değişikliklerden sonra tekrar [18.03.2024] tarihinde yayınlandı. ( + 18 şiddet içerir ) Türü : aksiyon, dram, komedi ağırlıklıdır.
Gölgesiz (Pukka Yayınları Aracılığı İle Kitap Oldu)  by Ssibellasibell
Ssibellasibell
  • WpView
    Reads 1,428,040
  • WpVote
    Votes 19,263
  • WpPart
    Parts 10
"Benim adım yok Narin, gölgem yok, ayak izim yok." dedi umutsuzca. "Olsun!" dedim omuz silkerek. Onun aksine umarsız çıkıyordu sesim. "Adını dilim zikretmese de kalbim senin adınla çarpar..." dedim üzerine basa basa "Olmasın ayak izin ben kokundan anlarım geçtiğin yolları..." diye devam ettim sözlerime. İkimizde kilitlenmiş gibi birbirimizin gözlerine bakıyorduk. Sesim o kadar netti ki, kısık sesle konuşuyor olmam bile anlaşılmaz gelmiyordu. "Varsın olmasın gölgen benim gölgem ikimize de yeter!" dedim kararlılıkla. BU HİKAYE TAMAMEN KURGU OLUP KİŞİ VE KURUMLAR HAYAL ÜRÜNÜDÜR. Kitap tasarım: birkadehsevgi- Tanıtım tarihi: 21.02.2021 Yayınlanma tarihi: 21.09.2022
SARKAÇ(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 15,787,141
  • WpVote
    Votes 609,855
  • WpPart
    Parts 31
"Delilerin sevdası hoyrat bir fırtına gibidir. Günün başında seni sarsan fırtına, gecenin şafağında ılık bir esintiye dönüşüp kaburgalarının arasına sokulur." Saka ve Sanrı'da tanıdığımız Gurur ve Farah'ın hikayesi. SVS'den bağımsız bir kurgu olduğu için Sarkaç'a başlamak için önce Saka ve Sanrı'yı okumanıza gerek yoktur.
YARALASAR(Kitap Oldu) by Maral_Atmc6
Maral_Atmc6
  • WpView
    Reads 17,319,323
  • WpVote
    Votes 693,423
  • WpPart
    Parts 56
"Soyun!" "Ne?" Yaşlı adam oturduğu masada kaşlarını çatmıştı ki yanındaki kadın tebessüm ederek bana döndü. "Sadece hırkanı çıkar ve bize sol kolunu göster." Tedirginlik içinde onlara baktığımda uzun bir masada oturan toplam on kişi görmüştüm. Ben kapıya yakın bir yerde duruyordum ve yanımda benimle aynı yaşta olan altı çocuk daha vardı. Sağımdaki kızın sol kolundaki yarasa damgasını gördüğümde sertçe yutkundum. Aynı damgadan benimde kolumda vardı. "Neyi bekliyorsun?" Bu soğuk ses yaşlı adamın sağ tarafında oturan kişiden gelmişti. Başını önündeki dosyadan hiç kaldırmadığı için yüzünü iyi göremiyorum. Hırkamı çıkardığımda benimle aynı hizada duran çocuklar koluma baktı. "Sende Yarasalardan birisin." Yaşlı adamın sesi huzursuz çıkmıştı. "Nasıl damgalandığını hatırlıyor musun?" Yine o adam konuşmuştu ve hâlâ başı önündeki dosyadaydı. İyi hatırlıyordum. "Hayır." Onlara güvenmiyorum. Cevabım ile kalem tutan eli hareketsiz kalmış fakat başını kaldırmamıştı. "Artık bizi neden buraya getirdiğinizi açıklayacak mısınız?" Yanımdaki çocuklardan biri konuşmuştu. Yaşlı adam sıkıntıyla bir nefes alarak bizlere baktı. "Aslında hepiniz aynı çocuk yurdunda bir zamanlar kaldınız. Peşinde olduğumuz biri var ve o yurttaki otuz çocuğu damgaladı. Şimdi yeniden ortaya çıktı ve Yarasaları bulup hepsini öldürüyor." Sanırım Yarasalar biz oluyorduk. "Bizimle işbirliği yapmak zorundasınız, tabii yaşamak istiyorsanız?" Masadakilere döndü. "Herkes kendi eğiteceği çocuğu seçsin. Unutmayın seçeceğiniz çaylaktan siz sorumlusunuz." Burada neler olduğunu anlamıyorum. Masadakiler bizi incelerken o başını hiç kaldırmayan adamın sesini duydum. "Gözlüklü kızı ben eğiteceğim." Burada gözlük takan sadece bendim.